6 yılın özeti: Sorumlular dışarıda hayatlar yarım

301 madencinin daha fazla kâr uğruna ölüme gönderildiği Soma Katliamı’nın üzerinden 6 yıl geçti. Geride kalan 301 ailenin acısı hiç dinmeyecek ama sorumlularının alacağı ceza belki yüreklerine su serpecekti; o da olmadı…

Soma Katliamı'nın üzerinden dün 6 yıl geçti. Toplumun hafızasına kazınsa da, o günler, acı tecrübenin getirdiği sorumluluk unutuldu. Soma ders olmadı, onu yeni maden faciaları izledi. Karaman Ermenek, Siirt'in Şirvan... Türkiye'nin sokağa döküldüğü olayın yargılamasında da vicdan kanatan sonuçlar çıktı. Tüm maden işletmecilerine ders niteliğinde olabilecek karar, adeta cezasızlıkla sonuçlandı.

Davada ne oldu? Şirketin patronu Alp Gürkan'la beraber 37 kişi beraat etti. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi yöneticilere, iddianamedeki 'olası kastla insan öldürme' suçlaması yerine 'taksirle adam öldürme' suçlamasıyla ceza dağıttı. Bu sayede iddianamede istenen müebbet hapis cezaları yerine küçük hapis cezaları verildi. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl hapis cezası aldı. Gürkan, infaz kanunu nedeniyle cezaevinde geçirdiği süre gözönünde tutularak kararın üzerinden bir yıl geçmeden tahliye edildi. Gürkan'ı üç yıl madencilik faaliyetinden men eden yerel mahkeme kararı da Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldı. Gürkan'ın şu an bir maden ocağı işletmesinin önünde hukuki hiçbir engel bulunmuyor. Bilirkişi raporlarına, ifade tutanaklarına göre göz göre göre yaşanan katliamın davası böyle sonuçlandı.

301 ev, 301 aile, çocuklar, eşler, kardeşler, anneler, babalar ise kayıplarının acıları ve eksikliğiyle hayatlarına devam ediyor.

301 CENAZE VE SOĞUK HAVA DEPOSU

Mehmet Aydın davanın avukatlarından biri. Somalı olan Aydın aynı zamanda katliamda bir yakınını da kaybetti. Süreci hem bir hukukçu hem de akraba olarak yaşadı. Katliamın 6'ncı yılında düşündüklerini soruyoruz:

“Bugün Kırkağaç'tan geçtik. Kırıkağaç'ın benim için ayrı bir yeri var. 301 madenci oradaki soğuk hava deposunda bekletilmişti. Ben orada iki gün geçirdim, eşimin kuzenini kaybetmiştik. Onun cenazesini bulmak için... Bu süreçte yaşananlar gözümün önüne geldi. TIR'lar, kamyonlar, gelen tabutlar, içeride bilgisayar başında duran insanlar, ölülerini teşhis etmeye çalışan kişiler. Dışarıda ağlayan aileler. Dışarıdaki ailelerin yoksulluğu...

Hiç unutmuyorum bir babanın ayağında bir ayakkabı vardı, affedersiniz teşbihte hata olmaz, dilenciye verseniz giymez. Hastane önü aklıma geldi, bütün Soma halkı oradaydı. O günden beri ne zaman ambulans geçse Soma'dakilerin yürekleri ağzına geliyor. Acaba yine bir şey mi oldu diye... Ambulans sesi demek bana o günleri hatırlatıyor. Ceza ilanı vermek için insanların belediye önünde sıraya girmesini hatırlatıyor. O kadar kötü şeyi hatırlatıyor ki, bu acıları silmek mümkün değil.”

