30 Nisan Medyanın Halleri

Hazırlayan: Beyhan Korkman

SORUMLU KİM SORUSUNUN CEVABINI VERDİ: İBB

NEDİM ŞENER / HÜRRİYET

İçişleri Bakanlığının dün basına yansıyan açıklaması aslında her şeyi anlatıyor.

1- Şafak Duran hakkında 19 Ekim 2020 tarihinde PKK terör örgütüne üye olmaktan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca adli işlem yapılmış ve işlem devam ediyor.

2- PKK’lı Duran bu dosya kapsamında 16 Ocak 2021’de gözaltına alınmış ama henüz mahkemede yargılanmasına başlamamış. Bu nedenle kesinleşmiş adli bir cezaya ait kayıt bulunmuyor.

3- Adli Sicil Kanunu uyarınca suç kayıtları ancak yetkili mahkeme tarafından onaylanarak kesinleştirildikten sonra adli sicil sistemine işleniyor.

İşte bu nedenle, Şafak Duran’ın adli sicil belgesinde “Adli Sicil Kaydı Yoktur” ve “Adli Sicil Arşiv Kaydı Yoktur” şeklinde ibare yer alıyor.

4- Öte yandan İBB, Şafak Duran’ı işe alırken herhangi bir arşiv araştırması talep etmemiş.

Şafak Duran, 1 Haziran 2021 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde “Sosyal Çalışmacı” görev unvanıyla işe başlamasına rağmen İBB’ye verdiği Adli Sicil Belgesi’ni iki gün sonra 3 Haziran 2021 tarihinde saat 17:03’te, www.türkiye.gov.tr adresli web sitesi üzerinden almış.

5- Kısacası, 17 Nisan 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’na göre Şafak Duran hakkında yapılması gereken “Arşiv Araştırması” işlemi yapılmadan, 1 Haziran 2021 tarihinde işe başlatılmış.

Şimdi anladınız mı, İBB’nin paniğini... İBB yönetimi 5 Nisan 2022 günü açıklamasında zaten kusurunu şöyle itiraf ediyor: “86 bin personelimizden 4500 tanesinin ADLİ SİCİL KAYITLARI elimizde olsa da ARŞİV ARAŞTIRMASININ eksik olduğu tespit edilmiş ve evraklar İstanbul Valiliğine gönderilmiştir. Neticede bu zamana kadar 1600 personelimizin araştırması tamamlanmış ve sonuçlar tarafımıza iletilmiştir.”

İnternetten, e-Devlet üzerinden alınan “Adli Sicil Belgesi” ile yetinmeyip yasal yükümlülük olan İstanbul Valiliğinden “Arşiv Taraması” istenseydi zaten terör iltisaklı kişiler İBB’ye işe alınamazdı. Belki de bu kişileri işe almak için “Arşiv Taraması” yaptırılmadı. Ne olduğu anlaşıldı sanırım, bundan sonra “Sorumlu kim?” sorusunun cevabını göreceğiz.

KARAR’DAN İBB’YE DESTEK: KUMPAS KURULDU

AHMET TAŞGETİREN / KARAR

Geçen 5 ay içinde yakalana yakalana, 6 yıl önce terör örgütü kampında fotoğraf çektirdiği iddiasıyla bir kişi yakalandı. Kaldı 556 kişi... Fakat İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, bu başarılarının yeterince takdir edilmemesinden şikayetçi. Bir tivitle tepkisini ortaya koydu. İBB’yi terörle ilişkili gösterme gayret ve fotoğrafıyla nasıl ilgilenilmez, ilgilendi elbette iktidar medyası. Ama istendiği kadar büyümedi, büyütülemedi demek ki. Bu yazıyı, Bakan Yardımcısı’nın hayal kırıklığına duyarsız kalamadığım için kaleme alıyorum. Serzenişi şöyle: “İBB’ye sosyal hizmet uzmanı olarak işe alınan PKK’nın kamplarında eğitim görmüş terörist Şafak Duran, polis tarafından İBB binasında gözaltına alındı. Ama ne acıdır ki basın da siyaset de köre, sağıra yattı. Malum medya hiç görmedi. Sanki bu terörist İBB’de yakalanmadı.” Acaba diyorum, uzak duranlar, terörden çok İBB’yle mücadeleye benzediği için uzak duruyor olabilir mi? İçişleri, bir terör operasyonunun niye algı çalışması gibi göründüğüne kafa yorsa cevabı bulur sanki. Allah’tan, devlet yetkisi kullananların kumpas kurmayacağını adınız gibi biliyorsunuz. Bilmeseniz, olayın gelişimine bakınca, İBB’nin dediği gibi İmamoğlu’na siyasi kumpas kurulduğuna dahi inanırsınız. Fesüphanallah... İktidarın, muhalefete siyasi operasyon çektiği, terörle mücadelenin de buna alet edildiği izlenimi nereden çıkıyor ki? Bakan’ın ve Yardımcısı’nın beyanlarının bununla bir alakası olabilir mi?

