3 Eylül Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

NE ‘ASENA’ OLABİLDİ NE DE ‘DEMİR LEYDİ’

Mahmut Övür - Sabah

İşin ilginç tarafı 90'larda başlayan siyasi tarihinde yaşadığı gelgitlerden hiç ders almadığı gibi son seçim yenilgisinden sonra da büyük bir hayal kırıklığına imza attı.
Ortada büyük bir seçim yenilgisinin faturası dururken, İP Sözcüsü Kürşad Zorlu 26 Ağustos'ta Akşener'in müthiş bir açıklama yapacağını duyurdu: "Türk siyasetinde önemli bir başlangıç olacak. 26 Ağustos İyi Parti'nin yeniden şahlanış, Türk milletinin yeniden diriliş günü olacak."
Herkesi tebessüm ettiren bu açıklamaya en anlamlı cevap, Akşener'i en iyi tanıyan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den geldi: "Çağırdık dönmediniz yuvaya, yerel iktidarda komşu olalım ülke hayrına..."
Akşener'in ezberi bozulmuştu. O bozuk ruh hâliyle 26 Ağustos'ta 3 bin kişiyle buluştuğu Afyon'da "önemli bir başlangıç olacak" denilen hiçbir şey söylemedi.
Şimdi arkasında böylesine başarısızlıklarla dolu bir siyasi aktör olarak yerel seçimlerde "Kendi adayımızı çıkartacağız" diye esip gürlüyor. Hatta Başkan Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye de çağrı yapıyor. Belli ki yine kendisine güvenemiyor. Aslında herkes Akşener'in bütün bunları CHP ile pazarlık için yaptığını biliyor. Garip olan bunu da sanki siyaset üretiyormuş gibi yapması. Zaten kapalı kapılar arkasında İmamoğlu ve Yavaş'la görüşüyor. Onlara destek vereceği de çok açık. Bunun karşılığında da İstanbul'dan Eyüp, Şile veya Silivri gibi ilçelerden birini veya Mersin gibi bir ili istiyor. İstediklerini alabilir mi bilemem; ama bu tabloya bakınca, neden İyi Parti'nin büyüyemediği ve içinde yer aldığı Altılı Masa projesinin hayal kırıklığıyla bittiği daha iyi anlaşılıyor.

YEREL SEÇİMLERE DOĞRU MUHALEFETTE GELGİTLER

Yaşar Hacısalihoğlu - Akşam

Bu noktada İstanbul için Ekrem İmamoğlu'nun durumu daha farklı. Onun için HDP'nin desteğini almak öncelikli. Meral Akşener'in sorun olacağını düşünmüyor. Kendisinin sıkça vurguladığı "İstanbul ittifakı" oluşamazsa ve seçilme şansının yüksek olmadığını görürse partisinin ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul için başka aday göstermesine duacı olacağını söyleyebiliriz. Onun için esas olan Cumhurbaşkanlığı adaylığı kesinleşinceye kadar seçim kayıpları yaşayarak, siyasi yara, bere almamak, hijyenik bir yol haritasıyla kişisel kariyer planlamasını zahmetsiz sürdürebilmektir.
İP cephesinden ise görünen o ki, belediye başkanları üzerinden sıkı bir pazarlık hazırlığındalar. Bu noktada Meral Akşener'e sorulması gereken temel soru; İstanbul ve Ankara'da Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun adaylığına karşı aday çıkarır mısınız?
Bu soruya evet derseler ve gerçekten te öyle yaparsalar, siyasi açıdan büyük bir çelişkiye, tutarsızlığa düşerler. Zira her iki belediye başkanlarının adeta kişisel kariyer planlamasını üstelenen Meral Akşener, bu iki ismi öylesine yüceltti ki, Kemal Kılıçdaroğlu'nu incitmek, yıpratmak pahasına "onlarsız cumhurbaşkanlığı seçimi kazanılamaz" noktasını mutlaklaştırdı. Bu nedenle de cumhurbaşkanlığına aday yapmak istediği isimlerin belediye başkanlıklarının karşısına aday çıkarması mümkün değildir. Ancak bu defa bu desteği sıkı bir pazarlık konusu yapması da ihtimal dışı değildir.