Peki hukuki boyutu? Sürüncemede kalan, uzatılan, deforme edilen yargılama sürecinde neler yaşandığını özetliyor:

“Uzun bir yargılama sonunda mahkeme bir karar verdi. Açıkçası beklediğimiz bir karar değildi. Ben ilk iddianamedeki gibi karar bekliyordum. Bu Türk yargısında bir milat olacaktı. Bu işleri yapan kişilerin bu işi adam akıllı yapmak zorunda olduğunu gösteren bir karar olacaktı. Ama umduğum gibi olmadı. Bölge İdare Mahkemesi de kararı onadı. Şu anda Yargıtay safhasında.

“Şimdi infaz yasası var. Ceza davasında yargılanan İşletme Müdürü Akın Çelik ve Ertan Ersoy'un tahliye olma durumu var. İnfazları yılsonu itibarıyla mevcut infaz yasasına göre sona eriyor. Karar bu şekilde onaylanırsa bu yıl kasım gibi tahliye olmaları bekleniyor.

“Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Can Gürkan'a meslekten men kararı vermişti. Bölge Mahkemesi bunu kaldırdı şu an madencilik yapabiliyor. Şu an çalışıyor mu bilmiyorum.

“Görünen durum, 301 kişiye 15 yıl çok az bir ceza, 301 can, 301 eş, 301 baba... Bu ölümlerin karşılığı bu olmamalı. Bilirkişi raporlarında ifadelerde yazıyordu. Herkes, madende sıkıntı olduğunun farkında. Can Gürkan da, çalışanlar da... 'Çok sıcaktı' diyor herkes. 'Çalışsınlar 3-5 ölüm olursa tazminatını veririz kapatırız...' düşüncesiyle hareket edilmiş. Daha fazla kömür çıkarma, para hırsı 301 cana mal oluyor.

“Yargıtay'dan farklı bir netice çıkar mı çok ümitli değilim. Umarım ben yanılırım. Bu olay bütün dünyaya mal olmuş bir olaydı. Davaya bakan savcı sonra heyet tayin edildi. İlk heyet devam etseydi bence o heyet olası kast suçlamasından ceza verecekti. Yargılananlar her ölen can için 301 kez ceza alacaktı. Heyet değişince beklemediğimiz bir karar çıktı. Bu işe daha ilk derece mahkemesindeyken çomak sokulmaya başlandı. 301 canın olduğu bir dosyada bu cezayı sağlayamıyorsak diğer davalarda sağlayamayız. Yerel mahkemenin kararı onanırsa yapanın yanına kar kalmış olacak. Trafik kazasında ölmüşler gibi ceza çıkmış olacak. Yargıtay umarız Bölge İdare Mahkemesi'nin kararını kaldırır. Bunu sadece avukat, bir yakınını kaybetmiş biri olarak söylemiyorum. İnsan olarak söylüyorum. Vicdanlı hiç kimsenin kabul edebileceği bir karar değil bu. Yargıtay bu kararı onarsa gece nasıl uyuyacaklar merak ediyorum.”

CEZALAR İDDİANAMENİN ÇOK ALTINDA

Davanın iddianamesi katliamın yıldönümüne iki ay kala 2 Mart 2015'te Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu sekiz kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi.Savcı ise, mütalaasında Can Gürkan, Mustafa Yiğit, Hayri Kebapçılar, Ramazan Doğru, Akın Çelik ve İsmail Adalı’nın ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan cezalandırılmasını istemişti. Savcı 11 sanık için ‘taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan ceza verilmesini, 33 sanığın da beraatini talep etti.

KAMU GÖREVLİLERİ KAÇIRILDI

İddianamedeki en önemli dayanaklardan 5 Eylül 2014 tarihli bilirkişi raporunda tüm asli veya tali kusurlular tespit edilmişti. Kusurları bulunanlar arasında şirketin farklı kademelerindeki yöneticilerin yanı sıra devlete bağlı Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Ege Linyit İşletmeleri (ELİ) başmühendisi ve kontrol mühendisleri de vardı. Ancak kusurlu kamu görevlileri hakkında Enerji Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı soruşturma izni vermedi. Hatta dönemin Çalışma Bakanı Faruk Çelik “Soma’da müfettişlerime soruşturma ideolojikti, izin vermedim” demişti.

