6. Filo’nun bayrak gemisi İstanbul’da

ABD Donanması’na bağlı 6. Filo’nun komuta kontrol gemisi olan USS Mount Whitney (LCC 20), dün sabah saatlerinde İstanbul’a gelerek Sarayburnu Limanı’na bağladı. Geminin geliş nedenlerini Aydınlık inceledi

Gemi, sahip olduğu kabiliyetler nedeniyle dünyanın en gelişmiş komuta kontrol gemisi olarak niteleniyor. Su üstü iletişim kabiliyetlerinin “rakipsiz” olduğu savunulan gemide, dünya üzerindeki herhangi bir noktayla HF, UHF, VHF, SHF ve EHF dalga tiplerinde şifreli bilgi alışverişi yapabilecek donanım yer alıyor. 189 metre uzunluğundaki 18 bin tonluk USS Mount Whitney, adını Kaliforniya’daki Sierra-Nevada sıradağlarının zirvesinden alıyor.

ABD 6. Filosu’nun sitesinde geminin kabliyetlerine ilişkin şu ifadeler kullanılıyor:

“Bugüne kadar hizmete alınan en sofistike Komuta, Kontrol, İletişim, Bilgisayar ve İstihbarat (C4I) gemisi olan USS Mount Whitney, gelişmiş C4I ekipmanlarının çeşitli unsurlarını bünyesinde barındırmakta ve gemide bulunan Müşterek Görev Kuvveti Komutanı’na geniş bir alana dağılmış hava, kara ve deniz birimlerini etkin ve entegre bir şekilde komuta etme kabiliyeti kazandırmaktadır.”

KÜRESEL ÇATIŞMADAKİ ROLÜNÜ OYNUYOR

USS Mount Whitney’in İstanbul’a gelmesinin birkaç nedeni olabilir.
Öncelikle ABD Donanması, bir süredir küresel ölçekteki bir çatışmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda 9-18 Ağustos tarihleri arasında icra edilen Büyük Ölçekli Tatbikat (LSE-2023) ile dünyanın dört bir yanına dağıtılmış ABD güçlerinin küresel bir çatışmaya hazır olup olmadıkları test edildi. 22 farklı zaman diliminde yer alan 50’den fazla komutanlık tatbikata katıldı. 9 operasyon merkezinin bulunduğu tatbikatta 2 uçak gemisi görev grubu, 1 amfibi hazırlık grubu, 25 gemi/denizaltı ve 25 binden fazla denizci fiilen yer aldı. Bunun yanında 4 uçak gemisi görev grubu, 2 amfibi hazırlık grubu ve 50 gemi de sanal olarak simule edildi. İşte bu tatbikatın Akdeniz ayağını komuta eden gemi, USS Mount Whitney idi. Dolayısıyla tatbikat sırasında önce Ege ardından Marmara Denizi’ne girerek İstanbul’a gelen geminin, bu sahada ve Türk Boğazları ile Karadeniz’de oluşturulmuş bir çatışma senaryosunu simule ettiği değerlendirilebilir. Tatbikatın resmi bilgilendirmesinde de Mount Whitney’in görevi, “Dağıtılmış Deniz Operasyonları, Seferi İleri Üs Operasyonları ve Çatışmalı Ortamda Kıyı Operasyonları’nın doğasında var olan esnekliği uygulamak ve göstermektir.” şeklinde tanımlanıyor. Yani gemi, komuta kontrolün yanında amfibi bir harekatı da üstlenebilir.
İlki 2021 yılında icra edilen Büyük Ölçekli Tatbikat serisi, Soğuk Savaş döneminde 1981 yılındaki düzenlenen Ocean Venture Tatbikatı’ndan sonra küresel ölçekte yapılan ilk tatbikat serisi.

