5. yıla girerken kararlı mesaj: PKK’yı bitirmeden ayrılmayacağız
Evlatlarını PKK’nın elinden kurtarmak için HDP önünde nöbete başlayan Diyarbakır Anneleri eylemlerinin 4. yılında kararlık mesajı gösterdi. PKK’yı bitirmeden HDP önünden ayrılmayacaklarını belirten aileler, çocuklarına çağrı yaparak teslim olmalarını istediler
Diyarbakır Anneleri, evlatlarını terör örgütü PKK’dan kurtarmak için HDP önünde başlattıkları kararlı mücadelede 5. yıla girdi.
HDP Diyarbakır İl Binası önünde dün düzenlenen mitingde İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman ve Vatan Partisi yöneticileri de yer aldı.
Aileler, buradaki konuşmalarında HDP kapatma davasında sürecin uzamasının mücadelelerine zarar verdiğini vurguladı. Evlatlarını almadan HDP önünden ayrılmayacaklarını belirten anneler, kararlılıklarını bir kez daha gösterdi.
‘ANA YÜREĞİ SİLAHTAN DAHA GÜÇLÜ’
Mitingde konuşma yapan İçişleri Bakan Yardımcısı Aktaş, “Diyarbakırlı Analar destansı mücadele veriyor. Burası tarihi bir alan. 1462 gün önce PKK’nın siyasi uzantısı HDP’ye karşı Hacire Ana’nın başlattığı mücadele dalga dalga büyüdü. Diğer analarımıza cesaret verdi. Annelerimiz sayesinde eli kanlı terör örgütü, meydanın boş olmadığını gördü. 1462 gündür azimle, kararla süren bir mücadele. Bu mücadele, Van’a, Hakkari’ye, Muş’a, İzmir’e hatta Almanya’ya uzadı. Terör örgütünün kurduğu bu kirli düzeni bozdunuz. Evlatlarımız terör örgütünün elinden kaçarak güvenlik güçlerimize destek oldular. Sizler sadece ana olarak diğer analara güç vermediniz, ana yüreğinin silahtan daha güçlü olduğunu da gösterdiniz. PKK’nın kanlı ellerinde tek bir evladımız dahi kalmayacaktır. Sizlerden aldığımız manevi güçle birlikte kahraman güvenlik güçlerimiz teröristlere nefes aldırmıyor. Terör örgütü artık yeni eleman alamıyor, giderek güç kaybediyor, yok oluyor. Artık gençlerimizi kandıramıyorlar. Terörün kökünü bu topraklardan tamamen temizleyeceğiz. Tek bir terörist dahi kalmayana kadar mücadelemiz devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Yenigün, “Acılarınızı paylaşıyoruz. Her zaman yanınızda olacağız.” diyerek ailelere destek verdi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ataman de “Bu kutsal mücadelede sizin yanınızdayız. Siz terörü bitireceksiniz. Siz sadece Güneydoğu’daki değil bütün anneler için mücadele ediyorsunuz. Bu sizin sayenizde başarılacak.” şeklinde konuştu.
‘HDP KAPATILSIN İSTİYORUZ’
Muş’ta evlat nöbeti tutan Naciye Sönmez Yıldız, Diyarbakır Annelerine desteğe geldi. Yıldız, Türkiye’nin HDP ve PKK’dan temizlenmesi gerektiğini söyleyerek şu vurguları yaptı:
“Ben Osman’ın annesiyim. Osman sekiz yıldır bizi ya unuttu ya da onu kandırdılar. O götürdüler.
“Yeter artık, asker de benim oğlum, korucu da benim oğlum. Benim babam 100 yaşında. Her gün oğluma ağlıyor. O da biliyor, bu çocuk pis yolda.
“Bu çocuklar kandırdılar, götürdüler. Çocuğum abisini, annesini, babasını, dayısını özledi. Ama bırakmıyorlar. Herkes destek versin. Herkes çocuğunu geri alsın. Kimse sizi sevmiyor. Bu sokakta terör var. HDP kapatılsın istiyoruz.
“Türkiye bizim. Türkiye'de güçlüdür. Devletimiz de güçlüdür. Biz niye çocuğumuzu onlara verelim? Üç çocuğum var. Biri dağda. Benim oğlum okul okuyordu. On beş yaşındaydı. Oğlum geri gelsin istiyorum. Geri alacağız.
“Biz Muş'ta özgür olmak istiyoruz. Muş her şeyiyle temizdir. Onun temizliğini yine istiyoruz. PKK ile HDP aynı örgüttür. Biz Amerika'da işimiz yok.”
‘HDP KENDİ ÇOCUKLARINI NEDEN DAĞA GÖNDERMİYOR’
Van Annelerinden Nazlı Sancar kızı Şeyma’yı alana kadar HDP önünden ayrılmayacağını vurgulayarak şunları ifade etti:
“Ben sonsuza kadar HDP'nin kapısından ayrılmayacağım. Kırk yıldır bu mücadeleyi veriyoruz. Beşinci yıla girdik.
“HDP Meclis’te bağıra bağıra ‘ben Kürt halkını savunuyorum, jiyan azadi, kadın değerdir, kadın öldürmeyin’ diyor. Benim kızım da bir kadındı. Hani benim kızımın özgürlüğü nerede? Benim kızımın özgürlüğünü çaldılar. Ben Şeyma'yı HDP için, PKK için büyütmedim. Kendim için büyüttüm.
