AB direktifiyle Akdeniz'i işgal planı hazırladılar
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa Birliği'nin direktifi ile hazırladığı 'Ulusal Denizcilik Mekansal Planı'nı kabul etti. Plan kapsamında hazırlanan haritalar hem KKTC'nin Ada üzerindeki eşit haklarını hem de Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki yetki alanlarını hiçe sayıyor
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Bakanlar Kurulu, 20 Aralık 2023 tarihinde toplanarak “Ulusal Denizcilik Mekansal Planı”nı kabul etti.
Avrupa Birliği (AB)'nin direktifiyle hazırlanan Plan'la birlikte, Kıbrıs çevresindeki deniz alanlarının kullanımına ilişkin çok sayıda harita ve direktif yayınlandı. Plan'da Güney Kıbrıs'ın deniz yetki alanlarının sınırları şöyle tarif edildi:
Kıbrıs'ın iç suları (temel çizgiye kadar) ve 12 deniz miline kadar olan karasuları (BMDHS tarafından tanımlandığı gibi) yaklaşık 13,968 km²'dir.
Kıbrıs'ın Münhasır Ekonomik Bölgesi (BMDHS tarafından tanımlandığı şekliyle) yaklaşık 98,240 km²'dir.
Kıbrıs Cumhuriyeti, Münhasır Ekonomik Bölgesi'nin sınırlandırılması konusunda Mısır (2003), Lübnan (2007) ve İsrail (2010) ile uluslararası kabul görmüş ortay hat/sıvıl mesafe ilkesi temelinde ve BMDHS'ye uygun olarak ikili anlaşmalar imzalamıştır.
Ulusal Deniz Mekansal Planı'nı hazırlamakla sorumlu olan Denizcilik Bakan Yardımcılığı da bir açıklama yaparak, Plan hakkında bilgi verdi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Ulusal Denizcilik Mekânsal Planı, 20 Aralık 2023 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı.
Denizcilik Mekânsal Planı, Cumhuriyet'in sularındaki faaliyetlerin mekânsal ve zamansal dağılımını belirlemektedir. Denizcilik Mekansal Planı aracılığıyla Cumhuriyet, açık deniz enerji sektörünün, deniz taşımacılığının, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğinin, deniz ve kıyı turizminin ve hammaddelerin çıkarılmasının sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmanın yanı sıra çevrenin korunmasını, muhafaza edilmesini ve iyileştirilmesini amaçlamaktadır.
Plan derhal yürürlüğe girecektir ve Cumhuriyet'in deniz sularındaki tüm faaliyetler buna uygun olmalıdır.”
AB TARAFINDAN HAZIRLATILDI
Rumların hazırladığı Plan, Avrupa Birliği'nin “Entegre Denizcilik Politikası” oluşturmak için başlattığı bir dizi girişimin sonucunda ortaya çıktı. Bu kapsamda Rumlar, 2012 yılında Limasol Deklarasyonu'nu yayınlamış, 2014 yılında “Entegre Denizcilik Politikası”nı Bakanlar Kurulu'nda onaylamış ve 2021 yılında “Deniz Mekansal Planlamasına İlişkin Politika Beyanı”nı ilan etmişlerdi. Poiltika Beyanı'nda, Plan ile ilgili hedefler içinde “ulusal güvenliğin savunulması”, “Kıbrıs MEB'indeki hidrokarbon yataklarından faydalanılması”, “Elektrik kablolarının ve gaz boru hatlarının döşenmesi” gibi maddeler yer alıyordu. Rumların Plan'ı hazırlama süreci de Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu tarafından finanse edildi.
Plan kapsamında çizilen deniz alanlarının Türk kıta sahanlığı sınırlarını ihlal ettiği, KKTC'nin de Ada üzerindeki tüm haklarının hiçe sayıldığı görüldü.
TÜRK KITA SAHANLIĞI İHLAL EDİLDİ
Rumların Plan'ına Türkiye ve KKTC'den de tepki geldi.
