ABD Balkanlarda egemenlik kurmak istiyor

Kosova’nın kuzeyinde sular durulmuyor. Sırplar ile NATO’nun sözde barış gücü KFOR karşı karşıya geldi. ABD, kukla Kosova rejimi ve ülkedeki NATO kolluk gücü ile birlikte bölgedeki Sırpları hedef aldı.

Balkanlarda egemenlik kurmak isteyen ABD’nin ise işi zor. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'in ABD planlarına meydan okudu.

Kosova'nın kuzeyinde Sırplar ile NATO'nun sözde barış gücü KFOR karşı karşıya geldi. Nedene ise Kosovalı Sırpların, Arnavut belediye başkanlarının görevlendirmelerine karşı çıkması. Kosova'nın kuzeyinde Sırpların yoğun olduğu Zveçan, Zubin Potok ve Leposaviç belediyelerinde Arnavut belediye başkanlarının göreve başlaması protesto edildi. Belediye binaları önünde eylemler başladı. 26 Mayıs’ta başlayan protestolar, NATO askerinin müdahalesiyle farklı bir boyut kazandı.

Ayrılıkçı Kosova yönetimi eylemleri durdurmak için NATO’dan destek istedi. Kosova polisi, sözde barış gücü KFOR ile belediye binalarını tel örgülerle çevirdi. Tel örgülere tepki gösteren Sırplara göz yaşartıcı gaz ile müdahale edildi. KFOR’un çatışmayı körüklemesi, silah sesleri yükseldi. 30 KFOR askeri yaralandı. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'in orduya "Hazır ol" emri verdi.

 ABD ve Avrupa ülkelerinden art arda KFOR’a yapılanlar için kınama açıklamaları geldi. NATO Genel Sekreteri olaylara tepki gösterdi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 700 ilave askerin gönderileceğini açıkladı.

TÜRK BİRLİKLERİ GERİ ÇEKİLMELİ

Utku Reyhan

Bölgede yaşanan gerilim ile ilgili Vatan Partisi’nden önemli bir çıkış geldi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Sırbistan Cumhuriyeti Büyükelçisi Ankara Büyükelçisi Zoran Markovic’a bir dayanışma mektubu iletti. Perinçek, mektubunda “Sırbistan devletinin ve halkının NATO’ya karşı Kosova’da devam eden haklı mücadelesini selamlıyoruz. Yüreklerimiz Sayın Devlet Başkanı Vucic ve Sırbistan’la birliktedir.” ifadelerini kullandı. Hükûmete de seslenen Perinçek, “Kosova’daki Türk birliklerimiz NATO emrinde Sırbistan’a karşı savaşamaz. Bölgedeki birlikler derhal geri çekilmelidir” dedi.

Vatan Partisi’nin bu konudaki siyasetini Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi. Reyhan çatışmaların arka planını ve bölge barışın nasıl geleceğini açıkladı.

ABD’NİN KORSAN DEVLETİ: KOSOVA

Kosovalı Sırplar ve NATO gücü KFOR arasındaki çatışmalar yaşandı. Aslında bölgede son bir yıldır tansiyon yüksek. Bu gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

ABD ve NATO, 1999'da Belgrad'a saldırarak Kosova isimli bir korsan devlet kurdu. Kosova için bir NATO devleti diyebiliriz. Ülke devasa bir üsse de ev sahipliği yapıyor. Ancak Kosova'da halen çok sayıda Sırp yaşıyor ve onların varlıkları da tehlike altında. Demokratik hakları bütünüyle ellerinden alınmak isteniyor. Bir anlamda, Ukrayna iç savaşından önceki dönemleri anımsatıyor. Orada da Rusça konuşan halk etnik saldırılara maruz kalmıştı. Rusya müdahale etmek zorunda kaldı.

Şimdi ABD, kukla Kosova rejimi ve ülkedeki NATO kolluk gücü ile birlikte bölgedeki Sırpları hedef alan bir kışkırtmaya girişti. Amaçları hem Kosova'daki Sırp nüfusu etkisizleştirmek hem de Sırbistan'ı kuşatarak, Balkanlar'da tam egemenlik kurmak. Bu arada elbette Rusya'yı da zayıflatmak.

EMPERYALİZMİN VUCİC’İ DEVİRME PLANI

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic kaos planlarına dikkat çekti. ‘Turuncu devrim’ girişimlerine işaret etti. Bölgede ne planlanıyor?

Kosova'da Sırplara yapılan saldırılarla, Sırbistan'da arka arkaya gelen terör eylemlerinin eş zamanlı olması bize bir ipucu veriyor. Batı destekli foncu muhalefetin bir anda Vucic'e karşı harekete geçmesi de dikkat çekici.