FETÖ, FETÖ’DEN İBARET DEĞİLDİR

Hüseyin Likoğlu - Yeni Şafak

Normalde FETÖ ile ilgisi olmayan ve geçmişte FETÖ’nün suç ortaklığı ağına takılmış insanlar var ve bunlar yeni ortaya çıkıyor. Daha yakın zamanda Ankara’da yapılan bir FETÖ operasyonunda gözaltına alınan 20 kişiden 11’i aktif kamu çalışanıydı.
Fetullahçı Terör Örgütü bilinenin ötesinde bir örgüttür ve ABD’deki elebaşı Gülen’in kurduğu bir örgüt de değildir. Bu topraklarda çok daha eski yıllarda kurulmuş bütün örgütlerin son çatısıdır.
FETÖ gerçekten biterse bilin ki yerine bir örgüt ikame edilmiştir. Zaten son zamanlarda bu yönde emareler görülmeye başlandı. FETÖ’cü olmayan ama FETÖ’vari yöntemler kullanan bazı gruplar türedi. Eğer, ‘bu gruplar FETÖ’nün işlevini yerine getirir’ kanaati oluşursa işte o zaman FETÖ biter. Bir bakmışsınız bu zamana kadar Fetullahçı alçakları himaye eden devletler, bir bir bunlardan kurtulmaya çalışır. Dolayısıyla sadece FETÖ ile değil, yerine ikame edilmek istenen yapılarla da kesintisiz mücadele edilmeli.

İKİNCİ ÇİFTLİK BANK VAKASI

Kadir Yıldız - Türkgün

İP Başkanı Meral Akşener’in yerel seçimler üzerinden yaptığı “seçimlere ayrı ayrı girelim” blöfü kısa bir zamanda “ittifak yapabiliriz”  noktasına geldi. Akşener’in 2-6 Mart tarihleri arasında yaptığı dönüşün ikinci perdesi 26-29 Ağustos tarihleri arasında tekrar yaşandı.
“Dik durduk” diyen Meral Akşener’in dik durmaya karşı bir alerjisinin olduğu da ikinci kez ispatlandı… Ne kadar uğraşsa da dik duramadı, bağımlısı olduğu kumar masasından bir türlü kopamadı.
26 Ağustos tarihinden sonra parti içinden her kafadan ayrı bir sesin çıkması bile Akşener’in aslında niyetinin ne olduğunu partisinin bile anlamadığını ortaya koydu. Peki, Akşener ne dediğinin farkında mıydı?
İP içinden Ankara, İstanbul ve İzmir için birkaç ismin fısıldandığı ve birkaç Büyükşehir Belediyesinin İP’e verilmesi halinde anlaşmaya varılacağı yönündeki haberler de İP’in basit bir pazarlık içine girdiğini gösterdi.
Hatta İP’li Erhan Usta “meydan okuyoruz” diyerek el yükseltmeye çalıştı. CHP’nin 2018 seçimleri öncesi 15 milletvekili vererek meclise soktuğu, 2023 seçimlerinde de ittifak yaptığı için meclise girmesine olanak tanıdığı İP, meydan okuyordu.
Trajikomik değil mi?

SORUN ARTIŞ ORANINDA DEĞİL BİZZAT KİRANIN KENDİSİNDE

Ersoy Dede - Star

Şimdi adam, köpek bağlasan durmayacak evine 10 bin lira kira isteyecek. Biz de 'yıl sonunda ancak 12.500 yapabilirsin' diyeceğiz... Böylece mağduru gözetmiş olacağız değil mi?.. 
Değil…
Hükümet çıkacak ve bu adama; "Efendi efendi, senin bu evin etse etse aylık 2.000 lira eder. Bir kuruş fazlasına kiraya veremezsin." diyecek.
İşte sorun o zaman çözülür…
Peki ama bu nasıl olacak?..
Çünkü biz serbest piyasa ekonomisindeyiz. 
Daha temel gıdada bile piyasaya müdahale edemezken, kiralara nasıl müdahale edilecek?
Şöyle bir sistem hayal edin... Bir organizasyon tesis edilecek. Yarı özerk bir kurum. Kiralık evi olanlar evlerini buraya bildirecek. Ve burası bir anlamda havuza dönüşecek… Tıpkı İŞKUR gibi... Orada nasıl işçi ile işveren buluşuyor. Burada da kiracı ile ev sahibi buluşacak… Bugün 'emlakçı' statüsü verdiğin herkesi kısa bir eğitimden sonra eksper olarak bu sisteme dahil edeceksin… Bu eksperler hem değerleme yapacaklar hem de mevcut ofislerinde ev göstermeye devam edecekler. Yani organizasyonun birer şubesine dönüşecekler...

Sonraki Haber