3 Mart Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

İŞTE ULUSAL RİSK KALKANI MODELİ

HANDE FIRAT / HÜRRİYET

Aralarında Naci Görür, Şükrü Ersoy, Okan Tüysüz, Cenk Yaltırak ve Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki’nin de yer alması beklenen 50’nin üzerinde bilim insanı Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde bir araya gelecek.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan grup toplantısında “Devletimizin bekasıyla birlikte vatandaşımızın bekasını da gözeten ve önceleyen yeni bir stratejik ortak akıl oluşturmak istiyoruz. Kendi alanındaki yetkin bilim insanlarımızı, teknik kadrolarımızı yabancı uzmanlarla destekleyecek bu çalışmaya cuma günü devam edeceğiz. Böylece Türkiye için bir Ulusal Risk Kalkanı Modeli oluşturmayı, şehirlerimizi depreme dirençli yerler haline getirmeyi planlıyoruz” dedi. Erdoğan’ın konuşmasında Ulusal Risk Kalkanı Modeli ifadesi dikkati çekti.

  • Model her afete karşı A’dan Z’ye hazırlıklı olmayı içeriyor.
  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinatörlüğünde Cumhurbaşkanlığı himayesinde bilim insanlarından heyet oluşturuluyor.
  • Deprem uzmanlarının yanı sıra kuraklık uzmanları, sosyologlar, tarihçiler, iklim bilimcileri, jeologlar, afet ekonomistleri, afet hukukçuları, lojistik ve tedarik konularında uzmanlar da kurulda yer alacak.
  • İsimler üzerinde görüşmeler sürüyor. Ancak Naci Görür, Şükrü Ersoy, Okan Tüysüz, Cenk Yaltırak, Yoshinori Moriwaki (Japon deprem uzmanı) gibi isimlerin yer alması bekleniyor. Birçok isme teklif götürülüyor.

ALTILI MASA’DA YAVAŞ BLÖFÜ

MAHMUT ÖVÜR / SABAH

Tarihin en büyük deprem felaketine rağmen masadaki siyasi oyunlar hiç bitmedi.

İş öyle bir noktaya vardı ki, düne kadar adaylık hesabı dışında kaldığını söyleyen ABB Başkanı Mansur Yavaş bile yeniden piyasaya çıktı:

"Görev olarak kabul edebilirim, böyle bir karar oybirliği ile alınırsa..."

"Bu da nereden çıktı?" demeye kalmadan siyaset kulisleri hareketlendi.

Acaba son görüşmede Akşener, Kılıçdaroğlu'nu ikna mı etti? Doğrusu bu ihtimal zayıf görünüyordu; çünkü Akşener'in Yavaş'ı sevmediği ve İmamoğlu dururken onu tercih etmeyeceği biliniyordu.

Peki, o zaman Yavaş neden böyle bir açıklama yapmıştı?

Tıpkı Bizans gibi Altılı Masa'da da oyun içinde oyun vardı

Siyaset kulislerinde son 48 saatte Yavaş'ın bu çıkışı üzerine o kadar senaryo yazıldı ki şaşıp kalmamak mümkün değildi. Ama en akla yatkını, bu kurgunun bir Kılıçdaroğlu yapımı olduğuydu. Anlayacağınız Kılıçdaroğlu, önündeki İmamoğlu engelini hâlâ aşamamıştı. O yüzden de onu dengelemek için devreye Yavaş'ı sokmuştu.

Yani anlayacağınız bu kez Yavaş kartını Kılıçdaroğlu kullanıyordu. Bir anlamda "blöf" çekiyordu. Ancak karşısında Kılıçdaroğlu'nun adaylığını engelleyemediği için kaybedeceğini düşünen bir Akşener vardı ve o blöfü görebilirdi. O zaman ne olacak? Onu da Kılıçdaroğlu düşünsün.

Gördüğünüz gibi karşımızda hâlâ siyasi ayak oyunlarıyla toplumu oyalayan bir masa var ve o masadakiler tarihin en kırılgan noktasında Türkiye'yi yöneteceğini sanıyor. Bu mümkün mü?

İNGİLİZLER YÜZ YIL SONRA YENİDEN HEYECAN YAPTI

TURGAY GÜLER / AKŞAM

Biz asrın felaketiyle boğuşurken İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström ABD televizyonuna verdiği röportajda iddialı cümleler kuruyordu. Türkiye'nin gündemi depremdi, Tobias'ın sözlerine pek odaklanamadık.