Vucic, Milosevic döneminden kalma tecrübeli bir siyasetçi. Eski Yugoslavya geleneğinin temsilcisi. Belgrad'a saldırıları yaşamış ve bunu asla unutmayacağını söyleyen bir lider. Üstelik bağımsızlıkçı siyasetleriyle sandıktan yüzde 60 gibi ezici bir çoğunlukla da lider çıktı.

Emperyalizm, Sırbistan içinde desteklediği unsurlarla ve Kosova'daki kuklalarıyla birlikte Vucic'i devirmek istiyor. Yugoslavya efsanesinin son kalıntısını da yok etmek niyetindeler. Macaristan ve Rusya üzerindeki baskıyı böylece artıracakları gibi Balkanları tümüyle ABD denetimine almış olacaklar. Aslında Türkiye açısından da tehlikeli Vucic'in düşmesi.

Fakat geçen hafta yaptığı dev miting, Vucic'in Sırpların mutlak desteğini arkasına aldığını gösteriyor.

AVRUPA WASHİNGTON'DAN BAKMAYI BIRAKMALI

Avrupa ülkeleri KFOR’a yapılan saldırıyı kınadı. NATO ek asker göndereceğini açıkladı. Batı’nın tutumunu nasıl buluyorsunuz?

Dünya 1999'daki dünya değil. Bugün NATO uçakları Belgrad'ı zor bombalar. Çünkü arkada bırakılan 24 yılda Çin, Rusya gibi ülkelerin yükselişini, NATO ittifakının üyelerinin ise gerileyişini izledik.

ABD'nin saldırganlığı anlaşılabilir. Ancak kıta Avrupa'sının Almanya ve Fransa gibi başat ülkeleri Sırbistan ve Kosova'ya Washington'dan bakmayı bırakmalı. Çünkü Kosova, Sırbistan toprağı. Bir NATO işgaliyle koparıldı ve sözde bağımsızlık verildi. Ancak Kosova, Birleşmiş Milletler üyesi bile olamadı. Tıpkı Azerbaycan toprağı olan Karabağ'ın uzun yıllar Ermenistan işgalinde kalması gibi. NATO gücü KFOR ne kadar büyütülürse büyütülsün eninde sonunda Kosova, yeniden Sırbistan'a katılacak. Avrupa bu gerçeği bilerek hareket etmeli.

Ukrayna, Karadeniz, Doğu Akdeniz, Suriye, Umman, Çin Denizi buralardaki güç mücadelesi ile birleşen bir durum var mı?

Elbette. Sırbistan ile Kosova'daki kukla rejim arasındaki çelişki, dünya genelindeki saflaşmanın Balkanlardaki bir uzantısı. Sırbistan'ın tarafında Çin ve Rusya'nın başını çektiği yükselen Asya ile Güney Amerika ve Afrika var. Kosova ise ABD'nin liderliğinde gerileyen Atlantik güçlerinin piyonu.

TÜRKİYE DE SIRBİSTAN GİBİ HEDEFTE

Türkiye nasıl bir siyaset izlemeli bu konuda?

En önemli soru bu. Türkiye dünyadaki saflaşmanın neresindeyse burada da ona göre tavır almalı. Türkiye de tıpkı Sırbistan gibi ABD emperyalizminin hedefinde. O hâlde konumumuz nesnel olarak ortaya çıkıyor zaten. Burada Türkiye, Suriye'de yaptığı hataları tekrarlamamalı. Etnik ya da dini nedenlerle ABD'nin savaş ve uyuşturucu üssü olarak kullandığı Kosova'nın yanında yer almak - ki böyle işaretler var - Türk dış politikası açısından vahim bir yanlış olur. Sırbistan hukuken de siyaseten de haklı. Vatan Partisi olsaydı, Türkiye oradaki NATO işgal gücünden çekilirdi.

Bölgede bir savaş çıkar mı?

Daha önce de dediğim gibi, 1999 dengeleri yok dünyada. Yugoslavya'nın mirasçısı Sırbistan bu kez yalnız kalmayacaktır. Balkanların Orta Avrupa'ya açılan bölgesinde çıkacak bir savaş, salgın ve Rusya-Ukrayna Savaşından ağır hasarlı çıkan Avrupa ekonomilerini daha da güç duruma sokar. Bu yüzden Sırbistan'a müdahale etme ihtimallerini zayıf görüyorum. Sırbistan ise, uygun bir anda, kendi toprağı olan Kosova ile ilgili bir girişimde mutlaka bulunacaktır.

Gerilim ve çatışmalar nasıl son bulur?

