400 milyar doları ambalajladılar!
Türk ambalaj sektörü geçen yıl 5 milyar doları aşkın ihracatla 2 milyar dolardan fazla dış ticaret fazlası verdi. Ambalaj profesyonellerinin bir araya geldiği Ambalaj Sanayicileri Derneği'nin (ASD) düzenlediği ‘Pandemi Sonrası Dünya Ekonomisi ve Çalışma Hayatı’ başlıklı etkinlikte konuşan ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, sektöre ilişkin verleri paylaştı. Sektör olarak bu yılki ciro hedeflerinin 28 milyar dolar olduğunu açıklayan Sarıbekir, “2023’te 30 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacağımızı düşünüyoruz. Türkiye’de yaklaşık 400 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarımızla mümkün kılıyoruz. Ürünlerimiz dünyada 180 ülkeye direkt olarak ihraç ediliyor. Geçtiğimiz yıl 2 milyar 28 milyon dolar da dış ticaret fazlası verdik. Bu sene ihracat olarak hedefimiz 6 milyar dolar. Türkiye’de kişi başı ambalaj tüketimi son 15 yılda 2 kat arttı. Dünya ortalaması 120 dolar fakat biz 272 dolarlara ulaştık. Avrupa'da bu rakam 400 doların üzerinde, Amerika'da 500 dolar civarında, Japonya'da ise 550 doların üzerinde seyrediyor. Ambalaj tüketimini aynı zamanda da gelişmişlik sembolü olarak görüyoruz” diye konuştu.
İTHAL ETTİKLERİMİZİ ÜRETİRSEK....
Etkinlikte konuşan Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin ise, ılımlı bir büyümeye karşı yüksek enflasyon ya da düşük büyümeye karşı yüksek enflasyon olmak üzere iki farklı senaryonun Türkiye’yi beklediğini dile getirdi. Alkin, “Türkiye'nin bir cari açık sorunu var. Bu da yapısal. Yani Türkiye'nin ithalatının yüzde 85’inden fazlası hammadde. Türkiye üretmek için ithal etmek zorunda. İthal ettiğimiz ürünlerin bir kısmını Türkiye'de üretirsek dış ticaret fazlası bile verebiliriz. Bu da döviz kurları üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Açıkça söylemek gerekirse döviz kuru fırlarsa faizin düşme yerine çıkma eğilimi içine girme ihtimalinin altını çiziyorum” dedi.
ÇALIŞMA ORTAMI DEĞİŞİYOR
Ambalaj sektörünün avantajlı bir sektör olduğuna dikkat çeken Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş da, “İş hayatı açısından 2030’larda gündeme gelecek olan birçok konu, bugün konuşulur oldu. Çalışma ortamı değişiyor, çalışma biçimi değişiyor ve çalışan davranışları yeniden tanımlanıyor. Bu noktada performans değerlendirmesinin yerine insanların potansiyelini değerlendirme öne çıkıyor. Artık marifet insanların potansiyelini değerlendirebilmek” mesajı verdi.