6 Mart’ta Ankara Tandoğan’da tarih yazacağız: Kadınımızla Türkiye’mizin kaderi ortak

CKD Genel Başkanı Tülin Oygür’e, 6 Mart’ta yapacakları mitingi sorduk. Neden adı Yükselen Kadın Yükselen Türkiye? ‘Çünkü ikisinin kaderi bir… Kadınımızla Türkiye’miz, yani Cumhuriyetimiz… Biri yükselirken öbürü de yükselmekte, kaybederken de kaybetmektedir.

Nerede duyduğumu hatırlamıyorum, “Kadın devrimsiz, devrim kadınsız olmaz!” diye bir söz… Bugünümüze özel, bu sözü “Kadın üretimsiz, üretim kadınsız olmaz!” diye değiştirsek nasıl olur? Üretim Devrimi’nden bahsediyoruz, kadının yerinden… 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) bu sene pazar gününe denk geldiği için 6 Mart günü Tandoğan’da, “Yükselen Kadın Yükselen Türkiye” mitingi ile karşılayacak. Mitingde kadınımızın üretime katılma gücü ve kararlılığı kutlanacak. Temel meselemiz üretim, üretimin öznesi de üreticiler, yani emekçiler. Emekçi kadınlar… CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür ile hem emekçi kadınları hem de mitingi konuştuk.

  • Geçen hafta bu sayfada TGB Genel Başkanı Dilek Çınar’a yer verdik. Ona sorduğumuz bir soruyu biraz değiştirip size de sormak istiyorum. Devrim, emek, kadın, Türkiye, üretim… Alfabetik sıralı bu kavramlardan en başa hangilerini koyarsınız? Bu kavramları kullanarak en güzel hangi cümleyi kurarsınız?

“Türkiye” en başa gelecek tabii… Her şey önce vatanla başlıyor. Sonra; emperyalizm çağındayız; milli bağımsızlığı en öne koyan “devrim” sözcüğü gelmeli… Bizim devrimimiz 1800’lerin ortasından başlayıp bugünlere geliyor ve süreç şimdi çok hızlandı. Vatanımızın bağımsızlığından söz edeceksek önce dönüp ekonomik bağımsızlığımıza bakacağız. Bugün, devrimin motoru milli üretimdir. Kadınımız devrimin daima içinde oldu; çağdaşlaşma mücadelesinde ön cephedeydi, Kurtuluş Savaşımızda bütün üretim yükü ondaydı. Bugün de üretim ilişkileri içinde daha çok yer alma mücadelesi vererek devrimimizi besliyor. Verdiğiniz kelimelerle en doğru cümleyi şöyle kurabilirim. Türkiye’nin devrimi, üretim atağındaki kadınlarımızla güçlenmektedir.

  • Devrimimize tam bağımsızlık ekseninde varoluş mücadelesi olarak baktığımızda bugün hangi evredeyiz? İleri, geri, eksik, fazla, yanlış, doğru neredeyiz?

Biz emperyalizme karşı kesin zaferi ve tam bağımsızlığı Atatürk’le yaşadık. Ne var ki, emperyalist Batı’nın tahakkümüne rıza göstererek girdiğimiz NATO süreci içinde Atatürk’ün “arasız devrimler” hedefi ortadan kalktı. Yine de kökler sağlamdı ve 1980’lerdeki küreselleşmeye kadar, aşınmalara rağmen milli devlet niteliğimizi ve Cumhuriyet devrimlerimizi koruduk. 1980 darbesinin açtığı yoldan küresel sisteme geçmekle karşıdevrim ilan edilmiş oldu. Sonucunda milli ekonomimiz çöktü, bağımsızlığımız kayboldu, üretenler küçümsendi, emekçiler ezildi. Bir yandan da PKK terörü, ABD güdümünde on binlerce canımızı aldı, büyük milli servet kaybımıza sebep oldu. Bugün artık milletimiz ABD’nin Türkiye için en güvenilmez ülke olduğunu bilincine çıkarmıştır. Ne komik, bugün hangi Türk vatandaşına “küçük Amerika olacağız” deseniz, okkalı bir cevap alırsınız. Hâlbuki milletimize 70 yıl bu yalan söylendi.

