3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Tamamlandı: Beslenme alanları giderek daralıyor

İki kutup ayısının araştırma gemisine yaklaşması ekiptekileri korkuttu… Sefer Lideri Kaptan Özgün Oktar, iklim değişikliğinden en çok etkilenen canlılardan biri olan kutup ayılarının beslenme alanlarının kaybolmaya yüz tuttuğuna dikkat çekti.

TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda yapılan 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi'ne katılan 11 kişilik bilim heyeti, 1 ay süren seferin ardından bilimsel faaliyetlerini tamamlayarak Türkiye'ye döndü.

Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Lideri Kaptan Özgün Oktar, kutup ayılarının araştırma gemisine ‘ziyaretini’ anlattı, "2030 yılına kadar belki de yaz sezonunda hiç deniz buzu kalmayacak, bu da kutup ayılarının beslenme alanlarının kaybolması anlamına geliyor" dedi.

80.1 enleminde bulunan 11. örnekleme noktasında rutin çalışmalarını yürüten bilim insanları örneklemelerin ilk saatinde, iki kutup ayısının gemiye yaklaşmasıyla çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı. Gemiye yaklaşmalarının sebebi tam olarak bilinmese de iklim değişikliğinden en çok etkilenen canlılardan biri olan kutup ayılarının son yıllarda sıcaklık artışı, deniz buzunun erimesi ve yiyecek bulamamaları gibi sebeplerle insanlara yaklaştıkları biliniyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TEHDİTİ ALTINDA

Oktar, deniz buzlarının üzerinden geminin güvertesine çıkmak isteyen anne ve yavru iki kutup ayısının yemek bulma ihtiyaçları sebebiyle uzun yol kat edip gemiden gelen kokuya doğru gelmiş olma ihtimallerinin olduğunu aktararak, şöyle devam etti: "Sadece Arktik bölgesinde yaşayan ve koruma altında olan kutup ayıları, aslında iklim değişikliğinin ve insan etkisinin tehdidinde olan türler. Tabii ki gemimize bu kadar yaklaşmış olmaları bizler için korkutucu bir andı. Hepimizin köprü üstüne çıkıp emniyette olmasından sonra ayıların davranışlarını takip ettik. Geminin en alçak kısmına kadar yaklaştılar ve oradan gemiye bir hamle yapmalarını bekledik. Ancak muhtemelen egzoz kokusu onları rahatsız etti ve uzaklaştılar. Bu canlılar deniz buzu üzerinde yol alan ve avlanan canlılar. Fok ve başka tür canlıları avlıyorlar. Ancak değişen iklim ile beraber Arktik bölgede deniz buzları da hızla kayboluyor. 2030 yılına kadar belki de yaz sezonunda hiç deniz buzu kalmayacak, bu da kutup ayılarının beslenme alanlarının kaybolması anlamına geliyor."

Kutup ayılarını bu kadar yakından görmenin hem sevindirici hem de korkutucu olduğunu söyleyen Oktar, "Onların geleceğini düşünmek biraz ümitlerimizi kırdı. Umuyoruz ki iklim değişikliğinin sebepleri daha iyi anlaşılarak insanlık etkisini burada azaltacak şekilde hareket edebiliriz." diye konuştu.

DOĞU ÇINARI MEYVESİ KİRLİLİĞİN ÇÖZÜMÜ OLUYOR

Öte yandan seferde, TÜBİTAK BİDEB 2204-D Lise Öğrencileri İklim Değişikliği Araştırma Projeleri yarışmasında ‘Su Kategorisinde’ birinci olan proje de okyanus yüzeyine yayılan petrol kirliliğine çözüm üretmek konusunda Arktik Okyanusu'nda test edildi. Test çalışmalarına liderlik eden 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy şöyle konuştu: "Öğrencimize bir deney alanı oluşturacağız. Bizim tabii ki okyanusu ekstra kirletmek gibi bir niyetimiz olmamakla beraber öğrencimizin bir analiz yapacağı, testini uygulayacağı, ekipmanı deneyeceği ortamı burada hep beraber oluşturacağız ve deniz, okyanus suyunda bu petrolü nasıl temizleyeceğini hep beraber test edeceğiz."

