3 Mart Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan yazıları...

GOTHAM’I BIRAKALIM DOĞRU SORUYU SORALIM: FLAKE, BATMAN’DA NE ARIYOR?

Hürriyet gazetesi, dün birinci sayfasından ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake ve eşinin Batman’daki pozunu verdi. “Batman’dayız Gotham’ı arıyoruz” başlığıyla… Büyükelçi’nin esprisini birinci sayfasına layık gören Hürriyet’in başlığı şöyle olmalıydı:  “Flake o bölgede ne arıyor!” Başlık altını da yazalım: “ABD elçilik görevlileri iş insanlarımızı ve şirketlerimizi kapı kapı gezerek Rusya’ya yaptırımlara uyması konusunda tehdit ederken Adana, Hatay, Mardin, Midyat’ta Büyükelçi ne arıyor? Hangi kapsamda bu gezileri yapıyor?”

BUNLARIN FOYASINI BİR TEK AYDINLIK ÇIKARDI

Aydınlık üç gündür ABD’nin Türkiye’nin egemenliğini hiçe sayan kanunsuz uygulamalarına dikkat çekiyor. Ama Hürriyet’ten kendi üreticisini, sanayicisini, ihracatçısını, firmasını koruyacak yürek yok! ABD Elçisi’yle şakalaşıyorlar!

Ayrıca Flake’in gezdiği bölge de dikkat çekiyor. Biz bu filmleri çok kez gördük. Özellikle ABD’nin Adana Konsolosluğu, bölgede çok hareketli ve terör örgütünün desteklenmesinde, diğer bölge ülkelerine yönelik bölücü ve yıkıcı faaliyetlerin de merkezinde. Öyle ki içinden “terör örgütü üyesi” bile çıkartıyor. Bunu da yine Aydınlık duyurmuştu: “ABD'nin Adana Konsolosluğunda politik işler danışmanı ve tercüman olarak görev yapan Hamza Uluçay'a, yargılandığı davada, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.”

Geçmişte de ABD Adana Konsolosları, Aydınlık’ın etkili yayınlarıyla teşhir olduktan sonra Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı.

Onlardan biri Elizabeth Shelton’dı. Shelton, Orgeneral Eşref Bitlis suikastında rol oynamıştı. Aydınlık’ın Bitlis’in kaza değil suikasta kurban gitmesini ortaya çıkarmasının ve arkasındaki güçleri işaret etmesinin ardından Türkiye’den kaçmıştı. (Ayrıntılı bilgi için bkz: Adnan Akfırat, Eşref Bitlis Suikastı, Kaynak Yayınları.) Bir diğeri de ABD’nin Adana Konsolosu Daria L. Darnell’di. Darnell, 2011-2012’de İncirlik’te toplantılar yaparak “Demokratik Özerklik” kararı çıkartmıştı. Bu toplantılarda, “terör örgütüne üye olmaktan” ceza alan Konsolosluk Tercümanı Hamza Uluçay da bulunuyordu. Bununla da kalmayan Darnell, Batman, Van, Şanlıurfa ve Diyarbakır başta olmak üzere 22 ilin belediye başkanı, vali ve kaymakamlarını sık sık ziyaret ediyordu. Eylemleri teşhir olunca o da gitti.

Özetle, bunların seceresi böyle.

Basınımıza dostça bir öneri: Flake’ler Gotham gibi olmayan şeylerin peşinde gitmezler. Hep ajandaları vardır. Doğru soruyu soralım, oralarda niye gezdiklerini ortaya çıkaralım. Ayrıca ABD’nin yaptırım baskınına da hep birlikte karşı koyalım.

Hürriyetimizi savunmak buna bağlı!

ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU’NDA NELER KONUŞTUK?

