7 Nisan Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

AKŞENER’DEN KURŞUNLA TEHLİKELİ ŞOV

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET

Meral Akşener bir süredir akıl almaz yanlışlar yapılıyor.

Hem partisini hem kendisini hızla aşağıya çekiyor.

1- Bu süreç, Saraçhane şovu ile başladı. Ekrem İmamoğlu ile çak yapması geriye gidişin ilk adımı oldu.

2- “Kumar masasında da noter masasında da olmayacağız.” diyerek hışımla terk ettiği Altılı Masa’ya süt dökmüş kedi gibi geri döndü.

3- İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı’na isabet eden merminin üzerine atlayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef gösterdi. Ama olayın bir inşaat bekçisinin hırsız kovalaması olduğu ortaya çıkınca inandırıcılığını kaybetti.

4- Meclis kürsüsünden mermi atarak tüy dikti.

Akşener’i izlerken kanım dondu. Hepsi menfur bir suikaste kurban giden ya da vahşice katledilen Sinan Ateş, Ömer Halisdemir, Gaffar Okkan, Uğur Mumcu, Yasin Börü, Eren Bülbül, Aybüke Öğretmen, Özgecan Aslan, Şule Çet, Ceren Damar’ın isimleri sayılıp avuç dolusu mermi atılarak mı anılır? Tam aksine o canları aramızdan alan mermiye, silaha lanet okunur.

Meral Hanım’ın ne yaptığını anlayan varsa beri gelsin.

AKŞENER MERMİLERİ PKK’NIN YOLDAŞLARINA FIRLATMALIYDI

MEHMET BARLAS / SABAH

Akşener gibi tecrübeli bir siyasetçinin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan partimizi kurşunlattı.” gibi akıl almaz bir iddiayı ortaya atması için kırk kez düşünmesini beklersiniz. Diyelim ki ağzınızdan böyle korkunç bir iddia çıktı. Gerçeğini öğrenince haksız yere suçladığınız insandan özür dilersiniz.

Akşener bunların hiçbirini yapmadı. İYİ Parti Meclis Grup Toplantısı'nda kameraların karşısına geçti, özür dilemek yerine suçlamalarını daha ileri noktaya taşıdı. Akşener, kendisinden özür bekleyen kamuoyuna, “Hadi be oradan, çok beklersin!” gibi tuhaf ifadeler kullandı. Gerçek ortaya çıkmasına rağmen, kurşunlanma konusundaki iftiralarını sürdürdü ve “Tüm mermilere göğüs gereceksiniz, söz mü?” şeklinde biten bir konuşma yaptı. Ardından da yanında getirdiği mermi kovanlarını etrafa fırlattı.

Akşener'in konuşmasını birkaç kez izledim. Hareketler, vurgular, jest, mimik çok tuhaf geldi bana. İyi değil gerçekten, hiç normal görünmüyor. Meral Hanım kusura bakmasın ama o görüntülerde bir “siyasi tükenmişlik” ve “siyaset üretemeyen bir genel başkan” gördüm. Mermi fırlatma işi kimin aklına geldiyse siyaseten hiç doğru bir şey yapmadı. Bu tiyatronun asla oy getireceğini düşünmüyorum.

Aslında Akşener'i anlayabiliyorum. Önce ağır suçlamalarda bulunarak bir daha dönmemek üzere masadan kalktı. Sonra Kılıçdaroğlu ile yaptığı 15 dakikalık görüşme sonrası masaya oturmak zorunda kaldı. İnandırıcılığını iki kez yitirdi. CHP'den gelen sifon çekme hakaretlerini, HDP'den gelen sert eleştirileri, PKK'dan gelen tehditleri sineye çekmek zorunda kaldı. Partisinin oyu ilk kez yüzde 7'nin altına düştü ve bir daha yükselişe geçemedi.

Belki de PKK'yı eleştirememenin, HDP'ye itiraz edememenin, partisinin hızla eriyişini durduramamanın yarattığı öfkeyi bu şekilde dışa vurmayı tercih ediyordur. Ama samimi durmuyor Meral Hanım.

Akşener'in o mermi kovanlarını PKK'lılara ve Meclis'teki yoldaşlarına fırlatması gerekiyordu. Belki o zaman daha inandırıcı olurdu. Ancak HDP ve CHP'nin her dayatmasını kabul etmek zorunda olan kanatları kırılmış bir Akşener var artık karşımızda. O da PKK'ya fırlatamadığı mermileri AK Partililere fırlatarak günü kurtarmaya çalışıyor. Ama artık o işler öyle kolay olmuyor Meral Hanım.

BEŞ TAŞTAN MURAT: ERDOĞAN BÜYÜTSÜN

TACEDDİN KUTAY / AKŞAM

E bizim de kabahatimiz var elbette. Bizler de Akşener'i tecrübeli siyasetçi olarak değerlendirdik bunca zaman.

