29 Mart Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
YAVUZ AĞIRALİOĞLU KILIÇDAROĞLU’NA OY VERECEK Mİ
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET
Yavuz Ağıralioğlu, 6’lı Masa’da İYİ Parti’ye pusu kurulduğunu söylemişti. Terörün gölgesinin düştüğü yerde cumhurbaşkanlığı makamının pay edilmesini doğru bulmuyorum, diye konuştu.
“Çocuk katilini övenle kazanacaksak kaybedelim” dedi.
Ağıralioğlu bu 6’lı Masa’yı ve HDP ile iş birliğini âdeta bombaladıktan sonra Habertürk’te yayına çıktı. Mehmet Akif Ersoy’un Kılıçdaroğlu’na oy verilip verilmeyeceği sorusu üzerine, “Gelen telefonlardan anlıyorum ki kızgın, kırgın, üzgün, hırpalanmış ve kahırlı bir şekilde oy verilecek” diye yanıt verdi. Yavuz Ağıralioğlu, İYİ Partilileri incitmemek için bu değerlendirmeyi yaptı ama sözleri, “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkıyorsun hem de kızgın, kırgın ve küskün de olsa Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini söylüyorsun” diye eleştiri konusu oldu.
Yavuz Ağıralioğlu bunun üzerine, “Ben kendi adıma bu vebale ortak olmayacağım” diye tweet attı ama dinleyen oldu mu emin değilim. O nedenle kedisini arayıp sordum.
Partisine karşı olmadığını, partisine yapılanlara karşı çıktığını anlattı. Partili arkadaşlarının hukukunu koruma adına bu değerlendirmeyi yaptığının altını çizdi. İlkeli duruşunu koruduğunu, sözlerinin arkasında durduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini ifade etti.
ABD YENİLİYOR MU?
HAŞMET BABAOĞLU / SABAH
Şimdi yeni bir moda çıktı malum...
Olayları alt alta topluyor ve mantık çerçevesinde ABD'yi, Rusya'yı, Çin'i küçümsüyorsunuz...
Yüzünüzde de bir burun kıvırma ifadesi de oldu mu, gelsin alkışlar...
Mesela ABD mi konuşuluyor...
Geçen gün bir TV yorumcusu söylüyordu: "Ne gücü var ki?
Bakın girdiği savaşlara göreceksiniz; nerede kazanmış ABD?
Afganistan'da mı, Irak'ta mı, Suriye'de mi?" Sunucu da düşünüyor o anda...
Eh Afganistan'dan bir nevi kaçtı ABD; Irak'tan çekildi...
Sonra konuşmacıya dönüp "doğru" diyor.
Oysa işler öyle dönmüyor...
Bakmak gerek: Afganistan ve Irak'tan geriye ne kaldı?
Afganistan, Batılıların deyimiyle "bir toz toprak" ülkesi şimdi.
Irak ise fiilen üçe bölünmüş bir ülke ve huzursuz bir operasyon coğrafyası artık...
ABD'nin asıl planının bu tablo olmadığından emin miyiz?
Ebediyen orada kalmayacaktı ya...
Suriye mi?
ABD müdahalesi orayı da Pentagon'un 2004 haritalarına uygun biçimde fiilen üçe bölmedi mi?
Hegemonya çatışmaları sever; böylece bölgesel güç odaklarını zayıflatır.
Bakışı globaldir...
Bir yerden çekildiyse, orayı değil, dünyayı istediğindendir.
Ha, bir de "Amerikan ruhu" var ki, gittiği yerlerden pek nadir çekiliyor.
Mesela açın Youtube'u...
Komünist Vietnam şehirlerinin caddelerinde çekilen videoları izleyin...
"Bu gençlerin dedeleri, Amerikalıların toprağı yüz yıllığına zehirleyen kimyasal bombalarına karşı ellerinde çakar almaz tüfeklerle neyin savaşını vermişlerdi?" diye düşünüp dertleneceksiniz...
Bazı avanaklar, "ABD'yi olduğundan güçlü gösterdiğimi" söyleyecekler şimdi...
Aldırmayın!
Ben asıl "güçsüz" gösterenlerin bazılarının hesaplarından korkarım...
‘DEMİRTAŞ NEDEN HAPİSTE?’
ALİ SAYDAM / YENİ ŞAFAK
Bir de “Eski günahların gölgesi uzun olur” sözünü yeniden hatırlatan ‘Kılıçdaroğlu klibi’ var; Youtube’da dolanıyor… Klibin üç yerinde Kılıçdaroğlu’nun “Selahattin Demirtaş neden hapiste?” diyen görüntüsü yer alıyor. Hemen arkalarına ise üçer adetten dokuz HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş videosu eklenmiş… Klibin söz düzeni şöyle:
Kılıçdaroğlu: “Selahattin Demirtaş neden hapiste?”
Demirtaş: “Buna alışsanız iyi olur; çünkü biz daha Başkan APO’nun heykelini dikeceğiz, heykelini.”, “Bizim bir milletvekilimiz bir PKK’linin cenazesine katıldı diye linç edilebiliyor medyada. Çok açık söyleyeyim: Halkımızın acısına sahip çıkmayan milletvekiliyle ilgili, kusura bakmasınlar, parti disiplini gereği ben soruşturma açtırırım.”, “Barış için çarpan bir yüreği İmralı’da kayalıklara zincirle kimse bağlayamaz… Müzakere sürecinin en önemli başlıklarından biri de Sayın Öcalan’a, Başkan APO’ya özgürlük olacaktır.”
Kılıçdaroğlu: “Selahattin Demirtaş neden hapiste?”
Demirtaş: “PKK’yi silahlı bir halk hareketi olarak tanımlıyoruz.”, “26-27 Aralık’ta Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi’nin Olağanüstü Kongresi’ne bizler de genişletilmiş biçimde katılacağız. Öz yönetimin, özerkliğin inşası ve içinin doldurulması […] için önemli kararlar alacağız.”, “Bizim başarımız, yani HDP’nin başarısı ki Sayın Öcalan’ın çok önemsediği bir projedir. Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir.”
ÖZERKLİK ŞARTI
MELİH AŞIK / MİLLİYET
CHP’li genç Milletvekili Yunus Emre TV’de diyor ki:
“Yerel yönetimlere özerklik şartındaki çekinceleri iktidara geldiğimizde hemen kaldıracağız. Bu emin olun Türkiye’yi bölecek falan bir şey değildir. Aksine, Türkiye’yi daha da güçlendirecek.”
Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı Türkiye geçmişte imzalarken bazı maddelerine çekince koydu. Halkımız bu sözleşmeyi sık sık PKK’nın talep ettiği federasyon benzeri özerklikle karıştırıyor. Önce belirtelim, Özerklik Şartı farklı bir sözleşme. Ülkenin bir parçasının özerk olmasını öngörmüyor. Ancak Sayın Yunus Emre şunlara cevap vermeli:
- Türkiye geçmişte ne gibi sakıncalar görmüştü de bazı maddelere çekince koymuştu? Bu sakıncalar ortadan kalktı mı? Siz bu konuyu yeterince incelediniz, parti içinde olsun yeterince tartıştınız mı?