30 Mart Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

ALTAY ER MEYDANINA ÇIKMAYA HAZIR

METE YARAR / HÜRRİYET

Arifiye Tank Palet Fabrikası’na yönelik tartışmalarda Altay tankı kaynadı gitti. Fabrikaya gittim, Altay’ı üreten ekiple bir araya geldim. Ekibin büyük kısmı ilk prototipin üretildiği andan bu yana projenin içinde. Kendileriyle 23 Nisan’da test için TSK’ya teslim edilecek iki araç üzerinde konuştuk...

Bu hafta size savunma sanayisi denilince akla gelen en siyasallaşmış konuyu yazmaya çalışacağım. BMC CEO’su Murat Yalçıntaş’ın daveti üzerine geçen hafta Altay tankındaki son durumu Arifiye Tank Palet Fabrikası’na giderek yerinde incelemeye çalıştım. Benden önce de bu konuyu yazanlar olduğu için açıkçası ben Arifiye’yi başa çekerek Altay tankını anlatmaya çalışacağım. Unutanlara bir kez daha hatırlatmakta yarar var. “Ordu Katar’a satıldı”, “20 milyar dolarlık tank fabrikası Katar’a satıldı” gibi siyasi tartışmaların içinde Türkiye’nin en önemli projesi Altay tankı kaynadı gitti. Bu siyasi tartışmaların bir kısmını kendilerine sordum, cevabını aldım, bir kısmını ise bilgilerin içinden ayıklayarak çıkarmaya çalıştım. Ortada ne satılan bir fabrika ne ordu ne de yabancı bir güç var. Fabrika, ASFAT bünyesinde bulunan ve işletme hakkı 25 yıllığına devredilen bir tesis. Devredilmeyi de yanlış anlamayın, fabrikadaki her olayı takip eden 100 üzerinde askeri personel var ve süreçleri hem askeri hem ticari hem de teknik olarak takip ediyorlar. Keşke devletin bütün mallarını bu şekilde kontrol edebilsek.

DÜNYA ZOR BİR DÖNEME GİRİYOR

MEHMET BARLAS / SABAH

Dünyayı karıştıran küresel güçler bu kez kendi dertlerine düştü. Soğuk savaş dönemine, hatta Üçüncü Dünya Savaşı'na programlanmış uluslar hem birbirleriyle hem de kendi içlerinde çatışmaya başladılar. Siyasi ve ekonomik olarak çöküntünün habercisi olan bazı gelişmeler yaşıyoruz. Kendi sınırları dışında birçok ülkeye müdahale eden İngiltere, Almanya, Fransa, İsrail ve ABD gibi ülkeler şimdi çok büyük belalarla baş başa. Örneğin, İsrail ve Fransa'daki milyonlarca insanın katıldığı gösterilerin nerede duracağı bilinmiyor.

Önce Ukrayna topraklarında NATORusya savaşına şahit olduk. Ama Rusya'da işleri hiç de istedikleri gibi gitmedi. Doğu'dan Batı'ya huzur içinde olan tek bir ülke kalmadı. Ne yazık ki bu dünyada yaşamak zorlaştı ve durum giderek daha da kötüleşiyor. İnsanlık, barışın kıymetini bilemedi. "NATO'yu yeniden kuracağını, Avrupa'yı daha fazla işin içine sokacağını" düşünen ABD, şimdi "batan bankaları, bozulan ekonomiyi ve siyasi krizleri" konuşuyor. Türkiye ise her şeye rağmen görece olarak dünyadaki bu kaos ortamında iyi durumda görünüyor. Ancak çok gergin ve her türlü kargaşaya gebe bir seçim sürecine girdiğimizin de farkında olmak gerekiyor. Nefret ve intikam söylemlerinin havada uçuştuğu bu dönemde ülkemizin barış ve istikrarı çok önemli.

Türkiye'nin huzuru, dünyayı da etkileyecek durumda. Üçüncü Dünya Savaşı senaryolarının önünde engel olarak görülen tek ülke Türkiye. Dünya bunun farkında. Seçmenin de bunun bilincinde olduğunu düşünüyorum. Umarım bazı siyasiler de artık bu gerçeğin farkına varır.

PKK'YA GÖRE KILIÇDAROĞLU DOĞRU ADAY…

HİKMET GENÇ / AKŞAM

HDP'nin aday çıkarmama tutumu HDP'nin ilkesel yaklaşımına uygun bir tutumdur. Bu anlamda biz bu tutumu değerli ve önemli, anlamlı buluyoruz. Bu tutumu da seçimlerin sonucunu doğrudan etkileyecektir." diyor PKK elebaşı Bese Hozat.

