8 Mart Medyanın Halleri

Hazırlayan: Beyhan Korkman

AKŞENER İLE TSK’YI DİNLEYEN YENİŞAFAK YAZARI PERİNÇEK’İ HEDEF ALDI

BÜLENT ORAKOĞLU / YENİŞAFAK

28 Şubat Cuntası ile ilgili olarak yargı süreci sona ermesine rağmen Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28 Şubat darbesinin şerikleri olarak gerekçeli kararda yer alan bazı gazeteciler için de iddianame hazırlanmasının adli soruşturmanın selameti açısından elzem olduğunu ikaz etmesine rağmen günümüze kadar 28 Şubat Cuntası’nın sivil ayaklarına bir operasyon yapılmaması enteresandır. Bu sivil ayaklar hangi illegal güçlerce korunmaktadır? İşin ilginç yanı Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Türkiye’de 28 Şubat darbesini kurgulayan kişilerden biri olduğunu bazı platformlarda açıklaması sivil ayaklara yapılacak operasyonlarda hazırlanacak iddianamede hakikaten ilişkisi varsa yer almalıdır. Zira Doğu Perinçek ve gerekçeli kararda ismi 28 Şubat darbesinin şerikleri olarak geçen gazeteciler 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karara eleştiri sınırlarını aşan bazı iddiaları çeşitli televizyon programlarında ve köşelerinde dile getirmeye devam ediyorlar.

Hazırlayanın Notu: Bugün Yenişafak Gazetesi'nde yazan Bülent Orakoğlu da o dönemde Niğde'de sıradan bir emniyet müdürüyken Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanvekilliği'ne getirildi. Orakoğlu o dönemde TSK'ya dinleme cihazı yerleştiren ekibin başındaydı. Casusluk olayı Akşener'in salonda unuttuğu notla ortaya çıkmıştı. FETÖ'nün A takımının yükseldiği dönemde Akşener tarafından göreve getirilen, TSK'ya dinleme cihazları yerleştiren, bugün de fitne peşinde koşan Bülent Orakoğlu'nun ABD'ye ve FETÖ'ye karşı tavır almasıyla bilinen Yenişafak gazetesinde yazıyor olması soru işaretleri yaratıyor.

YENİŞAFAK GYY BUGÜNKÜ MEVZİLENMEYE İŞARET ETTİ: KOMÜNİZMLE MÜCADELE ARTIKLARI

HÜSEYİN LİKOĞLU / YENİŞAFAK

Dünyada düzenin kalmadığını göremeyen muhalefet, uzun zamandır odaklandığı tek şeyle meşgul. “Gezi’de, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da, 2018 ekonomik finans saldırılarında, korona virüs salgınında kurtulamadığımız Tayyip Erdoğan’dan Rusya-Ukrayna savaşıyla kurtulabilir miyiz” hayali peşinde koşuyorlar. Daha vahimi; onları var eden 2. Dünya Savaşı sonrası Marshall Planı’nın çöktüğünü de göremiyorlar. Yeni bir söylem geliştiremiyorlar. 1940’larda ve 27 Mayıs darbesinden sonra oluşturulan Komünizm ile Mücadele Derneklerinin müktesebatıyla hareket ediyorlar. Gladyo’nun bittiğini, sözde komünizm ile mücadele için aldıkları eğitimin artık bir işe yaramayacağının farkında bile değiller. 70 yıl önce nasıl kodlanmışlarsa o kodlarla hareket ediyorlar. “Dünya 5’ten büyüktür” söylemi karşılığını buldu ve yeni bir dünya düzeni için herkes seferber. Birileri bunları komünizm ile mücadele rüyasından artık uyandırmalı.

'TÜRKİYE KÖKLÜ VE RADİKAL KARARLAR ALABİLİR'

KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM

15 Temmuz hain darbe girişimi de bardağı taşıran son damla olarak değerlendirilebilir. Darbeye karışan subayların hem NATO kökenli olması hem de Pensilvanya bağlantılı çıkması ABD ve NATO'ya yönelik tepkilere bir haklılık payı katıyor. ABD/NATO'nun 2013'ten beri Türkiye'nin iç işlerine müdahale ettiği ve 2023 seçimlerine de taraf olduğu açık seçik bir şekilde dile getiriliyor. Türkiye'nin bu şartlarda ABD ve üyesi olduğu NATO'ya karşı kuşkuyla yaklaşması yanlış olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ne Rusya'dan vazgeçeriz ne Ukrayna'dan" sözleri de bu gerçeği teyit eder nitelikte. ABD ve NATO'ya güvenen Zelenski'nin ülkesini nasıl zor duruma soktuğu, halkını ölüm ve mültecilikle baş başa bıraktığı acı biçimde tecrübe edildi. Ankara da yıllarca "stratejik ortağım" dediği ABD'den Suriye'de nasıl bir kazık yediğini unutmuş değil. Ne var ki geçmişin vesayeti altında bir gelecek inşa etmek de akıllıca olmaz. Türkiye geçmişi unutmadan, yeni koşulları ve fırsatları da tepmeden önüne bakmak ve adımlar atmak zorunda. Yeni bir küresel düzenin ayak sesleri duyuluyor. Tarih, Türkiye'yi köklü ve radikal kararlar almaya zorlayabilir.

HASAN CEMAL’İN ABD ÖVGÜSÜ

AHMET HAKAN / HÜRRİYET

Hasan Cemal, öyle bir yazı kaleme almış ki... Tam bir Amerikan övgüsü T-24’te yayınlanan yazının ana teması ve vurgusu aşağı yukarı şu şekilde: Amerika olmasaydı... Demokrasi olmazdı. Amerika olmasaydı... Dünyamız totaliter rejimlerin elinde oyuncak olurdu. Yaşasın Amerika. Amin. Öyle çocuksu bir Amerikan propagandası yapmış ki Hasan Abi... Amerika’ya bir gıdım sempatin varsa onu da alıp götürüyor. Amerikan hariciyesi... “Hasan Abi... Tamam, bizdensin. Tamam, bizi kolluyorsun. Thank you. Ama Allah aşkına bu kadar körü körüne, bu kadar çocuksu bir tarzda övme bizi. Bak, Allah’ın adını verdik. Ne olur övme” diye yalvarsa... Hiç şaşırmayacağım.

CUMHURİYET YAZARLARINDAN 6’LI İTTİFAKA İTİTAZ

ERGİN YILDIZOĞLU / CUMHURİYET

Aslında karşımızda gerçek anlamda (özgün kültürü, geleneği, sosyal tabanı olan) yalnızca 2.5 (CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi) parti var. DEVA ve Gelecek “partileri” toplumsal tabandan, özgün program ve kültürden yoksun, adeta birer şahıs partisidir. Dahası, “CHP için hâlâ ‘özgün kültürden’ söz edilebilir mi” gibi bir soru da var. Liderliğinin kafası da anayasadan ülkenin dinini sabitleyen ifadeleri çıkarıp yerine tüm dinlere eşit yaklaşmayı öneren, (“kalıbı” genişleten) laiklik ilkesinin konmasını “daralma” sanacak kadar karışıktır. Ayrıca, altı partinin üçü, siyasal İslamın, laiklik ilkesini ve kadın-LGBT+ özgürlüklerini (İstanbul Sözleşmesi’ni) dışlayan dünyasına aittir. İYİ Parti, hâlâ “Türk İslam sentezi” (şoven milliyetçiliği dincilik yağına bulaştırma) geleneğinin partisidir. Blokun açık arayla en büyük dolayısıyla lideri olması gereken partisi CHP’ye gelince, bugünkü liderliği, yıllardır, kendi geleneksel seçmeninin arzularını dikkate almayarak ısrarla Siyasal İslamın sosyal tabanının sempatisini arzuluyor

ÖRSAN ÖYMEN / CUMHURİYET

Söz konusu metinde “Yeni Bir Sistem Öneriyoruz” başlığı altında yer alan “1921 Anayasası’nın nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sonraki anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir... Reform önerimiz ile 1961 Anayasası’nda geçerli olan, bürokratik kurumların, siyaset üzerinde bir vesayet makamı olarak kurgulanmasını reddediyoruz” ifadesi ise büyük bir skandaldır! (…) 28 Şubat 2022 tarihinde, ittifakın içinde yaklaşık yüzde 5’i oluşturan DEVA, GP ve SP, yaklaşık yüzde 40’ı oluşturan CHP’yi, İYİ Parti’yi ve DP’yi esir almıştır!

Yağ fiyatlarındaki artışa hükümete yakın isimler serbest piyasa ekonomisini hedef alarak yanıt verdi.

Ayhan Oğan: Cumhurbaşkanı Danışmanı

Hasan Öztürk / Ülke TV GYY

Sonraki Haber