6 Temmuz Medyanın Halleri

Hazırlayan: Beyhan Korkman

'FİNANCİAL TİMES’A KONUŞMAK'

AHMET HAKAN / HÜRRİYET

Ekrem İmamoğlu, Financial Times’a konuşmuş.

Olayı duyunca zihnimde şöyle bir soru belirdi:

Finansal Times’a konuşmak...

- Eskiden nasıl karşılanırdı?

- Şimdi nasıl karşılanıyor?

İmamoğlu’nun Financial Times’a söylediklerinden tamamen bağımsız olarak bir cevap çıkardım.

Buyurunuz:

- Eskiden Türkiye’de Financial Times’a konuşmak, konuşana bir prestij sağlardı. Şimdi ise prestij kaybettiriyor.

- Eskiden Financial Times, Türkiye ile ilgili bir harf yazsa bizim gazetelerimiz manşet yapardı. Şimdi ise dönüp bakan yok.

- Eskiden Türkiye’de siyasi ikbalin yolu Financial Times’tan geçerdi. Şimdi ise siyasi basiretsizliğin yolu Financial Times’tan geçiyor.

- Eskiden Financial Times’ın ilgi gösterdiği Türk siyasetçinin önü açık sayılırdı. Şimdi ise azıcık kuşkuyla karşılanıyor.

SABAH YAZARI: ENVER PAŞA NAMUSLU VE AHLAKLI BİR KAHRAMANDI

SALİH TUNA / SABAH

İngiliz istihbarat raporuna göre Enver Paşa'nın masasında her daim Napolyon'un heykeli dururmuş.

Dahası, kendisini "Napolyon'un reenkarnasyonu" olarak görürmüş.

Evet, çok enteresan!

İngilizlerin kendileriyle ölümüne savaşan Enver Paşa'yı sevmedikleri herkesin malumu. Haliyle istihbarat raporları objektif olmayabilir.

Lakin, Aydınlık gazetesinden söz konusu haberi okuyunca, merhum üstadımız Sezai Karakoç'tan bizzat dinlediğim, Enver Paşa hakkındaki şu sözü aklıma geldi:

"Mecali kalmamış Osmanlı'nın Napolyon'u olmak istemişti..."

Elbette "Napolyon'un reenkarnasyonuyla" aynı şey değil ama anakronik olduğunun da göstergesi.

Enver Paşa hırslı, idealleri uğruna gözünü kırpmadan ölümlerin üzerine yürüyecek kadar gözü pek, namuslu ve ahlaklı bir kahramandı.

En büyük kusuru, maceraperest demeyeyim de, ölçüsüz olmasıydı.

"Hasta adam" tesmiye edilen Osmanlı'yı yeniden o ihtişamlı günlerine döndürme aşkı, dönemin koşullarını analiz etme yeteneğini hepten köreltmişti.

Fakat asla ve kat'a hain değildi, inanmış bir adamdı.

'AMERİKA’NIN İÇ SOĞUK SAVAŞI!'

ABDULLAH MURADOĞLU / YENİŞAFAK

Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin “Kürtaj” ve “Çevre Koruma Ajansı”yla(EPA) ilgili olarak verdiği son kararlar Cumhuriyetçiler’i çok sevindirirken, Demokratlar’ıysa çok kızdırdı. (...)

ABD’de tepeden tırnağa sistem değişikliği gerektiren bir “demokrasi krizi” yaşanıyor. Her iki partide de merkez kanatlar giderek eriyor, radikal kanatlarsa güçleniyor. İki parti de tüm kanatların kırılgan koalisyonlarına sahip. Halihazırdaki manzaraya bakılacak olur ise krizin kısa vadede çözülmesi çok zor gözüküyor. Kimi yorumlara göreyse ‘Amerika’nın kendi iç soğuk savaşı’ çoktan başladı. Birçok Amerikalıysa ‘Soğuk iç savaş’ın ‘sıcak iç savaş’a dönüşmesinden endişe ediyor.

6 Ocak 2021’de ABD Kongresi’nin işgâl edilmesi, Amerika’nın dışarda aradığı ‘canavar’ın içerde olduğu yorumlarına yol açmıştı.

HÜRRİYET YAZARI 'NATO DEMOKRASİSİ'NİN TÜRKİYE'YE KARŞI OLDUĞUNU GÖRMEMİŞ!

SEDAT ERGİN / HÜRRİYET

Kanaatimce “NATO 2022 Stratejik Konsept”inin altı çizilmesi gereken bir boyutu, ittifakın geleceğine bakarken kuvvetli bir demokrasi söylemini ortaya koymuş olmasıdır. Evet, belge tehditlerden, güvenlikten, askeri stratejiden uzun uzun söz etmektedir ama son tahlilde bütün bu egzersizlerin hepsi resmi söylemde demokratik değerlerin korunmasının, yaşatılmasının bir aracı olarak ortaya çıkmaktadır. (...)

Belgede “Stratejik Ortam” başlığı altındaki bölümde bugüne dönük tehdit değerlendirmeleri yapılırken, “Avrupa-Atlantik bölgesi barış içinde değildir” denilerek, “Otoriter aktörlerin NATO ülkelerinin çıkarlarına, değerlerine ve demokratik yaşam biçimlerine meydan okudukları” belirtiliyor. (...)

Özetle, Rusya’nın demokratik süreçlere müdahaleleri de ittifaka dönük bir tehdit olarak değerlendiriliyor NATO belgelerinde.

Hazırlayanın notu: Sedat Ergin'in, belgedeki “Otoriter aktörler” bölümünün yalnızca Rusya'ya karşı olduğu çıkarımı yanlış. The Atlantic dergisi başta olmak üzere Batı'nın çok satan yayınlarında Cumhurbaşanı Erdoğan, Putin, Xi Jinping birlikte “otoriter” liderler olarak gösteriliyor. NATO tatbikatlarında Atatürk ve Erdoğan hedef gösteriliyor. NATO üyesi Norveç’in başkenti Oslo’da ABD merkezli İnsan Hakları Vakfı’nın düzenlediği forumda Erdoğan, Putin, Xi Jinping, Esad, Maduro, Reisi, Kim gibi birçok devlet başkanının fotoğrafları yere konuldu ve çiğnendi. NATO belgesindeki bu ifade, doğrudan Türkiye'yi de hedef almaktadır.

'HDP’NİN DANIŞACAĞI LİBERALLER'

ZAFER ŞAHİN / MİLLİYET

Rıza Türmen. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görev yaparken Refah Partisi’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasını haklı bulan Türk yargıç. CHP’den milletvekili seçildi. Artık, hakkında devam eden bir kapatma davası bulunan HDP’nin Danışma Kurulu’nda.

Mehmet Altan. FETÖ’nün kapatılan Samanyolu TV’sinin programcısı ve köşe yazarı.

Ali Bayramoğlu. Norveç Dışişleri Bakanlığı tarafından fonlandığı ortaya çıkan internet sitesinin yazarı.

Levent Köker. FETÖ’nün meşhur Abant toplantılarının katılımcılarından. Ve sahibi olduğu sitesi yurt dışından fonlanan gazeteci Hasan Cemal.

Bu isimlerin ortak özelliği, bazı medya organlarında yazılıp, çizildiği gibi liberal aydın olmaları falan değil. Hepsi tescilli Recep Tayyip Erdoğan düşmanı.

Geçmişte FETÖ medyasında, STK’larında boy gösteren liberalleri bugün HDP’de toplayan kim sizce?

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde PKK’ya eylemsizlik kararı aldıranlar olabilir mi?

Sonraki Haber