8 Ekim Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkanları...

İÇ CEPHEDEN EMPERYALİZME EL SALLAYANLAR

Yaşar Hacısalihoğlu - Akşam

Unutulmamalıdır ki, dış cephede Mehmetçiğin bileğini kimse bükemez asıl olan iç cephedir. İç cephenin siyasi zemini çok önemlidir. Hep uyarıyoruz ki, Türkiye'nin iç politikası, ABD'nin dış politikasıdır. "PYD sınırlarımızda olursa sorun olmaz, PYD bize mi saldıracak, PYD'nin terör örgütü olduğuna dair istihbarat bilgim yok, Afrin'e sakın girmeyin" seslerini can kulağıyla duyan ABD emperyalizmi bu sesleri iştahla kıymetlendirir ve iç cephemizde gedikler açmanın hevesine kapılır. Şimdi de CHP Sözcüsü Faik Öztrak; "Sarayın sıkıştığında iki seçim arasında, terör kartına nasıl sarıldığı, seçmeni, güvenlik ile özgürlük arasında, canı ile malı arasında tercih yapmaya nasıl zorladığı hâlâ milletimizin hafızalarındadır. O nedenle bu saldırının bir an evvel, bütün yönleriyle aydınlatılmasını bekliyoruz" diyebildi. İşte alın size yine ABD emperyalizminin ve maşası PKK-PYD/YPG terör örgütünün hoşuna gidecek sözler. Bu sözler kimin işine yarar? Bu sözler kimin lügatinin eseri olabilir? Bir yandan da PKK-PYD/YPG terör örgütünün siyasi kolu HDP/YSP sözcüsü de; "Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye halkları bunun bedelini ağır ödemeye devam etmektedir" sözleriyle tehditler savurmaktadır. Bu iki sözcünün birbirine yakın sözleri sarf etmeleri emperyalizme el sallamaktır.

TÜRKİYE’NİN ZORLU KARAR SÜRECİ

Nejat Eslen - Cumhuriyet

ABD, kurallara dayalı düzeni savunan ülkeleri “demokrat”, bu düzene karşı çıkan rakip ülkeleri ise “otoriter” ülkeler olarak kutuplaştırdı. ABD, savunduğu düzeni askeri önlemlerle, Çin’i ve Rusya’yı çevreleyerek koruma yanılgısını devam ettirmekte ve bu nedenle de bu kaotik değişim sürecini tehlikeli hale getirmektedir. Çin ve Rusya, çok kutuplu düzenden yanadır. Çin, güçlü ve revize edilmiş Birleşmiş Milletler odaklı yeni bir dünya düzeni arzu ettiğini ifade etmektedir. Demokrat ve otoriter bloklar arasındaki küresel güç mücadelesi yeni jeopolitik dengeler oluşuncaya kadar devam edecek ve büyük bir olasılıkla yeni ve farklı bir dünya düzeni kurulacaktır. Kurulacak olan düzenin daha iyi mi yoksa daha kötü mü olacağı bilinmemektedir. Türkiye, coğrafi konumu nedeni ile güç mücadelesini sürdüren hem demokrat ve hem de otoriter olarak tanımlanan güçlerin jeostratejik etki alanı içindedir. Kritik ve önemli coğrafi yapısı ve bölgesel güç kapasitesi ile Türkiye’nin bu mücadelenin dışında kalması mümkün değildir. Bu nedenle de önümüzdeki dönemde Türkiye, ciddi bir karar sürecinden geçebilecektir. Bu zorlu ve kritik süreçte Türkiye, ancak “güçlü iç cephe” ve “kurumsal jeopolitik akıl” ile doğru karara ulaşabilecektir.

ABD TÜRKİYE’Yİ DURDURABİLİR Mİ?

Yahya Bostan - Yeni Şafak

Sahada ABD ile yaşananlara dönelim. SİHA operasyonları sırasında Pentagon Sözcüsü Ryder ABD askerlerine 500 metreden fazla yaklaşan bir SİHA’nın düşürüldüğünü açıkladı. (MSB kaynakları SİHA’nın TSK’ya ait olmadığını söyledi.) Türk operasyonu başlayınca ABD askerleri sığınaklara girmişler, can güvenliklerinden endişe etmişler, olay çok üzücüymüş vs vs. Geçiniz. Bu açıklamanın, Fidan’ın “3. taraflara uyarısının” ardından gelmesi boşuna değildir. Bu açıklamadan hemen sonra Milli Savunma Bakanı Güler’in ABD’li mevkidaşıyla telefonda görüşmesi, aynı saatlerde bu kez Türk jetlerinin -uzun bir aradan sonra ilk kez- Suriye hava sahasına girerek terör hedeflerini vurması Ankara’nın kararlılığını gösterir. Washington’un görmesi gereken tablo şudur: Suriye’de bulunmak ABD için bir ulusal güvenlik meselesi değildir. Ancak Suriye’deki terör varlığı Ankara için bir ulusal güvenlik konusudur. Yaşamsaldır. Ankara terör hangi bayrağın altına saklanırsa saklansın onu yok etmeye yeminlidir. Zaman bunu hepimize gösterecek.

Sonraki Haber