4 Temmuz Medyanın Halleri
4 Temmuz Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
HEDEFTEKİ PARTİ: MHP
SONER YALÇIN - ODATV
Gerek Sinan Ateş ve gerekse Ayhan Bora Kaplan adli dosyaları, salt siyasetin konusu yapılarak, gerek PKK gerekse FETÖ mücadelesi konusunda tavizsiz milliyetçileri hedef alır hale geldi/getirildi.
Mesela:
Sinan Ateş cinayeti davasının ilk duruşmasında 22 sanık yargı önüne çıkarıldı. Duruşmada cinayetin tetikçisi Eray Özyağcı, ifade verirken, “Eski Savcı D.A.K bana şunları dedi:
-Devlet Bey'den talimat aldıysan söyle, bu olayın siyasi olduğunu biliyorum, MHP'den bize isim ver seni koruyalım, sen bize hikaye anlatıyorsun, yat o zaman burada…”
Sanığın doğru deyip demediğini yargılama ortaya çıkaracak kuşkusuz… Benzer yönlendirme Ayhan Bora Kaplan ve arkadaşlarının emniyet sorgusunda da yaşandığı ve bu sebeple polisler hakkında soruşturma başlatıldığını biliyoruz. Bu dosyada hedef iktidar partisi içindeki milliyetçiler oldu.
Yani:
Bir adli dosyada hedef milliyetçi MHP…
Bir diğer adli dosyada hedef AKP içindeki milliyetçiler!
Tesadüf mü?
Kayseri ve Bursa, Hatay benzeri provokasyonların kışkırtıcısı olarak milliyetçilerin kriminal gösterildiğinin farkındasınız!
Neler oluyor, sormayalım mı?
Ki:
Çuvaldızını gazeteciler olarak kendimize batırmak zorundayız.
Önceki gün Sinan Ateş dosyasına hayli vakıf bir hukuk insanı aradı. “Dosyayı açmadan, tek satır okumadan gazeteciler neler yazıyor neler!”
Soru soruyu doğuruyor; gazetecilere algı operasyonunu kimler, neden yaptırıyor? Salt lakırdıya dayalı habercilik araştırmacı gazeteciliği yok etti!
Mesele sadece iktidar ortakları değil; ülkeye yönelik ağır dezenformasyon yapılıyor. Bu tür abartılar yüzünden ülke gri listeye alındı ve çıkarılması için Mehmet Şimşek’e teslim olunması dayatması yapıldı.
Bu nasıl görülmez?
Erdoğan ile milliyetçilerin arasını kimler niye açmak istiyor, belli değil mi?
İFADELER, SAVCILARIN TUTUMU VE İDDİALAR
YILDIRAY ÇİÇEK - TÜRKGÜN
Eğer bir savcı “Devlet Bey’den emir aldıysan söyle” cümlesi kuruyorsa, bu hukukun katledilişi ve yargının çürütülme halidir. Bu taraflı ve düşmanca bir yaklaşımdır.
İlk günden itibaren “Bu olayın önü- arkası sonuna kadar aydınlatılsın” diyen MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi sorgu odalarında bu ifadelerle anmak, hukuk tarihine geçmiş büyük bir alçaklık olmuştur. Eğer tetikçinin iddiaları doğruysa bu olayın neden ısrarla MHP ve Ülkü Ocaklarına düşmanlık için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yargı mensupları bile olayın başında böyle yaklaşıyorsa, ezeli ve ebedi MHP düşmanları neler yapmaz ki?
Yaklaşık 1.5 senedir zaten yapabilecekleri her şeyi yapmışlardır. MHP ve Ülkü Ocaklarına saldırmak için önce ekranları duruşma salonu yapanlar, 1 Temmuz günü gerçek duruşma salonunda da bunun için yerlerini almıştır. Emin olun akıllarında Sinan Ateş cinayetindeki suçluların ortaya çıkarılmasından ziyade, bu konu MHP ve Ülkü Ocaklarına ne derecede zarar veririz noktasındadır.
On binlerce kişiyi öldürmüş terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla her türlü ittifakı ve iş birliğini yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Özgür Özel’in bu olaya insan canı, hukuk, adalet olarak bakabilmesi mümkün mü? Sadece kendi ihanetlerine örtü olarak bu olayı kullanıyorlar. Sadece onlar mı (?) bunların peşinden gidenlerin tamamı bu kurnazlıkla hareket ediyorlar.
YENİ SAĞLIK BAKANI’NDAN BEKLENTİMİZ
MELİH ALTINOK - SABAH
Görevini Kemal Memişoğlu'na devreden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Benim dönemim acı ve sarsıcı olayların dönemi oldu" dedi.
Gerçekten Bakan Koca, pandemi ve deprem gibi dönüm noktalarında işbaşındaydı. İşi zordu. Depremi iyi yönetti. Ancak görevi başındayken de kararlı şekilde yazdığım, söylediğim gibi, pandemi, AK Parti hükümetlerinin alametifarikası olan sağlık sistemine güveni sarstı. Altyapıdan bahsetmiyorum. O konuda hâlâ dünya sıralamasındaki yerimizi koruyoruz. Ancak küresel pandemi politikalarıyla birlikte hastalık hastası hâline getirilen insanlar arz-talep dengesini altüst etti. Bu milyarlarca dolarlık sağlık sektörünü palazlandırdı. Hasta-hekim ilişkileri bozuldu.
Evet, "Ne yapsaydık, çağdaş dünyadan mı kopsaydık?" gerekçelerini ben de çok sık işitiyorum ama bunları eski bir tartışmayı açmak için hatırlatmıyorum. Önümüze bakmalıyız.
Yeni Sağlık Bakanı'ndan beklentimiz, sağlıkta tıbbın önüne geçen ticarileşme eğilimine neşter atması. Özellikle özel hastaneler mercek altına alınmalı.