  • Hazırlayanın Notu: İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu önceki gün Karar yazarları ile buluşmuştu.

‘İŞADAMLARI ARKADAN DOLANIYOR!’

DİLEK GÜNGÖR / SABAH

Bizim uyanık işadamları bu işin arkadan dolanma yöntemini de buldu.

Birçoğu 150 milyar liralık kaynağın yüzde 9 faizle dağıtılacağını duyunca fatura ve sözleşme belgelendirme zorunluluğunu delmek için formüller üretmiş bile...

Sağdan soldan duyuyorum. Önce tanıdığı firmayla anlaşıp, ondan mal almış gibi fatura kestirmeyi, kesilen faturayı gösterip bankadan kredi almayı, bir hafta sonra da o siparişi iptal etmeyi düşünenlerin sayısı hiç de az değil... Anlayacağınız, yine alavare dalavereye başvuracak birileri ortaya çıktı... Yeterli teminatı olmadığı için krediye erişemeyen işletmelere sağlanacak finansmanla, firmaların ayakta kalması ve üretime devam etmesi gibi iyi niyetle hazırlanan bir paketi yine suiistimal etmeye hazırlanıyorlar. Aman dikkat! Düşünüyorum da, herhalde son çare olarak bu uyanıkların engellenmesi için ya verilen paralara çip takılması gerekecek ya da aldıkları TL'lerin seri no'larının not edilip, takip edilmesi.

HABERTÜRK YAZARI ALÇI: PERİNÇEK’İ TEBRİK ETMEK İÇİN ARADIM

NAGEHAN ALÇI / HABERTÜRK

Doğu Perinçek’in Osman Kavala ve arkadaşlarına verilen cezalara karşı çıktığını görünce çok şaşırdım ve kendisini aradım. Hem bu vicdanlı ve adil tavrından ötürü tebrik etmek hem de sormak için… “Doğu Bey neden böyle bir çıkış yaptınız? Demokrat çıkışınızdan ötürü sizi canı gönülden kutluyorum. Bu kararları nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye sordum.

İlk sözü şu oldu: “Nagehan Hanım göreceksiniz bu kararlar Yargıtay’da bozulacak. Bakın siyasi karşıtlık başkadır, ceza kanununda yazan suç tanımı başka. Bu kararlar kesinlikle Yargıtay safhasında bozulacak.”

“Sizce burada suç yok mu?” diye sordum.

“Biz Kavala’nın siyasi tutumuna hep karşıyız. Ama siyasi karşıtlık üzerinden yargısal bir süreç yürütemezsiniz Nagehan Hanım. Ben doktoralı bir hukukçuyum. Bu yanlıştır. Hukuka uygun değildir bu kararlar. Ben görüp görebileceğiniz en Anti-Soros insanım. Duruşum, çizgim ortada. Kavalalar ile taban tabana karşıt bir siyasi anlayışa sahibim. Ama siz husumetle davranıp, insanları cezaevine koyarsanız o olmaz. Tek başına Henri Barkey ile görüşmek, Soros'un beslediği vakfın yöneticisi olmak suç değildir. Bakın bu kişilere çok karşı biri olarak söylüyorum bunu. Siyasi mücadele vermek ayrıdır ama insanlara siyasi görüşü yüzünden müebbet vermek olmaz.”

Sonraki Haber