ALTERNATİF TAHIL
KORİDORUNDA GÖREV ALABİLİR

Diğer yandan USS Mount Whitney’in İstanbul’a gelişi, Tahıl Koridoru’yla ilgili de olabilir. Rusya’nın anlaşmadan çekilmesinin ardından tahıl sevkiyatı için yeni bir rota arayışına giren ABD, son günlerde Tuna seçeneğini gündemine aldı. Bu seçenekte tahıl yüklü gemilerin Ukrayna’dan Romanya’ya getirilmesi, ardından Tuna Nehri üzerinden Avrupa’ya sevkedilmesi değerlendiriliyor. Ancak Rusya’nın da katıldığı Tahıl Anlaşması’ndan daha yavaş ve daha maliyetli olan bu seçenek, bir dizi riski de beraberinde getiriyor. Her şeyden önce ABD’nin, Tuna Nehri üzerindeki Ukrayna limanlarına gidip gelen gemileri korumak için askeri bir seçenek oluşturması lazım. Böyle bir operasyonda ise komuta kontrolün yine USS Mount Whitney’de olması muhtemel.

KAMİKAZE İDA SALDIRILARINI YÖNETEBİLİR

6. Filo’nun bayrak gemisinin bölgeye gelmesinin bir nedeni olarak da, son dönemde Karadeniz’de giderek yoğunlaşan kamikaze İDA (İnsansız Deniz Aracı) saldırıları gösteriliyor. Yaklaşık 200 bin dolara mal edilen kamikaze İDA’lar, yüksek miktarda patlayıcı ile donatılarak milyar dolarlık gemilere ciddi hasarlar verebiliyor. Asimetrik bir kuvvet çarpanı olarak savaş sahasına çıkan bu İDA’lar, düşük kesit alanı ve dalgaların arkasına saklanması nedeniyle neredeyse tespit edilemiyor.

Ancak İDA’ların hedeflerine ulaşabilmeleri için ciddi bir istihbarata ihtiyacı var. İşte bu noktada USS Mount Whitney devreye girebilir. Kamikaze İDA’ların hem sürekli kendi rotalarını düzeltmeleri hem de hedef geminin koordinatlarını güncellemeleri için gerekli bilgiyi USS Mount Whitney sağlayabilir.

ABD KUVVETLERİNİ NEDEN DAĞITIYOR

Amerikalılar, Çin’in gemi inşa kapasitesi ile rekabet edemeyeceğinin farkında. Bu nedenle daha az kuvvetle daha fazla etki yaratmanın koşullarını arıyorlar.
Bugün Çin’in gemi inşa kapasitesi, tonaj olarak Amerika’nınkinin tam 232 kat fazlası. Çin tersanelerinin üretim kapasitesi yaklaşık 23 milyon 250 bin tonken, Amerika’nın sahip olduğu gemi inşa kapasitesi 100 bin tonun altında.

Şu an ABD’nin 296 muharip gemisi bulunuyor. Çin’in ise muharip gemilerinin sayısı 355. İki ülkenin üretim kapasitesinin ileride bu farkı daha da açacağı değerlendiriliyor.
ABD Donanması İstihbarat Ofisi tarafından yapılan bir projeksiyona göre; 2035 yılında Çin 475, ABD 305 muharip gemiye sahip olacak. İşte bu noktada Amerikalı savunma planlamacıları, kuvvetlerini dağıtarak Çin’e daha etkili bir yanıt verebileceğini değerlendiriyor.
Büyük Ölçekli Tatbikat ile ilgili brifingde konuşan ABD Filo Kuvvetleri Komutanı Amiral Daryl Caudle, şunları söylüyor: “Gelecekteki deniz çatışmaları, filomuzun binlerce mil boyunca yayılmasını ve düşmana aynı anda saldırıp sonra dağılmalarını gerektirecek. Kuvveti dağıtmak, aslında elimizdeki kuvvetle daha fazlasını yapmamızı sağlıyor. Böylece ağırlığımızın üzerinde yumruk atabiliriz.”

Sonraki Haber