“HDP/PKK niye kendi çocuklarını dağa göndermiyor? Kendi çocuklarını özel okullarda okutuyorlar. Bizim gibi garibanların çocuklarını dağlarda öldürüyorlar. Bunlar bizden ne istiyorlar? Biz burada sadece hakkımızı olan evlatlarımızı istiyoruz. Biz HDP'den bir şey istemiyoruz.
“On iki yıldır gitmediğim yer kalmadı. Şeyma'nın peşinde. Şeyma’m beni duyuyorsa, beni görüyorsa gelsin, devlet güçlerimize teslim olsun. Orası Şeyma'nın yeri değil. Şeyma okuyacaktı, Şeyma Savcı olacaktı. Anneni dinle kızım. Baban senin kahrında kanser hastası oldu Şeyma. Kırk beş çocuğumuz geldi. Annelerini sevindirdi. Sen de gel, beni sevindir.
“Ben sonsuza kadar düşmanın karşısında dimdik duracağım. Ölüsüyle, dirisiyle HDP'den, PKK'dan Şeyma’mı alacağım.
“Diyorlar ya ‘Doğu'da Kürt zulmü vardır’. Tabii ki doğru, HDP/PKK'nın zulmü vardır. HDP/PKK'nın zulmünden başka zulüm yoktur. HDP kazanırsa özgürlük olacak. Çok şükür devletimiz bize sahip çıkıyor, yanımızda.
“Güneydoğu’daki vatandaşlar HDP'den korkuyor. HDP gidip silah zoruyla onların oyunu alıyor.
Ben kendim şahit oldum. HDP ev ev geziyordu. Diyordu ki ‘Siz ya bize oy vereceksin ya da siz çocuklarınızı dağa göndereceksiniz.’ Rabb'im onları kahrı perişan etsin. Ama HDP kapanacak. Anneler HDP'nin, PKK'nın kökünü kazımış.”
‘ANNENE SAHİP ÇIK OĞLUM’
Anne Nazime Dursun, oğlu Nihat için mücadele ettiğini belirterek şunları kaydetti:
“Oğlum Nihat Dursun. Oğlum baban vefat etti. Gel oğlum, devlet güçlerimize teslim ol. Senin yerin orası değil. Seni zorla kaçırdılar. Ben yalnız kaldım. Abini işleri işten çıkarıyorlar. Ben çok mağdurum. Beni duyuyorsan, beni görüyorsan gel. Annene sahip çık oğlum.”
İKİ ÇOCUĞU PKK’NIN ELİNDE
Servet Yalçın ve Ömür Yalçın’ın annesi Kudret Aslan da iki çocuğunun birden acısını yaşadığını aktararak şunları söyledi:
“İki çocuğumu götürdüler. Bir çocuğumu on yaşında. Bir çocuğumu da yirmi yaşındayız. Zorla kandırarak götürdüler. Ben evladım için buradayım.
“Çocuklarım ben hastayım, babanız hasta. Babanız ameliyat oldu, yirmi tane platin var belinde. Gelin devlet güçlerimize teslim olun. İki evlat acısı ne demektir? HDP yok olursa hepimize özgür olacağız.”
Baba İbrahim Yalçın, “Üç senedir hiçbir haber gelmedi. Çocuklarımı bekliyorum. Ben de hastayım, orada hastayım. HDP benim oğlumu getirsin. Devlete teslim olsun. Ben öyle istiyorum. Ben hiçbir şey istemiyorum. Ben HDP'nin kapısından çıkmıyorum. Gece gündüz, çamur da olsa oturacağım.” dedi.
‘KANDİL BURASI’
Evladını kurtarmak için HDP önündeki nöbetini sürdüren Salih Gökçe de şunları söyledi:
“Ben 2019’da eyleme katıldım. Otuz altıncı aileyim. Eylemin ilk günlerinde Ağrı'dan geldim buraya. Benim çocuğumu verecekler. Ölmüşse de cenazemi verecekler. Benim oğlumu dağdaki PKK'lılar götürmedi. HDP'liler götürdü. İşte Kandil burası. PKK demek HDP demek.
HDP demek Avrupa'nın ve Amerika'nın uşağı demek. Biz onları istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinde kalmasınlar. İstiyorlarsa gitsinler Kandil'e. Ben Kürt olmuş olabilirim. Sen Kürt olmuş olabilirsin. Ama biz kardeşiz. Türk bayrağının altında yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yaşıyoruz. Polis, asker, dağda yirmi dört saat nöbet beklerken biz yatağımızda huzurlu uyuyoruz.”
SOYLU’NUN KARARLI TAVRI
TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı Süleyman Soylu, Diyarbakır Annelerinin mücadelesine ilk günden itibaren kararlı bir tavırla destek verdi. İçişleri Bakanı olduğu dönemde annelerin mücadelesinin büyümesine önem gösteren Soylu, nöbetin 4. yıl dönümüyle ilgili sosyal medya hesabından paylaşım yaptı. Soylu şu mesajı verdi:
“Önce bir anne çıktı, Tüm dünyaya haykırdı, Evladını haykırdı, Sessizliğe haykırdı, Bu çığlık diğer annelere, babalara güç verdi, Sayıları arttıkça, birilerinin korkuları büyüdü. 3 Eylül 2018, Bundan tam 5 yıl önce, Diyarbakır Anneleri teröre boyun eğmediler ama duruşlarıyla boyun eğdirdiler. Selam olsun Diyarbakır Annelerine.”