BURHANETTİN DURAN/ SABAH

Antalya Diplomasi Forumu'nun gündemindeki ikinci en önemli konu elbette Batı- Rusya gerilimiydi. Malum, geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna'ya asker göndermenin "ihtimal dışı" bırakılmaması gerektiğini söyleyerek bir tartışma başlatmıştı. Macron'un önerisi NATO, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden hızlı ret cevapları aldı. Kremlin sözcüsü Peskov bu ihtimalin Rusya ve NATO arasında çatışmayı "kaçınılmaz" hale getireceği tepkisini verdi. Rus lider Putin ise Macron'a daha önce ülkesine asker gönderenlerin akıbetini hatırlattı. Bununla yetinmedi. "Dünya düzeninin Rusya'sız olamayacağını" ve "Avrasya'da yeni bir güvenlik modelinin" oluşturulması için çalışılması gerektiğini anlattı. Ve Putin, Ukrayna'ya asker gönderilmesi konusunda yeniden "nükleer savaş" ihtimalini hatırlattı: "Onların (Batılıların), topraklarındaki hedefleri vurabileceğimiz silahlara sahip olduğumuzu anlamaları gerekiyor. Ülkemiz, stratejik nükleer silahları kullanmaya tamamıyla hazır. Rusya'ya yeni bir müdahale girişimi, nükleer silah kullanımıyla geniş çaplı bir çatışma tehdidi oluşturuyor." Bu tartışmanın getirdiği kaygılar forumda oturumlar arasında sohbet konusuydu. ABD ve Avrupa, Rusya'yı "stratejik yenilgiye" uğratmak istiyor. Halbuki Putin, yenilgiyi kabullenmeyeceğini nükleer kartı çekerek hatırlatıyor. ABD ve Avrupa ile kapsamlı "stratejik pazarlık" yapmak arzusunda olduğunu da ekliyor. Bu yıl zorlu geçecek. Diplomasinin "çok yönlü ve çok aktörlü" olarak güçlendirilmesi, işletilmesi lazım. İşte Antalya Diplomasi Forumu tam da bugünlerde söz konusu amaca hizmet ediyor.

EDİTÖRÜN YORUMU: Burhanettin Bey’in hemen hemen her yazısında “zorluktan” bahsediyor. Diplomasiyi “çok yönlü, çok aktörlü” işletmekten bahsederek, sezdirmeden AK Parti’nin yanlış denge politikasını destekliyor.

Çok yönlü deyip aslında “Batıcı” davranışların birkaçını hemen yazalım:

- Antalya Diplomasi Forumu’nda Suriye konusunu Şam ve Astana ortakları olmadan konuşmak.

- ABD Büyükelçilik görevlilerinin kapı kapı dolaşıp Türk firmalarına tehdidine susmak.

- Türkiye-Rusya arasında bankacılık işlemlerinin kilitlenmesine seyirci kalmak.

- NATO’nun genişlemesine evet demek.

- Batı merkezlerinde sıcak para arayışı.

Artırabiliriz. Ama dünya çok kutupluluğa giderken, mazlum milletler yeni sömürgeciliğe bayrak açarken, milletlerin bağımsızlık isteği pekişirken Batıcılığı böyle sözlerle süslemek, gerçeğin üstünü örtmenin bir başka biçimi.

1 MART BADİRESİ

MELİH AŞIK/ MİLLİYET

1 Mart tezkeresinin Meclis’te reddinden bu yana 21 yıl geçti. Olay belleklerde hala tazedir. Meclis’ten dönen “Mutabakat Muhtırası”na göre Amerikan askerleri Silopi’de bir üs kuracaklar ve 12 havaalanımızı kullanacaklardı. Türkiye’de 60 bin asker ile 255 uçak konuşlanacaktı. Bu askerlerden 23 bini Irak’a geçecek, 37 bini Türkiye’de kalacaktı. Onlar ne zaman Türkiye’den ayrılacaktı? 6 ay içinde ayrılırlar deniyordu ama bu konuda hiçbir açıklık yoktu. Onur Öymen o gün şu hatırlatmada bulundu:

“Kore Savaşı vesilesiyle gönderilen Amerikan askerlerinden 23 bini 66 yıldır hala Kore’de, Dünya Savaşından sonra Japonya’ya gönderilen Amerikan askerlerinden 50 bini hala o ülkededir. Almanya’ya gönderilenlerden 33 bini hala Almanya’dadır.” Askerlerin büyük bölümü ve kurulan üsler de çok muhtemelen ülkemizde kalıcı olacaktı. Türkiye adeta işgale uğrayacaktı.

Meclis’te yapılan gizli oturumda hararetli tartışmalar oldu. Deniz Baykal tüm Genel Kurul’u etkileyen uzun bir konuşma yaptı. Sandıktan 264 kabul 250 ret 19 çekimser oy çıktı. 3 kabul oyu eksik kalmıştı. Türkiye bu üç oy sayesinde büyük bir badire atlattı. AKP’den 5’i bakan milletvekili 100’e yakın vekil ile CHP’nin tüm milletvekilleri hayır oyu kullandılar. İşgalden bu onurlu duruş sayesinde kurtulduk. Gizli oturum zabıtları ve ABD ile yapılan mutabakat metni ise hala açıklanmadı. Açıklanırsa tarihin bir dönüm noktası aydınlanacak.

Sonraki Haber