6'lı platform hızlandırılmalı

Asılsız Ermeni İddiaları İle Mücadele Federasyonu (ASEF) Başkanı Cahit Uğurlu, hayatı ‘Ermeni soykırımı’ yalanlarına karşı mücadeleyle geçmiş bir isim. Son zamanlarda mücadeleyi bir konfederasyon çatısı altında büyütme hedefi doğrultusunda çalışan Uğurlu’dan, bölgedeki gelişmeleri değerlendirmesini istedik.

Cahit Uğurlu ile 10 Ekim 2020 günü, Üsküdar Şemsi Paşa’da Atatürk Büstü önünde Azerbaycan Kültür Evi ile beraber düzenlenen “Karabağ Azerbaycan’ındır” basın açıklamasında tanıştık. Eski Liman-İş Genel Başkanı elli yıllık mücadele arkadaşım H. Melih Yılmaz ile beraber Sayın Cahit Uğurlu’yu Kızkulesi’nin karşısındaki Salacak’ta bulunan işyerinde ziyaret ettik. Daha evvel foto muhabirliğini yaptığım Aydınlık gazetesi için aşağıdaki söyleşiyi yaptık.

‘RUSYA HATASINI GÖRDÜ’

• Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaşı Azerbaycan kazandı. Bir anlaşma ile Karabağ büyük ölçüde özgürlüğüne kavuşarak Azerbaycan

sınırları içerisine kazandırıldı. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

1992 yılında Türk Dünyası arasına emperyalistler tarafından Berlin Duvarı misali bir duvar örülmesi icap ediyordu. Burada Rusya, Karabağ’ı Ermenistan devletine işgal ettirerek Türk Dünyasının birbirleriyle iletişimini engelledi. Kafkasya ile Orta Asya’ya açılan Karabağ karayolu, Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgali nedeniyle kesildi.

2019 yılında ise Rusya, geçmişte olduğu gibi yaptığı bu hatayı gördü. Ermenilere güvenilmeyeceğini, geçmişte tebası olduğu Osmanlı’ya nasıl ihanet ettiğini, Osmanlı’yı nasıl arkadan hançerlediğini hatırladı. Bir gerçeği dile getirmek gerekirse Rusya’nın Karabağ noktasında bu toprakların Azerbaycan’a ait olduğunu söyleyerek tarafsız kalmasının ve Azerbaycan’ın Karabağ’da zafer kazanmasının ardındaki gerçekler de budur. Aynı şekilde 1992 yılında da Rusya’nın desteği olmasaydı Ermenistan’ın Karabağ’ı işgal etmesi mümkün değildi. Eşit şartlarda bir savaş oldu. Ve savaş Azerbaycan’ın zaferi ile sonuçlandı. Türkiye de uluslararası kurallar gereğince elinden gelen bütün desteği esirgemedi.

‘AVRASYA UYANDI’

• Ermenistan’da ordu, Paşinyan hükümetine karşı bir darbe girişiminde bulunuldu, sonuç alırlar mı?

Ermenistan’da savaşın kaybedilmesi sonucu oluşan hükümet zafiyeti ve belirsizlik, ABD ve Batı emperyalizmini Kafkasya’da pozisyon almaya yöneltti. Biz bu filmi daha önce Ortadoğu’da da izlemiştik. ABD emperyalizminin ve Avrupa’daki bazı emperyalist ülkelerin, Irak ve Suriye’yi işgal ve yüz binlerce insanın ölümüne yol açan haksız savaşları sonrası bu ülkeleri nasıl parçaladıklarının, tüm dünya olarak canlı şahitleri olduk. Amaçlarının ve hedeflerinin ne olduğunu bilmemize rağmen egemen güçler ve onlara bağlı medya, maalesef gerçekleri çiğneyerek, gizleyerek, toplumlara sessizce izlettirmeye çalıştı.

Bu senaryoyu, Batı’nın ve ABD’nin bu tezgâhını bilen Avrasya devletlerinin bir kısmı, aynı senaryoyu yaşamamak için bir karar aldılar. Türkiye, Rusya, Azerbaycan ve İran altı ülkeden oluşan bir bölgesel işbirliği planı olan bir protokol hazırladılar. Ermenistan ve Gürcistan’ı da bu protokol içerisine alarak kamuoyuna açıklama yaptılar. ABD ve Batı emperyalizmine karşı hazırlanan bu protokol, onların emperyalist girişimlerine tek ve biricik çözüm olarak kamuoyu ile paylaşıldı. Öyle görünüyor ki Ermenistan Hükümetinin de başka bir şansı bulunmamaktadır.

‘ERMENİSTAN’IN DA ÇIKARINA’

• Ermenistan ordusunun bir darbe yapma gücü var mı? Gelişmeler yapılan anlaşmayı bozar mı?

Savaştan mağlup olarak çıkan Ermenistan Başbakanı Paşinyan’a ve bu altılı zirveye karşı çıkan grup, emperyalistler tarafından harekete geçirildi. Bir darbe girişimi yapıldı ve henüz bu darbe girişimi başarılı olmadı. Rusya ve Türkiye bu darbe girişimine şiddetle karşı çıktı. Rusya’nın isteği dışında bir darbe girişiminin gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Bundan sonraki gelişmeler ise Ermenistan’da ağırlığı olan Rusya’nın alacağı tutuma bağlı görünüyor. Rusya’nın isteği dışında veya planı dışında bir oluşum olabileceğini beklemiyorum. Altılı Zirve’nin ve bu ülke liderlerinin Ermenistan’da oynanan oyunu bir an önce görüp ortaya koyarak, gelişmelere müdahale etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu karar sadece Ermenistan dışındaki beş ülke için değil, bizzat Ermenistan devleti için de son derece olumlu sonuçlar doğuracaktır.

