8 Nisan 2021 Medyanın Halleri

HULUSİ AKAR: ATATÜRK HASSASİYETİMİZİ HERKESİN BİLMESİ LAZIM

ABDÜLKADİR SELVİ/HÜRRİYET

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir süredir sistematik bir saldırı altında olduğu gözden kaçmıyor. Onlardan biri de “Sözleşmeli Subay/Astsubay yönergesinden Atatürk’ün çıkarıldığı” iddiası. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar bu iddiaya sert tepki gösterdi. “Yeni bir yönerge yok. 2010’da yayımlanan yönergeler yürürlükte. Bu yönergelerde Atatürk’ün çıkarılması gibi bir şey söz konusu değil. Çünkü yeni bir yönerge yok. Birileri bir şey mi karıştırıyor, araştırılıyor. Bir kaşık suda fırtına çıkardılar. Bizim Atatürk hassasiyetimizi herkesin bilmesi lazım” dedi.

'TÜRKER ERTÜRK SEVİYESİNE İNMEK ZORUNDA DEĞİLDİ'

SALİH TUNA/SABAH

"Yaratıcı yıkıcılık" devrededir ve CHP de bunun merkez üssüdür.

RAND raporundaki "askerden askere ilişki" vurgusu bu "yıkıcılığın" en önemli noktasıdır.

Emekli amiral bildirisi her şeyden evvel "aAskerden askere ilişki" kurmaya aşerenlere, "Tüm ilişkilerimizle biz burdayız" sinyali gibi duruyor.

Gelgelelim...

Koç Vakfı Denizcilik Forumu üyesi olmasını manidar bulsam da Ramazan Cem Gürdeniz gibi amirallerimizi tenzih etmek isterim.

Sanırım bunların sorunu gurur, kibir veya kurgusal "gerçekliğin" iğvasına kapılmak, ila ahir.

Yoksa R. Cem Gürdeniz çapında bir amiral o bildiriye imza atmak şöyle dursun bu organizasyona karşı çıkması gerekirdi.

En azından Aydınlık'taki yazıları böylesi bir bilinç ve ufka sahip olduğunun göstergesiydi.

Kısa sürede bu kadar değişmiş olamaz.

Tamam, merhum amiralimiz Soner Polat seviyesine çıkmak zorunda değildi ama Türker Ertürk seviyesine de inmesi gerekmiyordu.

'KELİMELERİ ÖZENLE SEÇTİK'

MEHMET ACET/YENİŞAFAK

Bakan Akar’ın kendi ifadeleri üzerinden bu konudaki değerlendirmelerini aktarıp yazıyı o şekilde tamamlayalım:

“Bu açıklama için çalıştık. Kelimeleri özenle seçtik. Türk Silahlı Kuvvetleri cumhuriyet tarihinin en yoğun dönemini yaşıyor. Operasyon da eğitim de dâhil. Böyle bir durumda, bu insanların moral ve motivasyonunu bozmak ne demektir, onun adını siz koyun. Bu düşmanı sevindirmekten başka neye yarar? Bunun ne manası var? Bu problemli bir durumdur. Çık, televizyonlar serbest, orada konuş. Gazeteye yaz, konferans ver. Bir kere Türkiye’nin imajını bozuyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir görev ve sorumluluğu olmayan kişi veya kişilerin hırs, ihtiras ve şahsi emellerine araç yapılamaz. Bizi karıştırmayın. Biz işimizde, gücümüzdeyiz.”

'TÜRKİYE’YE ŞANTAJCI DEDİ'

ŞEBNEM BURSALI/SABAH

Zeynep Göğüş'ün aktardıklarından öğrendiğimiz kadarıyla, Türkiye'ye ve Dışişleri Bakanı'na, yabancıların yanında "şantajcı" diyen Kıyat, bakın daha neler söylüyor: "Kıyat Paşa, NATO genişlemesine Türk vetosu olarak yansıyan politikayı 'ŞANTAJ' olarak nitelendirdi ve eleştirdi. NATO'ya yeni katılacak ülkelerin dışında da kimsenin bu 'şantaj'ı ciddiye almadığını belirten Kıyat, 'Macaristan gibi aday ülkeleri yok yere karşımıza alıyoruz, bu yüzden ileride bize karşı cephe oluşabilir' dedi."