SOMALI ÇOCUKLAR BABALARINA KOŞTU

Soma Katliamının 6. yıldönümünde 301 madenci anıldı. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında 4 saatliğine dışarı çıkmalarına izin verilen Somalı madenci çocukları dün, bu sürede şehit babalarına koştu. Gözü yaşlı aileler, yakınlarının kabrine karanfil bıraktı; çocuklar, yaptıkları resimleri…

5 yaşındaki Ravza ile 11 yaşındaki Sudenur Çal kardeşler, babaları Kamil Çal'ın kabrini gelip dua edenler arasındaydı. Küçük Ravza, babasının mezarına onun için çizdiği resmi bıraktı. Ravza Çal, resminde 2 büyük kalp ve çiçekler çizdi. Şehit madenci Bayram Erol'un kızı Sudenur Erol (8) da bahçeli bir evin önünde ailesini resmetti, çizdiği kalbin içine "Canım babacığım seni çok seviyorum, seni çok özledim" yazdı.

'HÂLÂ TAZMİNATIMIZI ALAMADIK'

Soma katliamının yaşandığı Eynez maden ocağında çalışan Ercan Çetinyılmaz'ı tarlada çapa yaparken yakaladık. Artık madende çalışmıyor. Soma Kömür İşletmelerine ait maden ocaklarının kapatılmasının ardından işten çıkarılan 2 bin 831 işçiden biri. İşçiler beş yıl boyunca tazminatlarını almak için uğraştı. Son olarak Ankara'da TKİ, Cumhurbaşkanı danışmanları ve Enerji Bakanlığı ile görüştüler. Tazminatların alınacağı müjdelendi. Ancak Çetinyılmaz'ın içinde olduğu birçok işçi Eynez'e aynı firmanın Geventepe ocağından gitmişti. TKİ, tazminat ödemelerinde Geventepe'deki çalışma sürecini değerlendirmedi. Sebebi TKİ'nin Geventep ile böyle bir anlaşması olmaması...

Şimdi tarlada çalışarak para kazanan Ercan Çetinyılmaz şunları söylüyor: “Biz Kırkağaç'ta eylem yaptık. Ankara'ya gittik. Burada TKİ Genel Müdürü bize tazminatlarımızın ödenmesi için taahhüt verdi. Bir kağıt imzaladık. Eynez'i ödediler ama Geventepe sayılmadı. Halbuki çoğumuz Geventepe'den gelmiştik. Ben Soma Kömürleri'ne dava açtım. İki davayı da kazandım. Ama alacağımı alamadım. İstanbul'da adreslerine gidildi kapı duvar. İcra yapılamadı. Cumhurbaşkanı olaydan sonra televizyonlarda bir açıklama yapmıştı. 'Hiçbir işçimizi mağdur etmeyeceğiz' demişti. Ama biz mağdur olduk. Ben sözünü yerine getirmesini istiyorum. İşçiden yana olmalarını istiyoruz. Burada madenler çalışıyor. Yine eskisi gibi, Kömür çıksın yeter ki. İşçiyi düşünen yok.

“Bu olaydan sonra bir sürü kişi cezasız kaldı. O ocağı olaydan iki hafta önce gelip denetlediler. O denetleyen müfettişler ceza almadı, yargılanmadı. Davada çıkan karar da caydırıcı olmadı.”

