6 Temmuz Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

MERKEZ BANKASI’NDAN ÖZEL BANKALARA DOLAR TALİMATI

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET

Merkez Bankası tarafından dün özel bankalara resmi bir talimat gitti.

Merkez Bankası, “Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesap sahiplerinin vade tarihlerinde hesaplarını yenileme ilgileri devam etmekle birlikte, vade sonunda talep etmeleri halinde döviz piyasasında likidite ihtiyacı oluşabilmektedir. Bu kapsamda, bankaların vade sonunda ihtiyaç duyacakları döviz likiditesinin piyasa koşulları çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca doğrudan karşılanabilmesine ve bankaların döviz likiditesi yönetimine destek olunmasına karar verilmiştir” deniliyor. Hafize Gaye Erkan, Merkez Bankası Başkanı olduğu günden bu yana sadeliğin ve şeffaflığın altını çiziyor. Bu da o yönde atılmış önemli bir adım.

Merkez Bankası’nın uygulamasının esaslarının anlatıldığı bölümde ise, “İşlemler döviz piyasalarında işlem yapmaya yetkili tüm bankalar ile gerçekleştirilir” deniliyor. Yani kamu ve özel banka ayrımı yok. Döviz piyasasında işlem yapmaya yetkili tüm bankalara döviz satışı yapılabilecek. Bu güven demektir, bu şeffaflık demektir.

Ayrıca döviz işlemleri için bankalardan ayrıca bir komisyon alınmayacağı, teminat ya da limit aranmayacağı belirtiliyor.

Eski alışkanlıklarımızı ve ezberlerimizi bir kenara bırakalım. Yeni ekonomi yönetiminin kararlarını ve Merkez Bankası’nın adımlarını takip edelim diyorum başka bir şey demiyorum.

KATİLLERİN YÜZÜNÜ HİÇ UNUTMADIM

İSA TATLICAN / SABAH

Tarih 5 Temmuz 1993... Tam 30 yıl önce. PKK, TİKKO ve DHKP-C'lilerden olduğu öğrenilen bir terörist grup, Erzincan'ın Başbağlar Köyü'nde korkunç bir katliam gerçekleştirdi. 33 masumun yaşamını yitirdiği bu katliamda köy ateşe verildi. Yanan 5 kişinin cesedine bile ulaşılamadı. Devlet 14 saat sonra müdahale etti. Tek bir sanık bile cezalandırılmadı. 16 kişi yakalandı ve dönemin bazı siyasilerinin baskısıyla serbest bırakıldı. Şimdi bu katliamın dosyası yeniden tozlu raflardan indirildi. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak görüldü ve zamanaşımı kaldırıldı. Önümüzdeki günlerde önemli bir duruşma gerçekleştirilecek. Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, katliamın çocuk tanığı Muharrem Baltacı ve davanın avukatı Hüsnü Tuna ile 30. yılında Başbağlar katliamı davasını konuştuk.

Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya:

Akşam ezanı okunduğu sırada 100-150 civarında terörist grup köye gelmiş. Camide 22 kişi namaz kılıyormuş. Onları köy meydanına toplamışlar. Olmayanları evden alıyorlar. Yarım saat propaganda yapıyorlar. 28 kişiyi meydanda, 5 kişiyi evinde yakıyorlar. Yanan 5 kişinin cenazesini bulamadık, enkaza karıştı. Yetkililer o dönemde aceleyle evleri düzlediler. Evler o enkazın üzerine yapıldı.

ABD ‘ABDULLAH'I ALIP ‘ALLEN' VERİYOR

KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM

ABD'nin Abdullah'ları alıp yerine bize Allen'leri göndermesi rastgele bir dönüşüm olmamalı. FETÖ'nün Anadolu'dan devşirdiği Abdullah'ların birçoğu ABD'ye ve Batı'ya sığındı. Ve gün geçtikte isimlerini değiştirerek Amerikan pasaportlarıyla ülkeye geri gönderiliyorlar.

Şu haber çok dikkat çekici: "İstanbul Emniyet Müdürlüğü Havalimanı Şube Müdürlüğü ekipleri, ABD'den ülkeye giriş yapan Allen Brooks'un, pasaport kontrolü esnasında şüpheli davranışlar sergilemesi üzerine parmak izini aldı.

Ekiplerce yapılan incelemede, şüphelinin FETÖ kapsamında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan arama kaydı olan 'Abdullah U.' olduğunu tespit etti.

ABD vatandaşlığı da bulunan şüphelinin, adını "Allen Brooks" olarak değiştirdiği öğrenildi."

FETÖ yapılanmasıyla ilgili çok şey söylenebilir. "ABD'nin istihbarat aparatı" en çok yapılan tespitlerden. FETÖ en çok da Anadolu'yu kalbinden, devleti beyninden vurma projesiydi. Peki tehlike atlatıldı mı? FETÖ dar bir istihbarat aparatı olarak görülmeye devam ederse zor. FETÖ'yü devletten atmak elbette önemli ama Abdullah'lar Allen'e dönüştüğü sürece FETÖ tehdidi devam ediyor demektir. Önemli olan bu dönüşümün önünü kesmek. Bunu başarmadan hiçbir 'çözüm' gerçek ve kalıcı olmaz.

100. YILINDA LOZAN’I İMHA ETME PLANI

ÖZAY ŞENDİR / MİLLİYET

Dönelim Lozan Antlaşması’nı çöpe atma planına. Nisan başından bu yana Lozan Antlaşması’nın imzalandığı Rumine Sarayı’nda konferanslar ve sergiler düzenleniyor. Sadece Lozan Belediyesi değil İsviçre sonuna kadar işin içerisinde. İsviçre Federal Parlamentosu Kürt Dostluk Grubu Başkanı Carlo Sommaruga’ndan tutun da Yeşiller Lozan Eş Başkanı ve Lozan 2023 Komitesi’nde Ilias Panchard’a kadar, çok sayıda panele konuşmacı ve moderatör olarak katıldı. Cenevre, Paris, Graz üniversitelerinden çeşitli isimler bu panellerde konuşturuldu. Onlara Zübeyir Aydar gibi terör örgütünün Avrupa ayağındaki isimler eşlik etti. 26 Mayıs’ta düzenlenen panelin başlığı Lozan’da Çıkışın Çözümü Nedir’di.

Terör örgütünün siyasi okumasını özetleyen bir cümle var, Dış İlişkiler Komitesi Sözcüsü, bu senenin başında söylemiş: “Bugünkü siyasi atmosfer 100 yıl öncesine çok benziyor. Ortadoğu yine karışık, savaş ve pay kapma mücadelesi veriliyor. Kürtler yine aktör. 100 yıl önce Kürtler birlik olamadıkları için parçalandılar ve kaybettiler. Ancak bugün birlik olmazsak yine kaybederiz.”

Sonraki Haber