‘DOĞU PERİNÇEK’İN BÜYÜK BAŞARISI’

• Soykırım iddiası nedir? ABD ve Avrupa emperyalizminin bu kararlarının arkasındaki gerçekler nelerdir?

Birinci Dünya Savaşı esnasında Batılı emperyalistlerin ve özellikle Fransa, Amerika ve Rusya’nın kışkırtması ile Ermenistan’a devlet kurma sözü vererek Ermenileri Türklere karşı isyana teşvik etmişlerdir. Anadolu'yu bölmek ve yeni cepheler açmak için Hınçak ve Taşnak çetelerini Türkler üzerine sürmüşlerdir. Osmanlı Devleti o tarihlerde vatanını savunmak için, iç kargaşalığı önlemek için o zamanlar Osmanlı toprağı olan Suriye’nin bir bölümünde zorunlu olarak tehcir uygulaması yapmıştır. Bunu soykırım adıyla yalan söyleyerek dünyaya gerçekdışı senaryolarla gerçekleştirmişlerdir. Halbuki Batı arşivlerinde, Rusya ve Türkiye arşivlerinde, bu durumun böyle olmadığı sabittir.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, bu fikirlerin doğruluğunu mahkeme huzurunda belgelenmiştir. Ayrıca Mehmet Perinçek’in kendi gayretleriyle Rus arşivlerinden çıkarttığı belgeler de bu emperyalist soykırım yalanlarının bir senaryo olduğunu ortaya koymuştur. Tabii ki KKTC Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ın önderliğindeki Talat Paşa Komitesi’nin de bu konu ile ilişkili olarak yaptığı mücadeleleri anmamamız mümkün değildir.

Talat Paşa Komitesi ile de beraberce çalışma yapma imkanımız vardır.

(*)Vatan Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu ve Örgütlenme Bürosu üyesi.

‘SOYKIRIM YALANINA KARŞI BİRLEŞEREK BÜYÜYECEĞİZ’

Uğurlu, Federasyon’un kuruluşunu ve hedeflerini anlattı:

1910’lu yıllarda Ermeni mağduriyetine uğramış yöre insanı olarak büyüklerimizden Ermeni zulmünü dinleyerek büyüdük. Günümüzde ise ABD ve Avrupa emperyalizminin medyaya yansıyan yalan yanlış söylemleri, Türklere atılan iftiraları, bizi “Bu kadarı da olmaz” dedirten noktaya getirdi. Bir araya gelerek “Yeter Artık” diyebilmek için örgütlenmeye karar verdik. ASEF’ten önce “Birinci Dünya Harbi Mağdurları” isminde, başkanı olduğum bir dernek daha kurmuştuk. Bu anlamda kendi bilgi birikimimiz haricinde bilgi ve belge arayışı işine giriştik. Bu arayış içerisinde bizim gibi düşünen insanlarla Ermenilerin yalanlarından rahatsız olan insanlarla tanıştık. Ermeni zulmüne uğrayanların toplandığı, yöredeki sivil toplum örgütleri ile iletişime geçtik. Bu konunun toplumumuz üzerinde yarattığı rahatsızlığı, ne denli infiale sebep olduğunu görünce derneğimizin amacından bahsetmeye başladık. Aynı kararlılık ve düşüncelerle peş peşe farklı illerde dernekler kurulmaya başlandı. Belge ve bilgileri paylaşmak için kurulan bu dernekleri bir çatı, bir federasyon altında toplamaya karar verdik.

KONFEDERASYON HAZIRLIĞI

Bildiğiniz gibi en az beş dernek kuruluşunun birleşmesi ile federasyon kurulabiliyor. Federasyonumuza bağlı şubelerimizin sayısı artınca federasyon sayıları da artmaya başladı. Türkiye çapında 20 dernek ve üç federasyon kurarak faaliyette bulunmaya başladık. Esas amacımız bir Konfederasyon kurmaktı. Konfederasyon olma şartı ise en az beş federasyon kurulmasıydı. Şu anda bu örgütlenmeyi gerçekleştirme amacındayız. Bizi bu çalışmaya yönelten esas etken ise ABD ve Batı emperyalizminin ısıtıp ısıtıp Türkiye’mizin önüne getirdiği, uluslararası planda söylemini geliştirdiği “Türkler Ermenilere soykırım yaptı” yalanıdır. Üstelik bu uluslararası yalanı Türkiye’miz üzerinde baskı kurarak kendi bölücü emellerine ulaşmak amacıyla ortaya attıklarını tespit ettik. Bu yalanlara ve emperyalist emellere karşı mücadele edebilmek amacıyla bu örgütlenmeyi gerçekleştirdik.

‘ÜSKÜDAR'DA SERGİ AÇIYORUZ’

Cahit Uğurlu, haziran ayı içerisinde Üsküdar’da yapmaya hazırlandıkları büyük toplantı ve fotoğraf sergisi ile ilgili olarak da bilgi verdi:

“Hocalı Katliamı'nı, Azerbaycan halkının Ermenistan’a karşı savaşını anlatan ve sizin Talat Paşa Komitesi’nin mücadelelerini anlatan fotoğraflarınızı da içeren bir fotoğraf sergisi düzenlemek istiyoruz. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i ve Mehmet Perinçek’i de de bu toplantılarda aramızda görmek istiyoruz.”