Şöyle diyordu Tobias!

NATO üyeliğimiz artık an meselesi.

Ne olmuştu ki? Türkiye'ye verdikleri sözleri yerine mi getirmişlerdi? Teröristleri iade mi etmişlerdi? Terör örgütleriyle ilişkilerine son mu vermişlerdi?

Yooo!

Tobias'ı kendinden emin böyle konuşturan şey deprem felaketinin ardından artık Erdoğan'ın iktidarda kalamayacağı fikriydi! Seçim de zaten yaklaşıyordu. Hiçbir şey yapmadan, anlaşmaya uymadan, sözlerini yerine getirmeden NATO'ya üyelik mümkündü! Bu sayede teröre destek vermeye de devam edebileceklerdi.

Tobias bir hafta önce bunları söylerken dün İngiliz haber ajansı Reuters'te ilginç bir analiz yayınlandı. Erdoğan sonrası Türkiye'yi anlatan bir analiz!

ABD ve Avrupa'nın destek verdiği 6'lı Masa'nın buna mukabil atacağı adımları anlatan bir analiz.

Özetle diyor ki; Erdoğan gittikten sonra Türkiye ile gerek ABD ve gerekse Avrupa'nın ilişkileri düzelecek.

6'lı Masa koalisyonu Rusya'yla ilişkileri sonlandıracak, ambargo uygulayacak.

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerini koşulsuz şartsız onaylayacak.

İMF'nin kapısını çalıp döviz borçlanmasına gidecek. Dahası İMF'nin Türkiye için hazırlayacağı 'acı reçeteyi' uygulayacak.

Böylece Batı'dan Türkiye'ye para akışı olacak.

Türk halkı bu 'acı reçete' yüzünden bir süre sıkıntı çekecek.

Söz konusu analizi lütfen bulup okuyun. Uzun uzadıya bir analiz.

Mesela şöyle bir itiraf da var bu analizde; ABD ve Avrupa bu süreçte muhalefete açıktan destek vermiyormuş.

Niye? Sanırım içeride ters tepmesinden endişe ediyorlar.

İngilizlerin bu analizi özetle şunu söylüyor.

Erdoğan sonrası yeni hükümet Batı'ya yeniden diz çöker. Yeniden İMF kapılarında el açar. Acı reçetelere boyun eğer. Rusya'yla bağları koparır. Askeri harcamaları sonlandırır. Türk ordusu Irak ve Suriye'den çekilir. Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasına karşı çıkmaz. Terörle mücadelesini göstermelik hale getirir.

2022 YILINDA EKONOMİK BÜYÜME

ERDAL TANAS KARAGÖL / YENİ ŞAFAK

Ekonomik büyüme hesaplanırken harcama kalemleri olarak hane halkı harcamaları, devletin nihai tüketim harcamaları, sabit sermaye yatırımları ve ihracat-ithalatta meydana gelen değişim ekonomik büyümenin büyüklüğünü belirlemektedir.

2022 yılı tüm çeyrek dönemlerde hane halkı harcamalarının ekonomik büyümeye en büyük katkıyı yaptığı görülmektedir. Hane halkı harcamaları ilk çeyrek dönemde yüzde 20,9, ikinci çeyrek dönemde yüzde 22,4, üçüncü çeyrek dönemde yüzde 20,4 ve son çeyrek dönemde ise yüzde 16,1 oranında arttı. Hane halkı harcamaları 2022 yılının tamamında bir önceki yıla göre yüzde 19,7 artarken, hane halkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı da yüzde 57,5 olarak hesaplandı.

Diğer yandan, 2022 yılında devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 9,2, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 2,6 artmış. Ekonomik büyümeye önemli katkısı olan mal ve hizmet ihracatı 2022 yılında yüzde 9,1, ithalat ise yüzde 7,9 oranında artmış.

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde ise, 2022 yılında en hızlı büyüyen sektör yüzde 21,8 oranıyla finans ve sigorta sektörü olmuş. Bununla beraber, hizmet faaliyetleri yüzde 11,7, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8,7, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,3, sanayi yüzde 3,3 ve tarım sektörü yüzde 0,6 oranında artış göstermiş.

Diğer yandan, artan inşaat maliyetleri nedeniyle inşat sektörünün yüzde 8,4 oranında küçüldüğü görülmektedir.

Sonraki Haber