İneğin yediği otu süte çevirmesi gibi bir şeydir tecrübe. Yaşadıklarınızı, malumunuz olanları bir başka şeye çevirebilirseniz tecrübe sahibi olursunuz. Yani aktif olarak bir parçası olmalısınız o tecrübe edinme sürecinin. Yok eğer hiçbir şekilde bu sürece katılmam, bir üretim de yapmam, tecrübe de üretmem diyorsanız; ot yiyip süt üretemeyen inek misalindeki gibi bir şey olur. Ottan tezek çıkar. Küçümsemeyiniz, sobada yanar.

Sayın Akşener birikimini maalesef tecrübeye dönüştürememiş. Dahası sürekli ve ısrarlı şekilde hepimize hakaret eder surette sahneye minik piyesler koyuyor. Elazığ'daki o dayı da neydi öyle... Ben bir yere kadar izler, bir noktaya kadar alınırım. Asıl gücenmesi gerekenler, Meral Hanım'ın seçmenleri. Taammüden enayi yerine konan bir kitle olmak sindirilmesi zor şeydir.

Şimdi, birkaç gündür yaşanan mermi piyesi ve Akşener'in dün Meclis grubunda yaptığı "Söyleyin" şovunu düşününce iki sonuca varıyorum.

Birincisi, Akşener'in öfkesi kesinlikle yapmacık değil, aksine son derece gerçekçi ve hakiki. Geçtiğimiz bir aylık süreçte sinirleri laçka oldu Meral Hanım'ın. Asıl patlaması gereken yer Altılı Masa'ydı, ancak masadan kalktıktan üç gün sonra kendisini oraya oturtanlar orada patlamasına bir şekilde mani oldular. Allah aile huzurunu bozmasın, torunu torbasıyla mesudâne yaşasın inşallah. Evde patlamak da olmazdı.

Bir vesileyle bu birikmiş enerjinin açığa çıkması şarttı. Güzel bir bahane oldu. Her ne kadar bir Molliere tiyatrosu izliyor olsak da Sayın Akşener muhtaç oldu fırsatı buldu. Sinesine vura vura öfkesini döktü. Dünkü öfkesi de benzer bir boşalma, açığa çıkma halidir. İlkinde tam olarak boşaltamamış demek.

FIRTINA EKEN ‘KASIRGA’ BİÇER

ALİ SAYDAM / YENİ ŞAFAK

Siyasetin, eleştirinin, tartışmanın, rekabetin ‘nezaket, nezahet ve zarafet’ ile yapıldığı günlere acilen dönmemiz; gerginliğe, kutuplaştırmaya, düşmanlaştırmaya neden olan bu dilin açtığı yaraları bir an önce sarmamız lazım… Yoksa bu fırtına ekenlerin kasırgasında hepimiz dibe doğru sürükleneceğiz…

Bir de Meral Hanım’ın bunu neden yaptığına yakından bakmakta yarar var… Öyle ya illiyet bağını hiçbir zaman reddetmeyen, tam tersine PKK’nın siyasi projesi olduğunu açıkça ortaya koyan HDP için dahi böyle bir üslupla konuştuğunu görmemiştik…

Herhâlde masadan önce kaldırılıp sonra oturtulmanın bunalımını, Memleket Partisi karşısında oy kaybetmenin sıkıntısını, Cumhurbaşkanı’na yönelik provokatif açıklamalarla atmaya çalışıyor…

Sık sık dile getiriyoruz; böyle durumlar ‘görünürlük’ sağlamaya hizmet edebilir belki ama ‘itibar’a asla!

MÜCAHİT KEMAL’İN İFLASI

BURAK ÖZCAN / TÜRKGÜN

“Mücahit Kemal”in oy getirmesini bir kenara bıraktı, o artık her adımını kemik oyu marjinal CHP seçmeninin partisinden kaçışının önüne geçmek amacıyla atıyor.

Yani Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemeyen Bay Kemal’in kutsallarımızı çiğnediği veya manevi değerlerimizi hiçe saydığı daha nice hareketine şahit olmamız mümkün…

Bay Kemal, “Mücahit Kemal” rolü neticesinde iflas bayrağını çeken partisinin düşük irtifa durumlarını toparlamaya çalışıyor.

Başarır mı bilemem? Ama o başarmak için her şeyi deneyecektir.

Ardı ardına gerçekleştirdiği seccadeyi ayakkabısıyla çiğnemesi ile hadisleri değiştirme cüretinde bulunması hadiseleri, onun artık her şeyi bilinçli yaptığını ve her yolu mübah gördüğünü kanıtlamıyor mu?

Sonraki Haber