9 Haziran Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

YÜCE BİLGE YENİ PARTİ KURACAK

SALİH TUNA / SABAH

Ortada çok mühim bir sorun var: Hiçbir zaman sağcı olmadığını iddia ettiği için yüce bilgeye, "solcu muhafazakârlık" cuk oturur ya diğerleri.

Tamam, Babacan için sorun olmaz... Görünür olmadan tam merkezinde yer alma özelliğinden dolayı sağdayken solda, soldayken de sağda bulunabilir. Onda bu yetenek ziyadesiyle var.

Peki Karamollaoğlu'na bu yaştan sonra "solcu muhafazakârlığı" nasıl oturtacağız?

Kaldı ki Babacan, Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal, yüce bilgenin, "toplum nezdindeki itibarını elverişli bir araç olarak kullanmayı" kabul edecekler mi bakalım?

Bu da ne demek mi oluyor?

Yüce bilge geçen gün, "Erdoğan, 2014'te AK Parti tabanında ve toplum nezdindeki itibarımı, seçimi kazanmak için elverişli bir araç olarak kullandı..." dedi ya, duymamış olamazsınız. Gülmeyin, çok ayıp olur.

Sonuçta "62., 63., 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri Başbakanı."

DÜMBELEKÇİLER

TURGAY GÜLER / AKŞAM

Dümbeleği siz çalıyordunuz ama! Seyyid diye mücâhid diye Bozkurt diye tempo tutuyordunuz. 'KHK'lıları affedeceğini' söylerken alkışlıyordunuz.

Biri de çıkmış 'Kemal Bey CHP'nin başına bela oldu' diyor. 28 Mayıs akşamına kadar da Kemal Bey'i 'Türkiye'yi kurtaracak adam' ilan etmişti.

Şaban Sevinç bu manzara karşısında dayanamayıp;

'Önce Akşener'i linç edip sonuç alan, sonra da İnce'ye linç edip sonuç alan utanmazlar! Seçimin kaybında hiç sorumluluğunuz yok gibi yazıp çizmeye utanmıyor musunuz? Tek suçlu Kemal Bey mi? 14. katın yarattığı yalan rüzgarına kapılıp yaptığınız aptallıklar ne olacak' diye patlamış.

Hepimiz tanıyoruz o aptalları!

Onların bir kısmı şimdi İmamoğlu'na az bir kısmı da Ak Parti'ye yanlıyor.

Peki ya 14. kattakiler? Onlar şu sıralar Kemal Bey' in koltuğunu korumakla meşgul. İşin daha ilginç olanı ise Kemal Bey'i göndermek istememeleri. Soner Yalçın'ın iddiasına göre Almanya ve derin Avrupa CHP'yi bir 'Alevi-Kürt' partisine dönüştürmek istiyor.

Belki de HDP'yi CHP içinde eritecekler. CHP HDP'nin Truva atı olacak.

Birkaç gün sonra bu fondaş dümbelekçiler yeniden Kılıçdaroğlu güzellemeleriyle ortaya çıkarsa şaşmayın.

ADAY KİM OLACAK VE AK PARTİ İSTANBUL’U GERİ ALABİLECEK Mİ?

ERSİN ÇELİK / YENİ ŞAFAK

İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe “İzmirleşme mi yaşanıyor?” sorusuna “Böyle bir kırılma ve dönüşme olacağını düşünmüyorum” yanıtını verdi ve İstanbul halkının siyasi tercih dinamiklerini şöyle sıraladı:

1- Sabit AK Parti seçmeni. Yüzde 40’larda.

2- En az bir kere AK Parti’ye ve MHP’ye oy vermiş seçmenler. Bu oran İstanbul’da yüzde 68 çıkıyor.

3- Hiç AK Parti’ye oy kullanmamış yaklaşık yüzde 35’lik seçmen.

AK Parti bu üç gruba ayrı ayrı stratejiler geliştirmeye çalışıyormuş. Mevcut seçmeni elde tutmak çok önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimleri bu seçmen grubunun oylarıyla kazandı. AK Parti anladığım kadarıyla, son 20 yıldaki herhangi bir seçimde AK Parti ve MHP ile temas etmiş seçmene yoğunluk verecek. Bu grupta ikna etme oranı ne kadar yükselirse hem İBB’nin hem de bazı ilçelerin geri alınması mümkün olabilir.