Türk Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli tarafından yapılan açıklamada, “GKRY'nin deniz yetki alanlarına dair tek taraflı tasarruflarının kabul edilmeyeceği başından beri ifade edilmekte ve ülkemizin sahadaki uygulamaları bu çerçevede sürmektedir.” denildi. Keçeli, Avrupa Birliği (AB) direktifine dayanan ve tüm üye ülkelerce hazırlanmakta olan “Deniz Saha Planlaması”nda belirtilen alanların bu haliyle Türkiye'nin ve KKTC'nin haklarını ihlal ettiğine işaret ederek, Türkiye'nin Akdeniz'deki Türk kıta sahanlığının sınırlarının 2004 yılından başlayarak, son olarak 2020'de Birleşmiş Milletler nezdinde kayda geçirildiğini anımsattı. “GKRY'nin deniz yetki alanlarına dair tek taraflı tasarruflarının kabul edilmeyeceği başından beri ifade edilmekte ve ülkemizin sahadaki uygulamaları bu çerçevede sürmektedir.” ifadesini kullanan Keçeli, Rum tarafının AB'nin Deniz Saha Planlaması'na ilişkin direktifini “istismar etme teşebbüsünün beyhude çabaların son halkası” olarak görüldüğünü belirtti.
Açıklamada şunlar kaydedildi: “Kıbrıs Adası'nın batısında Türkiye'nin meşru hak ve yetkileri, Ada'nın etrafındaki alanlarda ise Kıbrıs Türklerinin meşru hakları bulunmaktadır. GKRY'nin, haris, gerçeklerden kopuk ve geçerliliği bulunmayan gayrimeşru girişimleri Kıbrıs sorununun kapsamlı, adil ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması gayretlerine zarar vermektedir. Türkiye'nin Avrupa Birliği dahil üçüncü taraflardan beklentisi değişmemiştir. Deniz yetki alanları ve bununla bağlantılı meselelerin Kıbrıs sorununun çözüm sürecine olumsuz yansımaları göz ardı edilmemelidir. Rum tarafının bölgede oldubittiler yaratmaya çalışmak yerine, Kıbrıs meselesinin çözümünün ancak Ada'daki gerçekler temelinde mümkün olabileceğini kabullenerek, KKTC ile işbirliğini geliştirmeye teşvik edilmesini bekliyoruz.”
'ADA'NIN SULARINDA EŞİT HAK SAHİBİYİZ'
KKTC Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da, söz konusu planın, Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıs’ın tek sahibi zihniyeti ile hareket etmeye devam ettiğini gösteren son örnek olduğu ifade edilerek, Kıbrıs Türk halkının Ada'nın etrafındaki suların da eşit sahibi olduğu hatırlatıldı. GKRY'nin, Kıbrıs Türk halkı adına herhangi bir adım atmaya hiçbir yetkisinin olmadığı vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “GKRY, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını yok sayarak ilan ettiği sözde 'Ulusal Deniz Mekansal Planı'na ek olarak, gerek ülkemiz, gerekse Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan ettiği deniz yetki alanlarıyla örtüşen bir harita yayımlayacak kadar ileri gitmiştir. Kıbrıs Türk halkının söz sahibi olmadığı bu sözde plan ve harita, uluslararası hukuka göre yok hükmündedir ve bizim açımızdan hiçbir geçerliliği yoktur. Tek taraflı faaliyetleriyle Kıbrıs Türk halkının Ada ve etrafı ile ilgili eşit haklarını ihlal etmeye devam eden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, tüm yapıcı çağrılarımıza rağmen Ada'da ve Doğu Akdeniz bölgesinde işbirliği yerine gerginliği tırmandırmayı tercih ettiğini bir kez daha göstermiştir.”
Açıklamada, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını korumak için gerekli tüm adımları kararlılıkla atılacağı kaydedildi.