4 Mart Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

DEPREM SONRASI ANKETTEN NE ÇIKTI

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET

Optimar’ın 19-23 Şubat tarihleri arasında 26 ilde toplam 2 bin kişi üzerinde yaptığı anket, ilginç veriler taşıyor. Bir ay öncesine kadar tüm anketlerde ülkenin en önemli sorunu nedir denildiğinde tartışmasız olarak ekonomi öne çıkıyor. Ama deprem her şeyi tersine çevirmiş durumda. Ankete katılanların yüzde 67.3’ü Türkiye’nin en önemli sorunu olarak depremi işaret etmiş. İkinci sırada ise yüzde 18.1’le ekonomi geliyor. Depreme rağmen ekonomi uyarmaya devam ediyor.

10 şehrimizin yıkıldığı, 50 bine yakın insanımızın hayatını kaybettiği asrın felaketinde Optimar bu sorunu kim çözer diye sormuş. Ankete katılanların yüzde 29.3’ü “AK Parti” çözer diyor. “CHP” diyenlerin oranı yüzde 19.1. “HDP” çözer diyenler yüzde 6 çıkarken, onu yüzde 5.6’yla “İYİ Parti” takip ediyor. “MHP” diyenlerin oranı ise yüzde 2.3 çıkıyor.

Pandemi, ekonomik sorunlar ve deprem gibi ağır sorunlar yaşamamıza rağmen halk, bu sorunu muhalefet çözer demedi. Muhalefetin asıl üzerinde durması gereken nokta burası. Muhalefet çare olamıyor, muhalefet bu kadar ağır bir tabloya rağmen umut vermiyor.

Ankette bir nokta daha dikkatimi çekti. İkinci sırada çıkan veriye hem iktidarın hem muhalefetin dikkat etmesi gerekiyor. Ankete katılanların yüzde 21.3’ü “Hiçbiri çözemez” diyor. Bu siyasete olan güvensizliği yansıtması açısından çarpıcı bir veri.

MUHALEFETİN ALKIŞI BOZUK, KARŞI ÇIKIŞI ÇOK!

YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Kaliteli muhalefet iktidarın yanlışına yanlış, doğrusuna doğru diyebilmektir. Bu ölçüyü Türkiye’deki muhalefet bir türlü öğrenemedi. Bu duruşlarını da gizlemeden ayan beyan uyguluyorlar.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ne demişti: “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak hâlimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu.”

Bu söz dünyadaki tüm muhalefet partilerinin üzerinde tartışacağı ve hatta kalitesiz, çapsız, vizyonsuz muhalefet olmamak için ibret alacağı bir malzeme içermektedir. Bu söz aslında, “Biz seçimlerde muhalefetten iktidara geçiş sağlarsak ve iktidarımızda hangi doğruyu yaparsak yapalım kesinlikle destek vermeyin” demektir. Bu duruş aslında tam bir Türkiye düşmanlığıdır.

Türkiye’nin muhalefeti gerçekten ibretliktir. Yol yaparsın karşı çıkar, tünel yaparsın karşı çıkar, hastane yaparsın karşı çıkar, köprü yaparsın karşı çıkar, İHA-SİHA yaparsın karşı çıkar, terörle mücadele yaparsın karşı çıkar, soydaşının işgal edilmiş toprağını kurtarırsın karşı çıkar, PKK’lı, FETÖ’cü, DHKP-C’li teröristleri cezalandırırsın karşı çıkar… Karşı çıkar da çıkar. Dünyanın başka yerinde böyle bir muhalefet olsa inanın deli gömleğini giydirirler. İdam cezası olan ülkelerde de vatana ihanetten yargılanırlar. Ama bizdeki düşman başına diyeceğimiz muhalefet geniş geniş konuşmaya devam ediyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜM NASIL OLMALI?

ABDULLAH KARAKUŞ / MİLLİYET

Bugünlerde tartışılan en önemli konu bu. Hükümet de deprem ve kentsel dönüşüm seferberliği başlattı.

Bilim adamları ve deprem uzmanları başta olmak üzere çeşitli kesimlerden görüşler alınacak. Bilim Kurulları oluşturulacak.

‘Kentsel dönüşüm nasıl olmalı?’ sorusunun uzun uzun tartışılması lazım.

Neden mi? Çünkü özellikle İstanbul’da bina bazlı yapılan rant aracı kentsel dönüşüm yerine geniş alan bazlı kentsel dönüşüm yapılmalı.

Deprem denince eski konut stokunun çok olduğu İstanbul ve İzmir akla geliyor. İki büyük ilimizin bu eski bina stokunu bir an önce geniş alan bazlı yenilemesi lazım.

Fay hatlarından uzaklaşmak ve yatay mimariye geçmek gerekiyor.

Burada vatandaşa da büyük görevler düşüyor. Herkesin kentsel dönüşüme destek vermesi ve üzerine düşeni yapması gerekiyor.

Her il için ayrı planlar hazırlanması lazım. Özellikle İstanbul için ayrı bir bütçe hazırlanması lazım.

Hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın hem de ilçe belediyelerinin sokak sokak deprem ve kentsel dönüşüm planları hazırlamaları gerekiyor.

Avrupa yakası Marmara Denizi sahilinin hızlıca yeniden gözden geçirilmesi lazım.

Kahramanmaraş depreminde yaşandı. 11 çevre ili depremden etkilendi. Bir ilde deprem olunca bir yakın bir uzak ilden destek ve yardım gelmesine yönelik yeni planlar yapılmalı.

Depreme hazır mıyız? Son yüzyılın felaketinde gördük ki hayır.

O zaman geç olmadan herkes üzerine düşeni daha çok yapmalı.

Sonraki Haber