Kabaktepe’nin paylaştığı bir istatistik verisi var ki hayli ilginç: “Her parti aday çıkarırsa AK Parti 2053’e kadar İstanbul’u kazanır. Kimse belediyeyi bizden alamaz. En yakın partiden 8 puan yukarıdayız.”

Ortaya konulan projeksiyon İBB’yi CHP’nin değil de ittifakların kazandığını gösteriyor aslında. İmamoğlu İYİ Parti ve HDP seçmeninin oylarıyla kazandı.

Siyasette şimdi yeni bir döneme girildi ve mevcut ittifaklar bitti. İYİ Parti ya da HDP İstanbul’da aday çıkarırsa dengeler alt üst olur. AK Parti o zaman kazanmaya en yakın parti olur.

Tabii İmamoğlu’nun yeniden aday olmayıp kendisine yeni bir siyasi yol açması da söz konusu. Buy karar da belirleyici olacak. İmamoğlu’nun İstanbul’dan kurtulmak istediğini ve CHP’ni başına geçme niyetinde olduğu artık aşikar.

Kabaktepe, “Rakibimizin kimliği ve niteliği ile ilgilenmiyoruz. Kim çıkarsa çıksın biz kendi gücümüze güveniyoruz” dedi.

CHP’DE MATRUŞKA DEĞİŞİM!

TUNCA BENGİN / MİLLİYET

CHP’de MYK yenilendi ve kurultay takvimi açıklandı. Artık örgütlerin sorumluluğu da doğrudan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun uhdesinde. Bu gelişmelerin ardından da Kılıçdaroğlu ne dedi? “Toplumsal beklentileri dikkate aldım. Toplum yenilenme istiyordu, biz de bunu yaptık.”

Bu durumda ne düşünür ya da hangi algıya yoğunlaşır insan? CHP’de taşlar yerinden oynadı, bambaşka bir zihniyet ve stratejik bakış gerçekleşti!..

Tepeden aşağıya değişen, tabanın beklentisi fabrika ayarları havası veren bir CHP yani. Ama bakıldığında ise görünen daha öncekiler gibi MYK’da Ahmet gitti, Mehmet geldi hesabı, sadece bildik isim değişiklikleri. Genel başkan aynı genel başkan, Parti Meclisi’nde, yeni MYK’da da zihniyet aynı zihniyet olarak devam edecek gibi görünüyor. Dolayısıyla, gerçekte değişen hiçbir şey yok aslında. Olan, ben yerimdeyim ama vitrini yeniledim durumu. Kalıyorum demeden, kalacağım havası. Aynen Cumhurbaşkanlığına adayım demeden adaylığının kesin olduğu gibi. Dolayısıyla, asıl anlamlı soru da şu:

Başlayan kurultay sürecinde de aynı şeyleri yapıp farklı sonuçları beklemek ne kadar gerçekçi?

Malum, CHP’nin açıkladığı takvime göre, 3 Temmuz’da ilçe delege seçimleri başlatılacak, süreç 30 Temmuz’a kadar devam edecek. İlçe kongreleri ise 5 Ağustos-10 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek. 16 Eylül’de başlayacak il kongreleri de 15 Ekim’de tamamlanacak. Olağan kurultay ise il kongrelerinin tamamlanmasının ardından Parti Meclisi tarafından belirlenecek bir tarihte yapılacak. Bu bağlamda da yerel seçimler öncesi diyenler de var, seçimler sonrasına kalacağını iddia edenler de. Yani parti sözcüsünün açıklamasına göre, hızlı bir takvim söz konusu ama final kısmı henüz göreceli. Kılıçdaroğlu’nun durumuna, bakış açısına, mevcut şartlara, zamana bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Şu an için net olan ise şu: Öyle ya da böyle kurultay mevcut değil, seçilen yeni delegasyon tarafından gerçekleşecek. Hani hep “Mevcut delegasyon ağırlıkla Kılıçdaroğlu’ndan yana” denilir ya, işte o gibi soru işaretleri de delegasyon yenilenmesiyle ortadan kalkacak. Belki de sıkıntılı durum varsa ayıklanacak. Tabii bu da yine delege değişiminin ne kadar gerçekçi olduğuyla doğrudan alakalı.

Sonraki Haber