KADIN ERKEK BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ

  • Bundan sonra ne olur peki? Cevabı, tahmin ve hedef diye ikiye ayırarak verebilirsiniz…

Tahmin yok! Hedefse belli ve çok net görünüyor artık. Atatürk yüz yıl önce söylemiş: “Emperyalizm mahv ve nâbut olacak!” Mazlum milletleri ezen küresel emperyalist sistemin gideceği yol kalmadı. İnsanlığa acı, ölüm, onursuzluk, eşitsizlik, sevgisizlik, yalnızlıktan başka vereceği bir şey yok. Bu sisteme arkamızı dönüyoruz. Milletimizin bu gerçeği görmesi çok değerli… Yolumuz; insancıl, paylaşmacı, kamucu, barışçıl bir dünyaya açılıyor. Bu yolda, devletin gücü öncülüğünde, bütün çocuklarımızı nitelikli, bilimsel eğitimle ve insanlık değerleriyle hayata kazandırarak, sanayide, tarımda, ileri teknolojide milli menfaatlerimizi gözeterek, kadın erkek eşit, yan yana ve birlikte üreterek yürüyeceğiz.

  • Son zamanlarda kadınla ilgili konuların iki ana çerçevede ele alındığını görüyoruz, biri şiddet, diğeri üretim. Birbirine zıtmış gibi görünen bu çerçevelerin üst üste gelmesi tesadüf mü, yoksa bu tezatta bir anlam mı aramalıyız?

Kadına şiddetin kaynağında basitçe, erkeğin, bilincinde kadını kendiyle eşit değil, kendine ait kişi (kul) olarak görmesi vardır. Erkekteki bu kavrayış tarihte sınıflı topluma geçişle başlamıştır. Binlerce yıl önce insanoğlu tarıma geçip tükettiğinden fazlasını üretince, üretim fazlasına el koyan azınlık içinde, çocuk doğuran ve büyüten kadın yer alamamıştır. Böylece mülk sahibi ezen sınıf erkekle temsil olunmuştur. Bugünlere uzanan kadına şiddetin temelinde tarihsel olarak kadının üretimden kopması, sınıfsal ezilmişliği ve sonucunda bilinçlere yazılan kadın erkek eşitsizliği yatar. Kadına şiddet ile üretim ilişkisi o kadar açık… Bu şiddet, kadını üretici güçler içinde erkekle eşitlemek ve eşitliği üretkenlik temelinde bilince yerleştirmekle son bulacaktır. Kadın ürettikçe var olacaktır. 150 yıldır bu sürecin içindeyiz.

TÜRKİYE’YE DÜŞMANLIK KADINA DÜŞMANLIKTIR

  • Mitinge gelelim, adı neden “Yükselen Kadın Yükselen Türkiye”?

Çünkü ikisinin kaderi bir… Kadınımızla Türkiye’miz, yani Cumhuriyetimiz… Tarihi tecrübelere bakalım, biri yükselirken öbürü de yükselmekte, kaybederken de kaybetmektedir. İkisi birbiri için varlık yokluk meselesidir adeta. Aynı şekilde Türkiye’ye düşmanlık kadına düşmanlık, kadına düşmanlık Türkiye’ye düşmanlıkla birdir.

Kimlerle yapacaksınız mitingi, kimleri birleştireceksiniz ve ne söyleyeceksiniz?

Ülkemiz emperyalist Batı’nın tahakkümünden çıkmanın devinimi içinde… Birlik ve beraberlik içinde zorluklara karşı durarak tam bağımsız ve onurlu bir Türkiye mücadelesinin sıcağında yaşıyoruz. Mücadelede kadınlarımız ve gençlerimiz büyük gücümüz… Mitingimizde işçi, çiftçi, sanatçı, memur, esnaf, akademisyen, öğrenci, sporcu, girişimci, ev kadını bütün emekçi kadınlar olarak “Ülkemiz için, yarınımız için varız, üretiyoruz, daha da fazla üretmeye hazırız, imkân talep ediyoruz” diyeceğiz. Kadın ve emekçiler olarak sorunlarımızı ve çözümlerimizi söyleyeceğiz. Diyarbakır anneleri ve bağımlı anneleriyle beraber olup “Çocuklarımızı PKK terörüne de uyuşturucuya da kaptırmayacağız” diyeceğiz. PKK’nın siyasi örgütü HDP’nin kapatılmasını haykıracağız. Ve tabii TGB, mitingimizin ortağı… Yarının üretici güçleri olacak üniversiteli gençleri mitinge getirecekler; sahada da beraber çalışıyoruz. TGB’nin vatansever ışığı mitingi aydınlatacak. Tarihe geçecek bir miting olacak. Pazar günü Cumhuriyet Kadınları ve Türk Gençliği, Ankara Tandoğan’da bir kere daha tarih yazacak!

