8 Ağustos Medyanın Halleri

8 Ağustos Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

HÜSEYİN AKAY HÜKÛMETE PARMAK SALLADI!

YUSUF AĞAŞE - gastepress.com

Yani işinize geldiğinde ve ödül alırken Kayseri Şeker Fabrikası ve iştiraklerin yönetim kurulu başkanı gibi davranıyorsunuz ama zarar, usulsüzlük ve fabrikanın bilançosu sorulduğunda pancar ekicileri kooperatifinin başkanı oluyorsunuz. Vallaha sayın başkan gülermisin ağlarmısın misali... Peki Mali Genel Kurulda konuştuğunuz gibi çıkıp “Ben Kayseri Şeker Fabrikası'nın Yönetim Kurulu Başkanı değilim, Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi'nin Başkanıyım” niye diyemiyorsunuz?

Ama çıkıp kendi çiftçiniz sizin başında olduğunuz kooperatifin en büyük kuruluşu olan Kayseri Şeker Fabrikası'nın kar-zarar bilançosunu açıklayın deyince yok efendim bu mali genel kurul kooperatifin, fabrikanın Mali Genel Kurulu değil diyor ve çiftçinize cahil diyorsunuz. Ayrıca merak ediyorum, daha önceki yıllarda size muhalefet edenlerin “Agrasif” olduğunu söylüyordunuz ama bu sefer karşınızdakiler gayet kibarca bilançoyu açıklayın dediler, siz çok daha fazla agrasif oldunuz. (…)

Sayın Başkan, o fabrikayı batağa sürüklediğiniz aşikar. Er ya da geç bu ortaya çıkacak, o zamanda çıkıp çiftçinize cahil diyebilecek misiniz? Ya da bizim gibi daha önce dediğiniz gibi nemalanmayan gazetecilere ne söyleyeceksiniz veya bizler gibi olan insanların yüzüne nasıl bakacaksınız, çok merak ediyorum.

Sizin sosyal medyadan yayınladığınız Mali Genel Kuruldaki Konuşmayı bir daha seyredin bence. Siz dün o kürsüden bu ülkenin Tarım Bakanlığına ve dolaylı olarak Hükümete parmak salladınız ve hesap sordunuz. Bakalım bu şehrin hangi milletvekili o videoyu seyredip size parmak sallayacak, çok merak ediyorum.

CIA’CI GRAHAM FULLER’İN ‘DEVLETÇİLİK’ İLKESİ DÜŞMANLIĞI... ÖZGÜR ÖZEL’İN YEŞİL VE MORA BOYAMA PROJESİ

NEDİM ŞENER - HÜRRİYET

Aslında adres belli; artık küresel liberal politikaların etkisine giren, sırtını ABD ve AB’ye dayayan ve politik olarak onların temsilcisi olan küreselci liberal fikrin ve kadroların yönetiminde olan CHP’nin ilkelerini temsil eden en uzun okunu PKK terör örgütünün siyasi kolu PKK/DEM’in renkleri olan yeşil ve mora boyamak sadece şekli değil fikri bir dönüşümün en sembolik adımı. Kısa süre önce de “Cinsel Eşitlik Bakanlığı” kuracaklarını söylemesi de bunun işaretlerinden. Sadece “Devletçilik” ilkesinin içini boşaltmıyorlar, tabanı, bölücü PKK/DEM ile aynı renge boyuyor; devleti ve aileyi hedef alarak marjinal küresel politikalara alıştırıyorlar. (…)

Size fikir vermesi bakımından bir yazı paylaşacağım. CIA’nın Türkiye şefi Graham Fuller’i hatırlayanlar vardır; Türkiye’deyken FETÖ elebaşının yöneticisi, ABD’ye çaktığında ise vize alması için kefil olan bir Türkiye ve Atatürk düşmanı.

Bakın bu Fuller ABD’de yayımlanan “The National Interest” adlı derginin Sonbahar 2000 tarihli son sayısına “Atatürk ve sonrası” başlıklı yazısında Atatürk’e ve Özgür Özel’in bugün yeşil ve mora boyamayı düşündüğü “Devletçilik” oku için neler yazmış:

“Bugün Türk devletinin bir sorunu varsa, bu da aslında Kemalizmin değişmez bir değerler paketi olarak var olmayı sürdürmesidir. Hangi türden olursa olsun hiç bir metin, hep ortaya çıktığı şartlar altındaki terimlerle yorumlanamaz. Atatürk’ün içinde parlak ve yaratıcı bir şekilde operasyonunu yaptığı dünya bugün değişip gitmiştir. Böylece Kemalizmin en temel noktalarının, tümüyle silinip atılmasa bile, dünya ve Türkiye değişirken, yeniden yorumlanmasına ihtiyaç vardır.

Türkiye, Balkanlar, Ortadoğu ve Müslüman dünyasında en başarılı ülkelerden birisi olmasına rağmen, hala Avrupa Birliği’ne tam üyelik kriterlerini yerine getirmekte ciddi problemlerle karşı karşıyadır. Bu problemlerin özünde kemikleşmiş Kemalizm yatmaktadır. Kemalizmin 6 ilkesi arasında yer alan devletçilik, bugün geniş anlamıyla ülkenin gelişiminin önündeki en büyük engeli teşkil etmektedir.

Devletin merkeziyetçiliği 19. ve 20. yüzyılın büyük bölümünde ulusu oluşturmanın temel unsuruydu, ancak bugün dünya çapında farklı algılanmaktadır. Bu değişim, hem liberal düşüncenin süregiden evrimini, hem de 20. yüzyılda gerek faşist, gerekse komünist devletlerdeki gücün büyük çapta merkezileşmesinden çıkarılan derslere dayanmaktadır. Çıkarılan ders devletin halkı ezmemesi ve kutsal bir hale gelmemesidir.

Devlet halka hizmet etmeli, aksi olmamalı. Halk grupların çoğulculuğundan oluşur.

Devlet, Rousseacu ve Marksist anlayıştaki gibi tek yapılı bir sistemi oluşturmaz, ayrıca kurumlardan ve sivil toplumun kültüründen ayrı bağımsız bir varlığı da olamaz.

Bunların ışığında, Türkiye Anayasası’nın ilk cümlesi olan “Türk devleti ebedidir” sözü Orwell dilini anımsatan daha eski bir dönemi çağrıştırmaktadır. Aslında Türk devleti de ebedi olmayacaktır.”

ZENGİNİN YALISININ ELEKTRİĞİNİ DEVLET ÖDEMESİN

DİLEK GÜNGÖR - SABAH

Herkes elektrik ve gaz zammını konuşuyor da...

Kimse işin bu boyutunu sorgulamıyor.

Türkiye'de faturalanan elektriğin yarısı regüle tarife denilen sübvansiyonlu fiyatlardan satılıyor. Düşünün, her 100 TL'lik elektrik ve gazın yaklaşık yüzde 70'ini devlet veriyor.

Hem de sadece dar gelirlinin değil...

Sosyal devlet olalım elbette...

Ama Koç'un villasının da Sabancı'nın köşkünün de elektrik ve doğalgazının parasının bir kısmının devlet kasasından ödenmesine artık son verilsin.

Sonraki Haber