81 DERECE KUZEY ENLEMİNE ULAŞTILAR

Ekibi taşıyan 62 metrelik Norveç bayraklı "PolarXplorer" isimli araştırma gemisi ile 81 derece kuzey enleminde bulunan deniz buzu hattına kadar ulaştı. Ekip, 28 istasyon noktasında örneklemeler ve ölçümler yaparak tüm bilimsel çalışmalarını tamamladı, Barents Denizi'nde örnekleme noktalarında 14 farklı proje için bilimsel araştırmalarını gerçekleştirdi. Bilim ekibinin çalışmaları, deniz ve canlı bilimleri, Arktik Okyanusu'na adapte ekosistem, balıklar ve deniz canlıları, fitoplankton örneklemeleri, denizdeki kirleticilerin belirlenmesi, deniz suyu fiziksel parametrelerinin takibi, mikroplastik gibi konularda denizel alanda atmosferik kirlilik gözlemleri, meteorolojik gözlemler, yeni ticaret rotalarının çevreye etkileri ve dönemsel incelenmesi, deniz buzlarının gözlemlenmesi ve deniz memelilerinin takibi başlıkları altında yapıldı.

Sefer ekibi, yaklaşık 5 bin 500 kilometre seyir yaparak 81 derece kuzey enleminde başlayan deniz buzlarını, iklim değişikliği sebebiyle parçalanarak denize karışan buzulları, Svalbard takım adası ile seyir boyunca geçtikleri Barents Denizi'nde kambur, Minke balinaları, yunus, fok türleri, mors, kutup ayısı ve onlarca kuş türünü gözlemledi.

Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Lideri Kaptan Özgün Oktar, 28 farklı örnekleme noktasında çalışma yaptıklarını, planlananın ötesinde bir başarı ile süreci tamamladıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "Kutup bölgeleri bilim insanları için çok farklı anlamlar ifade ediyor. Hem iklim değişikliğinin en hızlı yaşandığı ve gözlemlendiği yerler olmasının yanında iklim değişikliğinin etkileriyle buradaki ekosistemin de en taban noktasından en üst noktasına kadar değiştiğini görüyoruz. Bunları gözlemlemek demek bize, aslında dünyayı gözlemlemek ile eş değer veri sunabiliyor."

ARAŞTIRMA İSTASYONLARINI ZİYARET ETTİLER

Kuzey kutbu ve Arktik Okyanusu üzerinde Svalbard (Spitsbergen) Adası üzerinde 13 ülkeye ait 20 araştırma tesisi bulunuyor. 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi ekibi, sefer sırasında Polonya Kutup Araştırma İstasyonu'nu, Rusya'nın araştırma istasyonlarının bulunduğu Barentsburg'u, yine Rusya'ya ait eski madenci kasabası olan Pyramiden ve Ny Alesund'da bulunan Kore üssünü ziyaret etti. Ekip ayrıca, sefer süresince İtalya'ya ait araştırma istasyonuna İtalyan araştırmacılarının projesi için alınan deniz suyu örneklemelerini teslim etti.

79 kuzey enleminde bulunan farklı ülkelerden 12 ayrı araştırma istasyonu bulunan bir kasaba olan Ny Alesund'da kısa süreli bir ziyaret gerçekleştiren bilim ekibi, kuzey kutup noktasına ilk, güney kutup noktasına ikinci olarak ayak basan Norveçli kaşif Ronald Amundsen'in heykeli önünde toplu fotoğraf çektirdi.

Longyearbyen'ın 60 kilometre batısında yer alan ve Svalbard takım adalarının en büyük ikinci yerleşim yeri olan Barentsburg'ta, Rusya bilimler akademisine bağlı araştırma istasyonunda araştırmacılar için konaklama alanları, kimya laboratuvarları ve gözlemevi bulunuyor. Aynı zamanda Barentsburg'ta geçmiş yıllara ait arkeolojik çalışmaların sergilendiği bir müze yer alıyor.

Sonraki Haber