O dönem NATO'daki en yüksek rütbeli konumdaki Koramiral Kıyat, Yunanistan konusunda da taviz verilmesini bakın ne tür bir örnekle anlatıyor: "'Yunanistan'ı dövecek miyiz yoksa anlaşacak mıyız'ın cevabından ibaret olan stratejik bir karar almak zorundayız. Muhammed Ali en az 100 rakibini dövdü, ama o şimdi Parkinson" yanıtıyla 'anlaşmak' taraftarı olduğunu hissettirdi.

'DENİZDE TÜM ZAMANLARIN EN YÜKSEK SEYRİ'

NEDRET ERSANEL/YENİŞAFAK

Milli Savunma Bakanlığı’nın bildiriye karşı yayınladığı açıklama güçlüdür. “Düşman sevindirme” herhalde bir askere yöneltilecek en ağır eleştiri ve düşünmeye davet olmalıdır. Mavi Vatan özelindeki düşmanlarımız herhalde bu duruma üzülmüş olamazlar. Şimdiden dünya basınında bu vakaya ayrılan yer ülkemizin itibarına yönelik zarar faturasını hangi adrese yollayacağımızı da merak ettirir. İlave olarak, “denizde tüm zamanların en yüksek seyir süresi” ifadesi de bir kıyas kriteri olarak imzacı amiraller için mesaj taşımaktadır…

KARAR, CFR BAĞLANTISINDAN RAHATSIZ OLDU

YILDIRAY OĞUR/KARAR

Peki nasıl bağlayıverdiler?

CFR, dünyadaki 18 ülkedeki think tank ile birlikte çeşitli konuları konuşmak için Konseylerin Konseyi adlı bir proje başlatmış. Türkiye’den buna davet edilen think tank de Global İlişkiler Forumu’ymuş. Üstelik bu 18 ülke içinde Aydınlıkçıların bayıldığı Çin’den ve Rusya’da da think tankler var.

Koç Grubu’nun desteklediği Global İlişkiler Forumu’nun onlarca üyesinden biri olan Ergun Mengi, böylece Atlantik’e bağlanınca, Montrö ve laiklik mesajı veren ve 5 sene önce bir Doğu Perinçek yazısı olabilecek bildiri de NATO, CIA ve ABD projesi oluverdi.

Üstelik 2007’de emekli olmuş Mengi’nin emeklilikten sonra mesaisi Genelkurmay SAREM, Avrasya Stratejik Araştırma Merkezi ASAM ve Ümit Özdağ’ın kurduğu 21. Yüzyıl Enstitüsü’nde geçmiş. Yani ulusalcılığın, Avrasyacılığın Türkiye’deki fikri merkezlerinde...

Ama o kadarına kim bakar. Aydınlıkçıların vaziyeti kurtarmak için ürettikleri malzeme, çoktan AK Partili troller ve trolleşmiş yazarlar eliyle dolaşıma girdi bile.

YOK ARTIK SAYIN PAR! BAKANLAR İŞİNİ İYİ YAPSIN DİYE…

KÜBRA PAR/HABERTÜRK

Kabinenin değişeceği iddiaları ne zaman ayyuka çıksa, Cumhurbaşkanı Erdoğan rüzgârın tersine gidip değişiklik yapmıyor. Hatta değiştireceği varsa bile bu tartışmalar çıkınca vazgeçiyor. Geçen hafta Marmaris’te birkaç gün dinlenmeye çekilince “Bu sefer kesin, hafta sonu isimlere çalışacak” lafları yayıldı. Pazar gecesi Resmi Gazete beklendi, pazartesi gözler MYK toplantısı sonrasına çevrildi ama nafile... Bu iddialar da boşa çıktı. Ben artık şundan şüphe etmeye başladım, acaba Cumhurbaşkanı görevden alınacakları korkusuyla bakanlar işlerine dört elle sarılsın diye el altından gündemde tutuyor olabilir mi bu meseleyi?

'ABD VE NATO KONUSUNDA ZIT FİKİRDE OLANLAR VAR'

BARIŞ DOSTER/CUMHURİYET

Bildiriyi imzalayanlar arasında, tertip, kumpas davalarında Silivri’de yatanlar vardır. 15 Temmuz gecesi FETÖ’cülere karşı fiilen mücadele edenler vardır. Açıklamaları, yazıları, kitaplarıyla FETÖ’yle mücadelesini sürdüren, Türkiye’nin ulusal güvenliği, dış politikası üzerine ufuk açan fikirler üretenler vardır. Fakat bu amirallerin tamamı, Montrö ve laiklik konusunda hemfikir olsalar bile, aralarında özellikle ABD ve NATO konusunda, görüşleri birbirine zıt olanlar vardır.

Sonraki Haber