HAKİM SAVCILARIN YERİ DEĞİŞTİ

Soma davasına iki buçuk yıl bakan heyet, Nisan 2017'de HSK tarafından dağıtıldı. Madenciliğe ve olaya hakimiyeti nedeniyle takdir toplayan davanın genç hâkimi Aytaç Ballı, Akhisar Ağır Ceza Hâkimliği görevinden alınarak İzmir Hakimliğine atanmıştı. Mahkemenin üye hakimi Esra Dokur’un da görev yeri değiştirildi. Aytaç Ballı’nın yerine atanan isim ise dikkat çekiciydi: Elbistan Ağır Ceza Hakimi Salih Pehlivanoğlu. Pehlivanoğlu, Elbistan'da kömür sahasında 11 işçinin yaşamını yitirdiği, 9 işçinin cenazelerinin ise halen toprak altında olduğu iş cinayeti davasında sanıklara sadece para cezası veren heyetin başkanıydı.

TÜRK-İŞ BAŞKANI ATALAY: İNSAN HAYATI İHMAL EDİLEMEZ

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 13 Mayıs 2014’te yaşanan ve tarihimizin en büyük iş cinayeti olarak kayda geçen “Soma Katliamı” acısının 6. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada hâlâ iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı işyerlerinin olduğunu, buna izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Atalay, şunları kaydetti: “13 Mayıs 2014’te kâr hırsının, kuralsızlığın ve denetimsizliğin sonucu 301 maden işçimizi Soma’da şehit verdik. 301 aile çocuğunu, babasını, eşini Soma’da kaybetti. Bu acı on yıllar geçse de dinmeyecek.”

Soma Katliamı sonrasında birçok yasal düzenleme yapıldığını hatırlatan Atalay, “Özellikle maden yeraltı işletmelerindeki çalışma koşullarında az da olsa iyileştirmeler sağlandı. Ancak aradan 6 yıl geçmesine rağmen hâlâ asgari çalışma koşullarını sağlamayan maden iş yerlerinin olduğu da bilinmektedir” ifadelerini kullandı. Atalay, şunları kaydetti: “Bu ve benzeri işyerlerinde gerekli önlemlerin alınması ve asgari çalışma koşullarının sağlanması, denetimlerin titizlikle yapılması gerekmektedir. Aksi halde yeni facialar kaçınılmaz olacaktır. Maden işyerlerinde, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda belirtildiği gibi, en son teknolojik gelişmeler kullanılarak üretime devam edilmelidir. İşçi sağlığı iş güvenliği önlemlerinin bir maliyet unsuru olduğu söylemi asla kabul edilemez. İnsan hayatı ihmal edilemez yüceliktedir. Maden işyerleri pnömokonyoz gibi meslek hastalıklarının görülme sıklığı bakımından da çok tehlikeli işyerleridir. Gereken asgari koşulların sağlanmaması sebebiyle işçilerin yoğun toza maruz kalmaları sonucu ortaya çıkan bu hastalık işçi ve ailelerini mağdur etmektedir. Günümüzde yaşanan Kovid-19 salgını bizlere insan sağlığının önemini bir kez daha gösterdi. Sağlığın olmadığı yerde üretimin de olamayacağı yaşanarak öğrenildi. Bu nedenle işyerlerinde risk değerlendirmelerinin yapılması, tehlikelerin tespit edilmesi, gereken önlemlerin alınması ve işçilere yeterli donanıma sahip kişisel koruyucu donanımın dağıtılması önem taşımaktadır. Kanunlarda yapılan düzenlemelerin uygulamaya tam anlamıyla yansıması gerekmektedir. İşçi sağlığı iş güvenliği kültürünün yaygınlaşması, yasal düzenlemeleri uygulamadaki kararlılıkla doğrudan ilgilidir. Kanunlara riayet edilmemesi sebebiyle meydana gelen iş kazası sonucunda bir işçi çalışma gücünü ya da hayatını kaybediyorsa sorumlular gereken cezayı almalıdır. Ancak Soma Faciası sorumlularının en ağır şekilde cezalandırılması beklenirken tahliye olmaları, bu konuda atılması gereken adımların olduğunu ortaya koymuştur.

“Soma Faciasının bu acı altıncı yıl dönümünde, 301 Maden Şehidimizi rahmetle anıyor, yakınlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.”

Sonraki Haber