8 Aralık Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

TÜRKİYE İLE ABD ARASINDAKİ SURİYE GERİLİMİNİN ARKA PLANINA BAKINCA

SEDAT ERGİN / HÜRRİYET

Türkiye cephesinde belirmesi kaçınılmaz olan sorunları hafifletebilmek açısından, ABD yönetiminin YPG’nin Türkiye’yi hedef almamasını sağlaması, keza PKK’nın nötralize edilmesine dönük bir arayışa girmesi gerekirdi. ABD cephesinde bu yönde ciddi bir çabanın sarf edildiğini söyleyebilmek güçtür.

Ayrıca, Suriye’de Fırat’ın doğusunda PYD/YPG liderliğinde oluşturulan özerk yönetimin ABD’nin himayesi altında giderek kurumsallaşmaya başlamış olması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün tehdit ettiği noktasında Ankara cephesindeki kaygıları daha da derinleştiren bir sonuç doğuruyor.

Son günlerde Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yapması muhtemel askeri harekâtla ilgili tartışmaların ABD ile ilişkilerde yol açtığı gerginliği değerlendirirken, bu arka planı da hatırlamakta yarar var.

Tabii ABD’nin PYD/YPG tercihine yöneldiği dönemde ABD Merkez komutanı olan Orgeneral Lloyd Austin’in bugün ABD Savunma Bakanı olarak görev yaptığını da...

CHP BAKIN KİME EMANET?

MEHMET BARLAS / SABAH

Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye uyuşturucu paralarını cari açık finansmanında kullanıyor" diyerek suretiyle ülkesine iftira atıp AB'deki Türkiye düşmanlarına zeytin dalı uzatması da bu yüzden.

ABD'nin atadığı kayyumlara ya da sözde danışmanlara CHP'nin anahtarını neden teslim ettiğini hiç merak etmiyor musunuz? PKK ve FETÖ terör örgütlerine destek veren, TSK'nın terörle mücadelesini sekteye uğratmak için iftira atmaktan çekinmeyen, AB tarafından fonlanan Hacer Foggo gibi isimler Kılıçdaroğlu'na nasıl kadrolu danışman olabilir?

Bitmedi!

Kılıçdaroğlu tarafından CHP'ye ekonomi danışmanı olarak atanan Daron Acemoğlu'nun IMF dışında bir reçetesi olmadığını biliyor muydunuz? Türkiye ekonomisi hakkında kendisine sorulan her soruya, "Bize IMF programı dışında hiçbir şey yardımcı olamaz" diyen Daron Acemoğlu'na nasıl güvenebiliriz?

Atatürk'ün kurduğu parti CHP, şimdi kitaplarında Atatürk'ü hedef alan, Ermeni soykırımı yalanına destek veren Daron Acemoğlu ile yoluna devam etmeyi tercih ediyor. CHP böyle bir dağınık görüntü içerisinde 2023 seçimlerine gidiyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için son treni kaçırmamayı amaçlayan Kılıçdaroğlu ise gözü kararmış bir şekilde bütün tuşlara basıyor. Ancak her hamlesinde hata yapıyor. Giderek dağılmış ve çökmüş bir görüntü veriyor. Ancak unuttuğu bir şey var: "Seçmenin feraseti ve öngörüsü..."

Yeminli Erdoğan düşmanları bile bu saatten sonra Kılıçdaroğlu'nun ipiyle kuyuya inmez.

FIRSAT VE ZORLUKLARIN KARDEŞLİĞİ

YAŞAR SÜNGÜ / YENİ ŞAFAK

Arjantin son 10 yıldır girdiği yüksek enflasyon sarmalından çıkamadı.

Arjantin’de günde 5.50 dolar altında ile geçinmeye çalışanların nüfusa oranı 2012’de yüzde 4 iken 2022’de yüzde 36’ya ulaştı.

Enflasyonun olduğu ülkelerde gelir dağılımı yok, alım gücü yok, işsizlik, geçim sıkıntısı, fakirleşme ve kıtlık var.

Türkiye’nin güçlü bir büyüme sağlaması ve devamlılığı için enflasyonu kalıcı bir şekilde indirmesi gerekiyor.

Dünyanın iki kilit ekonomisi ABD ve Çin’de büyüme istikrarı var.

Türkiye çok fazla dalgalanma yaşıyor.

Bir dönem sonra büyümede yavaşlama söz konusu olacak.

Enflasyonun kontrol altına alındığı, öngörülebilir bir ortam şart.

Yatırım güven ortamında oluyor.

Gerçek kalkınmaya giden yol bu.

***

İlk iki çeyreğe göre büyüme hızında bir düşüş var.

Bu düşüş ana pazarlardaki ekonomik durgunluktan kaynaklanıyor.

Bu durgunluk, bir süredir beklenen yurt dışı talep düşüşüne bağlı negatif gelişmelerin sonucu.

Üstelik küresel piyasalardaki belirsizlik artarak sürüyor.

Çin tekrarlayan salgınla tekrar kapanma sürecinde.

Rusya-Ukrayna savaşı sürüyor.

Suriye, Irak, Libya ve Yemen’de kaos devam ediyor.

İş dünyası içeride ve dışarıda artan sis bulutu nedeniyle önünü görmekte zorlanıyor.

NEREDE BU İETT MÜDÜRÜ?

MELİH ALTINOK / SABAH

İstanbul'da belediyeye ait toplu taşıma araçları sık sık arıza yapıyor, her hafta korkunç bir kazaya karışıyor.

Son olarak Alibeyköy'de tramvayla İETT otobüsünün çarpışması sonucu meydana gelen kazada 33 kişi yaralandı. Otobüsün sürücüsü ifadesinde şöyle diyor:

"Yeşil ışıkta geçiyordum, otobüsümün yarısından fazlası zaten geçmişti. Geçişimi tamamlamadan tramvay otobüsün arka tarafından vurdu. Kamera kayıtlarına da zaten bakıldı. Tramvayın kırmızıda geçtiği görülüyor."

Tramvayın dün tutuklanan vatmanının anlattıkları da olayın şoförün tarif ettiği şekilde "göre göre" gerçekleştiğini doğruluyor. Söyledikleri bir hayli dikkat geçici:

"Her şey iradem ve kontrolüm dışında meydana gelmiştir. Bayıldığım için tramvay ışıklarının yeşil mi kırmızı mı yandığını hatırlamıyorum... En son yolu takip ettiğimi biliyorum. Ancak hareketlendikten sonraki süreci hatırlamıyorum."

Direksiyon başında bayılması ve bir süre ne yaptığını hatırlamaması, vatmanın sağlık durumunun bu işe elverişli olmadığını düşündürse de ifadesinde hiçbir sorunu olmadığını anlatıyor. 4 ay kadar önce kalp çarpıntısı şikâyetiyle hastaneye gitmiş o kadar.

Diğer kazalarda da şoförlerin ifadeleri benzer.

Evet, toplu taşımadaki bu keşmekeşte, seçimlerin ardından deneyimli kadroların siyasi sebeplerle işten çıkartılması, liyakatsiz yöneticilerin işbaşı yapması, belediyenin ulaştırma alanındaki yatırımları, bütçeyi azaltması gibi sebeplerin etkili olduğu biliyoruz.

Ama iş artık çığırından çıktı.

Sesini dahi duymadığımız İETT Genel Müdürü ne zaman kadar ölü taklidi yapmayı sürdürecek?

Sonraki Haber