PETROL İŞ: SİZLERE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR

Petrol İş Genel Başkanı Süleyman Akyüz ile CKD Şişli Denetim Kurulu üyesi Zerrin Öztürk, CKD Beşiktaş Şubesi üyesi Figen Karabulut İlhan, CKD Kadıköy Şubesi üyesi Ayşe Aktok'tan oluşan bir heyetle, 1.5 saat süren oldukça sıcak ve verimli bir görüşme yapıldı.

Akyüz, CKD heyetine, "CKD' ye, sizlere büyük iş düşüyor. Ötekileştirme ve şiddet ağı ülkemizi bölüyor. En önemli değerimiz ve ölçümüz Atatürk' tür. Ondan vazgeçilemez. O' nu tanımayanlar, bilmeyenler, öğrenmeyenler yanlışlara ve ihanetlere düşüyorlar. Sizlere yürekten başarılar diliyorum." mesajı verdi.

YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR

Ünlü ressam ve heykeltıraş Adviye Bal’ın mitingle ilgili CKD’ye gönderdiği kutlama mesajı tam sergilenmelik…

“ABD kaynaklı darbelerin, saldırıların, baskıların artık sökmediği bir dönemdeyiz. İsmet Paşa ne güzel söylemiş; işte ‘yeni bir dünya kuruluyor, Türkiye o dünyadaki yerini alıyor’. Özgüvenimizin tazelendiği, değerimizi ve potansiyelimizi fark ettiğimiz bu yeni dönemde kadınlarımızın rolü çok büyük. Sanatta, sporda, bilimde, iş hayatında kendisine, ülkesine inanan kadının yaratıcılığı ve çalışkanlığıyla Türkiye yükseliyor. Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin, bu yükselişe yeni heyecanlar, ivmeler katacak ‘Yükselen Kadın Yükselen Türkiye’ mitingini kutluyor ve destekliyorum.”

COŞA KOŞTURA GİDECEĞİZ

Türkiye’nin ilk kadın kooperatifi özelliğine sahip olan İstanbul Bahçelievler Kadın Kooperatifi’nin Başkanı Emine Seyhan, “6 Mart ‘Yükselen Kadın Yükselen Türkiye’ mitingini destekliyor musunuz, mitinge katılacak mısınız?” sorumuza, “Desteklemek mi, o bizim mitingimiz, insan mitingini desteklemez mi, atölyemizden otobüs kaldıracağız, coşa koştura gideceğiz Ankara’ya!” diye cevap verdi.

“Mitingle ilgili ne düşünüyorsunuz, ne söylemek istersiniz?” sorumuza ise şiirsel bir cevap verdi:

Anamın yaptığı tahtın bahtı ile buluşalım

Ben kadınım, ben çocukları tok yatsın diye aç yatanım

Ben hayatın dikenli yollarından geçerken güller açtı hanım!

Kadınım ben, çocuk gelin olmak yerine bez bebeklerle evcilik oynarım.

Saçlarımı rüzgârda dalgalandırırken aklım kısa değil

Zarifim ben güneş gibi doğup hayat veririm

Hayatımı elimden almak isteyenlere inat gülerim, kadınım…

Elimin hamuru ile dünyayı sararım

Kadınım ben, adı yok diyenlere cevabı destanlarla yazarım

Anayım, bacıyım, sevgiliyim, doğuranım, üretenim, insanım

Uğruna dağlar delinen Şirin’im, Leyla’yım, Aslı’yım…

Sonraki Haber