ABD adalar savaşına hazırlanıyor

ABD Donanması ile Deniz Piyadeleri'nin Kaliforniya'da müşterek icra ettiği Çelik Şövalye-2023 Tatbikatı'nda “Island Fight (Ada Dövüşü)” senaryosu işlendi. 28 Kasım-15 Aralık tarihlerinde düzenlenen tatbikata 10 bin denizci ile çok sayıda çıkarma gemisi, donanma helikopteri, insansız deniz (Sea Hunter) ve hava (MQ-8C Fire Scout) araçları ile muhtelif deniz, hava ve kara platformları katıldı.

Pendleton Deniz Piyade Üssü'nde, 60 bin milkarelik alanda düzenlenen tatbikatta, 9 tesis ada olarak simule edildi. Bunun yanında Pendleton Üssü ile San Clemente Adası arasında kalan bölüm, Donanma'nın savunmakla görevlendirildiği kilit boğaz veya stratejik su yolu olarak kullanıldı. Senaryodaki adaların, Çin, Rusya veya Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nden gelen potansiyel tehditlerin gerçeğe dönüşmesi durumunda, gelecekteki büyük savaş alanı olacağı belirtildi.

1. Deniz Piyade Tümeni Komutanı Tümgeneral Ben Watson, tatbikat sonrası yaptığı değerlendirmede, bu yılki tatbikatın “gelecekteki bir kıyı ortamında benzer düzeyde bir rakibe karşı simüle edilmiş bir deniz savaşı olarak planlandığını” söyledi. “Caydırıcılık kapasitemiz yetersiz kaldığında, dünyanın herhangi bir yerinde akran bir düşmana karşı savaşmaya hazır olmamız lazım.” diyen Watson, “Bu durumda Batı Pasifik'e odaklanmış durumdayız.” ifadelerini kullandı.

COĞRAFYA EGE'NİN ÖZELLİKLERİNİ TAŞIYOR

General Watson her ne kadar Batı-Pasifik'ten bahsetse de, tatbikat açıklamasında kullanılan “daha fazla mavi ve yeşil su” vurgusu, savaş senaryosunun yalnızca Asya-Pasifik'le sınırlı olmayabileceğini gösterdi. Nitekim Millenium Challenge-2002 Tatbikatı'nın da merkezinde Irak ve İran olduğu ifade edilmiş, fakat 96 saatte işgal edilen ülkenin Türkiye olduğu ortaya çıkmıştı. Son tatbikat için de seçilen savaş sahası, coğrafik özellikleri bakımından akla Ege ve Doğu Akdeniz'i getirdi. Üzerinde 3 binden fazla ada, adacık ve kayalığın bulunduğu, sığlıklarla dolu, çok sayıda dar geçide ev sahipliği yapan ve potansiyel bir gerilim alanı olan Ege, söz konusu tatbikattaki tüm faaliyetlerin doğrudan muhatabı gibi görünüyor. İcra edilen faaliyetler içinde amfibi harekâttan dar geçitlerin kontrolüne, hatta deniz ablukasına kadar müşterek eğitimler bulunuyor. Üstelik benzer senaryolar, ABD'de ilk kez de işlenmiyor.

‘BARIŞI SAĞLAMAK İÇİN KAN DÖKMEK GEREKİR’

Daha önce de ABD tarafında, Ege'de adalar merkezli olası bir savaşa yönelik senaryolar pek çok kez işlenmişti. Örneğin ABD Deniz Kuvvetleri bağlısı Denizcilik Enstitüsü tarafından 2018 yılında yayımlanan “Filo Taktikleri ve Deniz Harekâtı” adlı kitapta, olası Türk-Yunan savaşı gerçek koordinatlarla betimlenmişti. Türkiye’nin “uzun süredir dostluk içinde olunan güçlü bir düşman” olarak tasvir edildiği senaryoda, ABD'nin doğrudan Atina'nın yanında yer alacağı belirtilmişti. Senaryoda, “Barışın sağlanması için kan dökülmesi gerekir.” ifadelerine yer verilirken, böyle bir savaşın ABD’nin Midway Savaşı’ndan bu yana yaşayacağı en büyük mücadele olacağı vurgulanmıştı. Kitaptaki senaryo şöyleydi:

“Yunanistan, Güney Kıbrıs’a taktik balistik füzeler yerleştirme kararı alıyor. Türkiye, bunun olmaması yönünde Atina’yı uyarıyor. Ancak Atina vazgeçmiyor. Yunan gemileri Kıbrıs’a giderken Türk ordusunca batırılıyor. Türkiye, Ege’deki Limni, Midilli, Sakız, Sisam ve Kos adalarına amfibi harekâta başlıyor. Kıbrıs’ın güneyindeki ABD uçak gemisi Harry S. Truman ile Doğu Akdeniz’deki Amerikan savaş gemileri ise Türkiye’ye karşı pozisyon alıyor. Kuzeyde Sakız, güneyde ise Amorgos adalarında üslenen Amerikan birlikleri Ayvalık, İzmir, Çeşme, Kuşadası ve Bodrum’u hedef alıyor. Girit’in kuzeyindeki takımadalar çevresinde de Türk Donanması'yla 6. Filo angajmana giriyor.”

S-400 ALAN ÜLKE İLE SAVAŞ

NATO’nun 8-16 Kasım 2018'de Norveç’te düzenlediği “Trident Javelin” (Üç Uçlu Mızrak) Tatbikatı da benzer bir skandala sahne olmuştu. Tatbikatın jenerik senaryosunda, Skolken adlı bir ülke S-400 edinme yönünde önemli aşamalar katediyor ve son dönemde Skolken ile S-400 üreticisi ülke arasındaki yakınlaşmanın da arttığı belirtiliyordu. Bu Skolken isimli ülkenin diktatör lideri ise sosyal medya hesabından bazı paylaşımlar yaparak savaşın fitilini ateşliyordu. Bunun üzerine NATO'nun Skolken'e müdahalesi tatbikatın ana unsuruydu. Hedef alınan ülkenin lideri olaraksa, Atatürk'ün fotoğrafı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isminin kullanıldığı ortaya çıktı. Bunun üzerine 40 Türk personel, tatbikatı bırakarak ülkeye döndü.

KÜRESEL RİSKLER RAPORU

Yine ilk kez Aydınlık’ın duyurduğu bir başka raporda da, ABD’nin Türkiye’ye asker çıkarması ele alınmıştı. ABD Silahlı Kuvvetler Akademisi Stratejik Araştırmalar Merkezi, ABD’nin küresel üstünlüğünü kaybettiği gerçeğinden yola çıkarak, önümüzdeki 10 yılda (2017-2027) kendi menfaatleri açısından oluşabilecek riskler ve bunlara yönelik müdahale yöntemlerine ilişkin metodların incelendiği kapsamlı bir rapor hazırlamıştı. Raporda, önümüzdeki 10 yılda yaşanacağı öngörülen ve ABD için tehdit olduğu belirtilen 23 farklı gelişme için sekiz farklı müdahale yöntemi öneriliyordu. Bu beklentilerden bir tanesi de; Türkiye’de bir “iç savaş”ın yaşanmasıydı. Bu durumun ise askeri bir müdahale ile kontrol altına alınacağı belirtiliyordu. Pentagon ve ABD Ordusu’ndaki kilit kurumlarla istişare edilerek bir yılda hazırlanan rapor, yeni savunma konseptini oluşturmada önemli bir referans niteliğindeydi.