400 kalem ilaç bulunamıyor

Yüzde 80 dışa bağlı olduğumuz ilaç sektörü, kur yükselişiyle birlikte krize yuvarlandı. Özellikle kronik hastalar ilaç bulmakta zorlanıyor

Vatandaş, özellikle kronik hastalıkların ilaçlarına erişemiyor. Eczacılara göre sorunun temelinde ilaçta yüzde 80 dışa bağımlı olmamız yatıyor. İlaç fiyatında esas alınan avro kurunun 10,77 TL olması ilaç şirketlerinin talebini azaltıyor, talep azalınca üretim de aynı oranda düşüyor. İlaç şirketleri ilaç fiyatlarının reel kur üzerinden hesaplanması gerektiğini belirtiyor. Konuyu Aydınlık’a değerlendiren eczacı Ömür Çakmak ise kalıcı çözüm için yerli üretimin artırılması, ilaç sektörünün yüzde 80 oranında olan dışa bağımlılıktan kurtarmak gerektiğini söyledi. Çakmak, böyle bir imkân ve kabiliyetimizin olduğuna da dikkat çekti.

‘İLAÇ FİYATLANDIRMA POLİTİKASI KÖKTEN DEĞİŞMELİ’

İstanbul’da yıllardır eczacılık yapan Ömür Çakmak mevcut tabloyu anlattı: “İlaç fiyatında esas alınan avro kuru 10.77 TL, piyasadaki avro kuru bugün 28,5 TL. Aradaki fark 2.5 kattan fazla, böyle olunca firmaların piyasaya ilaç arzı azalıyor, ilaç sıkıntısı baş gösteriyor. İlaç fiyatlandırma politikasını kökten değiştirmedikçe her 3-4 ayda bir dövizdeki dalgalanmayla birlikte aynı sorunu yaşamaya devam ederiz. Ya 3-4 ayda bir ilaçtaki avro kuru güncellenecek ya da ilaç fiyat kararnamesi baştan günün ihtiyaçlarına göre yeniden yazılacak. Ham maddede, ilaç ambalajı gibi birçok şeyin, teknolojisini dövizle aldığımızdan üreticiler artık bu fiyat üzerinden temin edemediklerini söylüyor ve üretim azalıyor. Üretim azalınca da piyasa arzı azalıyor ve hastalar büyük riskle karşı karşıya kalıyor.

‘YOK SEVİYESİNDE’

“400’den fazla ilaç piyasada bulunmuyor ya da az bulunuyor. Bazı kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, örneğin bazı kanser, diyabet, MS tedavisinde kullanılan kimi ilaçlar, parkinson hastalığı tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, hormon ilaçları vb şimdilik sayıları çok olmasa da bazı ilaçlar ya hiç bulunmuyor ya da çok az bulunabiliyor.

“Depolar ve ilaç firmaları stokların azalmakta olduğunu bildiriyor. Özellikle ithal ilaçlarda, yüksek teknoloji ürünü moleküllerde temin sıkıntısı artıyor. Maliyetler, yerli veya ithalatçı tüm ilaç firmalarını zora sokuyor ve onların piyasaya ilaç arzını baskılıyor. Soruna müdahale edilmezse sonbahar ayı ile birlikte daha ciddi düzeyde ilaç kriziyle karşılaşabiliriz. Kaldı ki bir ilacın bulunamaması nedeniyle bir hastanın dahi tedavisinin aksaması bir felakettir.”

‘ACİL VE KALICI OLMAYAN ÇÖZÜM’

“Krize doğru evrilmeye başlayan sıkıntının giderilmesi için acil çözüm de ilaçta kurun reel seviyelere yakın olacak şekilde güncellenmesi. Bu sonuç olarak ilaç fiyatının artması, zamlanması anlamına geliyor. Bu sayede sorun bir nebze çözülür. Ama bir süre sonra makas artınca yine aynı sorunla karşı karşıya kalırız.”

‘DEVLET KAPASİTEMİZİ SEFERBER ETMELİ’

“Kalıcı çözüm ise, ilaç hammaddelerinin, katma değeri yüksek (insülin preparatları gibi) biyoteknolojik ilaçların da biyobenzerlerinin kamu öncülüğünde ülkemizde üretilmesidir. İlaçta dışa bağımlılığa ve döviz baskısına son vermek için üretmeliyiz. Sanayi ve teknoloji alt yapımız, akademik birikimimiz, yetişmiş insan gücümüz, kadrolarımız var. Devletin Türkiye'nin bu alandaki kapasitesini seferber etmesi gerekiyor. İlaç marketten pirinç bulamamakla aynı şey değil. Bu hayati bir mesele olduğu için kalıcı çözüm için bir an önce adım atılmalı ve bu bağımlılıktan vazgeçmeliyiz.”

Sonraki Haber