HDP'nin CHP ile ilkesel olarak anlaşmasına, ortak aday olarak Kılıçdaroğlu'nun gösterilmesine önemli ve anlamlı diyor PKK elebaşı...

HDP ve PKK, adayları Kılıçdaroğlu için nasıl bir kampanya yürütecekler acaba?..

HDP baştan beri Kılıçdaroğlu'na destek veriyor. O da beklentileri boşa çıkarmıyor ama. CHP tezkereye 'hayır' oyu kullanınca terörist elebaşı memnun olmuş, 'CHP hayırlı bir iş yapmıştır' demişti Kandil'den...

Çok zor bir denklem değil yahu. Yaklaşık 1 yıldır söylüyoruz, yazıyoruz çiziyoruz bu köşeden...

O yuvarlak masada 'CHP'nin gerçek müttefiki HDP'dir. HDP/PKK'ya rağmen CHP masa kuramaz.

CHP, İP'ten vazgeçer ama terör örgütü PKK'nın siyasi aparatı HDP'den vazgeçemez. Bunların Suriye ve Irak'taki uzantılarına silah veren patron, aynı zamanda CHP'nin de patronu... Adayı patron belirler... CHP, HDP ve PKK da 'eyvallah' der. O kadar...

Kılıçdaroğlu aynı zamanda FETÖ'nün de umudu. Bütün KHK'lıları görevlerine iade edecek?!..

Velhasıl Kılıçdaroğlu ve 7'li masayı; AB, ABD, HDP/PKK ve FETÖ açıktan destekliyor.

Hiç soruyor musunuz mesela.

Bunlar ülkemizin hangi alî menfaatleri üzerinde ortaklaşıyor olabilirler acaba?!

Hiç düşündünüz mü?..

GEMİDE İSYAN!..

NEDRET ERSANEL / YENİ ŞAFAK

Tek örnek seçip, açalım…

Stratejik fay hattı anatomisi sayın…

Bir, Türkiye-İran-Rusya-Suriye, bölgedeki Amerikan varlığına karşılar. İki, Moskova’da bir araya gelip, Ankara-Şam normalleşmesinin ilk adımını atacaklardı, iptal edildi. Üç, hatırlayalım; ABD Genelkurmay Başkanı, Savunma Bakanı, CENTCOM komutanı Suriye ve İsrail ziyaretleri yapmıştı. Dört, Düşen helikopterle açılan Pandora Kutusu’nu ekleyelim. Beş, İran’a bağlı uzantıların bölgedeki Amerikan üslerine saldırılarını ve Altı, Çin’in, İran-Arabistan arabuluculuğunu birlikte ilave edelim. Yedi, ABD Suriye’de kuşatılıyor. Sekiz, yarma planları bölgedeki mevcudiyetlerini yeniden “gerekli ve meşru” kılmak. Dokuz, bunun için yine terör ve kaos beslemeye başladılar. PKK/YPG/DAEŞ ve benzer örgütler ABD tarafından tazeleniyor. On, şimdi Moskova dörtlü toplantının baştan yapılacağını duyurdu. Onbir, Ankara iki şey istiyor; terörün kesilmesi ve sığınmacıların dönmesi. On iki, tabii Suriye’nin de istekleri var! On üç, dar alana sıkışmış üç süper güç, üç büyük güç ve sayısız bölge ülkesi artı terör örgütleri burada. Kibrit çakmaya gelmez. On dört, süper ve büyük güçlerin bir kısmı hem iç işlerinde hem ilişkilerinde istikrarsız. On beş, Türkiye’nin seçimi kazasız atlatması gerekiyor.

Suriye biri. En az beş büyük parça daha var. Halledilmesi, yeni düzene “uyumla” bağlanmaları gerekiyor.

Kürek bırakanlarla, palamar kemiren farelerle olmaz.

NASIL BİR HESAPLAŞMA İSTİYORSUNUZ?

KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN

Kitlelerle hesaplaşacaklarını söylüyorlar…

CHP’li Müslim Sarı, katıldığı bir TV programında yanlış anlaşılma uyarısına rağmen üzerine basa basa kuruyor bu cümleyi; “Hesaplaşacağımız kitleler var…”

Bu cümleyi kuranların ağızlarından düşmeyen demokrasi, adalet, hukuk, eşitlik, özgürlük, insan hakları gibi kavramların sadece laf kalabalığı yapmak için kullanıldığı bir kez daha görülüyor. Eğer yönetime gelirlerse kin ve düşmanlık ile yöneteceklerini işaret ediyorlar. Milli iradenin tercihine bu kadar bilenmelerinin sebebinin üyesi oldukları partide bir koltuk kapmak ya da milletvekili adayı gösterilmekten ibaret olduğunu varsaymak istiyorum.

Sonraki Haber