AB çipte Çin’e olan bağımlılığını azaltmaya uğraşıyor
Avrupa Birliği, çip sektöründe Çin Halk Cumhuriyeti’ne olan bağımlılığını azaltma çalışıyor. Bu kapsamda çip yasasına son onay Avrupa Konseyi’nde 25 Temmuz’da verildi.
AB’nin yarı iletkenler sektöründeki küresel payının yüzde 10’dan 20’ye çıkarılması hedefleniyor. Bu kapsamda 43 milyar dolar yatırım yapılması öngörülüyor.
AB’nin çip yasasını Aydınlık Avrupa’ya değerlendiren İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü öğretim üyesi Dr. Tuğçenur Ekinci Furtana, Avrupa Birliği’nin dışa bağımlılığı azaltmak için çözüm arayışında olduğunu söyledi:
“Yarı iletkenler sektörünün AB için esas önemi gelecek hedefleriyle ilgilidir. Şuan ellerinde bulundurdukları teknolojik avantajı sürdürebilmek için çeşitli yatırımlar yapmak zorundalar. Bu yatırımlarda yarı iletkenler sektörünün payı yüksek olacağından, AB'nin dışa bağımlılık problemini çözmesi gerekiyor. Bu hedefler doğrultusunda 2021 yılında “Avrupa Yarı İletken İttifakı” kurulmuştu. Bu kuruluş pandemi dönemine denk geliyor çünkü o süreç, tedarik zincirinin de en fazla bozulduğu ve talebin çok arttığı bir dönemdi. Bu koşullarda AB, yarı iletkenler tedariki açısından yeni bir çözüm bulmak zorunda olduğunu fark etti. Ardından başlayan Rusya – Ukrayna savaşının enerji alanında AB’ye yaşattığı sıkıntılar da stratejik sektörlerde AB’nin dışa bağımlılığını azaltma isteğini artırdı.”
ÇİP KRİZİNİ ABD BAŞLATTI
Dünyanın gündemine Kovid-19 pandemisi döneminde oturan çip krizinin başlangıç noktasının ticaret savaşlarına uzandığını ifade eden Ekinci Furtana, çip krizinin geçmişini anlattı:
“Çip krizinin başlangıcının pandemi olduğu söylenir, oysa pandemi krizin son raddeye ulaştığı dönemdir. Çip krizi, 2016'da Donald Trump'ın "Çin'i bitirme" vaadiyle başlayan ticaret savaşlarının bir sonucudur. Joe Biden ise iktidara geldikten sonra ticaret savaşlarını devam ettirmeyeceğini ancak uygulamadaki düzenlemeleri de değiştirmeyeceğini ifade etmiştir. Çin dünyanın en büyük çip tüketicisi, ABD ise sektördeki en büyük ihracatçı. Birbirlerine ciddi bir bağımlılıkları var. ABD, ticaret savaşları kapsamında Çin'e yaptığı ihracata kısıtlamalar koyarak aslında çip krizini başlattı.”
ÇİP YASASI TÜM DÜNYAYI İLGİLENDİRİYOR
AB'nin çip yasasının dünyada üretimi artırarak, teknolojinin daha ucuza elde edilmesini sağlayacağını belirten Dr. Tuğçenur Ekinci Furtana, “AB'nin şu an çip ithal ettiği ülkeler için ise başta bir kayıp doğacaktır. Öte yandan, bu pazarın kaybedilmesi, çip üreticilerinin daha düşük fiyatlarla yeni pazarlara yönelmesini ve gelişmekte olan ülkelerin daha ucuza bu teknolojiye ulaşmasını sağlayabilir. Bu gelişmeler, çip krizinin çözümüne katkı sunabilir” dedi. Furtana, küresel ekonomik sistemin muhafaza edilmesinin AB ve ABD ekonomileri için önemini şöyle değerlendirdi:
“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Batı, özellikle ABD, küresel ekonomiyi ayakta tutmak zorunda olduğunu anlamıştı. Marshall Yardımlarında ve Avrupa Ekonomik Topluluğu bunun yansımalarıydı. AB bu amaçla Global Gateway (Küresel Geçit) ile mevcut uluslararası sistemi ayakta tutmaya çalışıyor. Gelişmekte olan ülkeler için yatırım çekecek olmak bir avantaj ama çip üretimini AB, kendi sınırları içerisinde yoğunlaştırır ve bunu ihraç etme yoluna giderse bu, ülkelerin AB'ye olan bağımlılığını artıracak ve onlar için tedarik zinciri riski doğuracaktır.”
GÜMRÜK BİRLİĞİ TÜRKİYE İÇİN RİSK
Çip yasanın Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğinin altını çizen Dr. Ertuna, Gümrük Birliği’nin güncellenmemesi durumunda Türkiye’nin göreceği zarara da dikkat çekti:
“Türkiye, yarı iletkenler sektöründe yetişmiş insan kaynağına sahip ve son yıllarda yerli ve milli üretim kapasitesini artırmış, teknolojik gelişmelere çok açık ve gelişme kaydeden bir ülke durumunda olsa da sektörde ithalatın ağırlığı bulunuyor. AB'nin Türkiye'ye doğrudan yatırımlar yapması faydalı olur ancak Gümrük Birliği önemli bir risk teşkil ediyor. AB, yarı iletkenler sektöründeki yatırımları kendi sınırlarında tutarsa, ürünleri Türkiye pazarına çok daha ucuza sokabilecektir, bu da Türkiye'nin üretim kapasitesindeki artışı olumsuz etkileyecektir. Zaten yüksek teknolojik ürünlerde bu sorunu yaşıyoruz. Bilindiği üzere, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gündemde. Bu güncellemede yarı iletkenlerin serbest dolaşımının da özel statüye alınarak Türkiye lehine düzenlenmesine çalışılmalı. Türk sanayisi henüz yarı iletkenler sektöründe uluslararası anlamda rekabet gücü kazanmamışken, AB'den Gümrük Birliği kapsamında yapılacak ithalat sanayi üretimi açısından olumsuz bir sonuç doğuracaktır.”