6 Ocak Medyanın Halleri
'BAHÇELİ'NİN SÖZLERİNİN MUHATABI ARINÇ'
AYTUNÇ ERKİN / SÖZCÜ
Bahçeli ne dedi: “…(TSK'nın içerisinde bazı FETÖ'cülere karşı operasyon yapılması hükümetin TSK'ya tavrını mı ortaya koyar?) sorusuyla teftiş sürecini baltalamak isteyen, dönemin Genelkurmay Başkanı'nı, bugünün Milli Savunma Bakanı'nı töhmet altında bırakan saygıdeğer siyasetçi… “ Bu konuşman ardında; MHP'nin üst düze yöneticilerini aradım. Ortak değerlendirme şu oldu: “… Sonuçta bizim bu konuda ortak bir rahatsızlığımız var. İBB ve terör konusunda hassasız, bu konuda da Genel Başkan o rahatsızlığı dile getirdi. Ancak öncesinde ne Cumhurbaşkanı Erdoğan ne de Numan Kurtulmuş'la konuştu. Sonuçta biz ayrı bir partiyiz ve hassas olduğumuz konularda fikirlerimiz net. Buradan da şu sonuç çıkmaz: Cumhur İttifakı'nda çatlak var! Biz sadece kaygılarımızı iletiyoruz. Güvenlikçi kanat özgürlükçü kanat!Peki… Bahçeli başka kimi hedef aldı: “…Özel teftişten dolayı endişeli ve üzüntülü olduğunu söyleyen, sürecin İmamoğlu'nun adaylığını güçlendirdiğini ifade eden, bizim de bu niyette olduğumuza yönelik kuşkularını paylaşan sulu gözlü siyasetçi sana soruyorum; siyasete devam etmek için CHP'de yer mi yapıyorsun? Kaybettiğin itibarını Halk TV ekranlarında mı arıyorsun? Burada da adres AKP'nin kurucularından Bülent Arınç'tı!
CEM YILMAZ İÇİNDE YAŞADIĞI ÇEVRENİN SİVRİLİKLERİNİ TAŞIYOR
YILDIRAY OĞUR / KARAR
Cem Yılmaz, ilk stand up showlarındaki uzaya giden Türk esprilerini daha sonra G.O.R.A.’da uzaya giden halıcı Arif’le sinemaya taşıdı. Bu şiveli konuşan fırsatçı, az akıllı Türk parodileri yıllarca salonları tıklım tıklım doldurttu. Bu Türklüğün parodisinin AROG, Kahpe Bizans, Recep İvedik gibi farklı versiyonları yapıldı. Bu mizahın bakılanı, bakıp gülenlerin olmaktan kurtulduğu, kurtulmak istediği, kötü halimizin, asla adam olmamamızın sebebi olarak gördüğü bir zihniyeti temsil ediyordu. Bu karakterlere bakıp gülenler ise eğitimle bir üst kültüre ve ahlaka çıktığını düşünenlerdi. Ama sonra ülke şartları değişti. Esnaflar serpildi, zenginleşti, hatta artık klişeleşen tabirle çevreden merkeze yürüdü, iktidar oldu. Artık çoğunluğu köylü ya da kasabalı olmayan bir toplumda yaşıyoruz. Eğitim seviyesi yükseldi, yeni şehirli bir nesil büyüdü, iş güç sahibi oldu. Eğitimlilerin sınıf atlama ayrıcalığı azaldı. En zenginlerle en yoksullar arasındaki makas açıldı. Bu arada Cem Yılmaz da büyüdü, zenginleşti, evlendi, baba oldu, yaşı kemale erdi. Yılbaşındaki showundan anlaşıldığı kadarıyla artık onun gözüne de bu küçük insanlar batmıyor. Avrupa’nın lüks kayak merkezlerine kar tatiline gidenler, Roma’ya gidince orda Türklerin kaynamasından rahatsız olanlar, Türk’e benzetilmemekle övünenler, aldığı taş evin eski kilise olması gibi masallar anlatmaktan hoşlananlar, ana okul müsamerelerinde harika çocuklarını kameraya çekmek için diğer velileri ezen veliler, bebeklerini I-padle büyütenler, ancak karpal tünel sendromu yüzünden koluna atel takılanlar takılıyor. Belki uzun süredir onların içinde yaşadığı için, onların sivrilikleri ona battığı için yapıyor bunu. Ama artık mizahında bakılanlar kurnaz küçük esnaflar değil, Rahmi Koç, Cem Hakko, Acun ve Nusret gibi mizahı az yapılanlar.
ERDOĞAN'A DİKTATÖR BENZETMESİ YAPTI!
HASAN CEMAL / T24
Macaristan'da aşırı sağdan sosyal demokratlara altı parti Orban'a karşı ortak bir adayda birleşti, "zamane diktatörü"ne yol gözüktü; bizde de olabilecek mi? Bizde de muhalefet bir demokrasi ittifakı yaparak ortak bir başkan adayında uzlaşabilecek mi? Erdoğan'a seçim sandığında hadi artık sana güle güle diyebilecek mi? Bu bakımdan Kılıçdaroğlu'yla Akşener'in geçen günkü ortak Mersin mitingleri umut vericiydi. Akşener, Erdoğan'a "Türkiye ağlıyor, sandığa teslim ol!" diye seslendi. Kılıçdaroğlu ilk defa oy kullanacak gençlere çağrı yaptı: Sizler ilk kez otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştireceksiniz, dünya siyaset tarihine çok önemli bir mirası sizler bırakacaksınız. İnşallah!