Yugoslavya, Kosova'da bir özerk yönetim olmasını kabul etmişti. Buna rağmen ABD, Kosova'nın kopmasını istedi ve 1999 Mayıs’ında Belgrad'ı günlerce vahşice bombaladı. Bugün de Sırbistan, Kosova'nın özerkliğine açık. Emperyalizm bölgeden kovulduğunda, bölge halkları arasındaki bütün sorunlar da çözülecektir.

Bölgedeki gerilim nasıl bugünlere geldi?

Kosova'nın kuzeyinde Sırpların yoğun yaşadığı belediyelerdeki "Arnavut" yönetime karşı çıkan Kosovalı Sırplar, 26 Mayıs'ta protestolara başladı. Kosovalı Sırplar ile NATO askeri karşı karşıya geldi. Peki bölgedeki çatışma nasıl bugünlere geldi?

Kosova'nın kuzeyinde Sırpların yoğun olduğu Zveçan, Zubin Potok ve Leposaviç belediyelerinde 23 Nisan'da yapılan yerel seçimleri Kosovalı Sırplar boykot ederken, katılım yüzde 3'te kaldı. Kosova Merkez Seçim Komisyonu, bölgede kayıtlı 45 bin 95 seçmenden sadece 1567'sinin (yüzde 3,47) oy kullandığını açıklamıştı.

Ayrılıkçı Kosova yönetimi geçen yıl temmuzda ülkede yaşayan Sırplar dahil herkesin Kosova kimlik kartı ve plakasına sahip olmasını istemişti. Bu da gerilimlere neden olmuştu. Kosovalı Sırplar, bu sefer de ülkenin kuzeyinde Sırbistan ile olan sınır geçişlerini kapatırken, KFOR'dan müdahale etmeye hazır oldukları açıklaması geldi.

Kimlik ve plaka krizinin "aşılmasından" sadece birkaç ay sonra iki ülke yeniden gerildi. Sırp kökenli eski polis memuru Dejan Pantic'in, 10 Aralık 2022'de Kosova polisi tarafından gözaltına alınmasıyla Kosovalı Sırplar, buna tepki olarak sınır geçişlerine barikatlar kurdu.

Barikatlarda günlerce nöbet tutan Kosovalı Sırplar, Pantic’in tutukluluk kararının ev hapsine dönüştürülmesi ve Vucic'in çağrısı üzerine barikatları 29 Aralık 2022'de kaldırdı.

AB, seçimlerin yenilenmesini talep etti

Avrupa Birliği (AB), gerginliğin arttığı Kosova'nın kuzeyinde yerel seçimlerin yenilenmesini, önceki seçimi boykot eden Kosovalı Sırpların da katılımının sağlanmasını istedi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi'nin yapıldığı Moldova'da, Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile ayrı ayrı görüştü. Borrell, temaslar hakkında sosyal medyada yaptığı açıklamada, Kosova'nın kuzeyindeki "tehlikeli" durumu ele aldıklarını belirterek AB'nin Kosova'dan taleplerini şöyle aktardı: "Üç açık talebimiz var. Yerel seçimlerin hemen yenilenmesi, Kosovalı Sırpların katılımının sağlanması ve AB kolaylaştırıcılığındaki diyalog kapsamında Sırp Çoğunluklu Belediyeler Birliğinin kurulması için çalışmaların başlaması."

NATO’nun sözde barış gücü: KFOR

KFOR, Kosova'da güvenliği sağlamakla görevli NATO önderliğindeki çok uluslu bir barış gücü. KFOR, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1244 sayılı kararından iki gün sonra, 12 Haziran 1999'da Kosova'ya girdi.

KFOR’da NATO üyesi 23 ülke ve NATO üyesi olmayan 8 ülke olmak üzere toplam 31 ülke görev yapmaktadır. Türkiye, 13 Temmuz 1999 tarihinden itibaren KFOR Harekâtı’nda kendisine tahsis edilen kadrolara personel görevlendirmektedir.

Doğu Bölge Komutanlığı (RC-E), karargâhı Kosova'nın güney doğusundaki Ferizaj yakınlarında bulunan "Bondsteel" Kampında olan bir NATO komutanlığıdır. Buradaki tabur birliklerinin çoğu ABD, Polonya ve Türkiye'den gelmektedir. Bu birimde Yunanistan, İtalya, Slovenya, Finlandiya, Macaristan ve İsviçre'den birlikler de var.

Batı Bölgesel Komutanlığı: Avusturya, Hırvatistan, İtalya, Moldova, Kuzey Makedonya, Polonya, Slovenya, İsviçre ve Türkiye'den birlikler bu birimde yer almaktadır.

‘Kosova'daki Sırpları korumanın tam zamanı’

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, uluslararası topluma "Kosova'daki Sırpları şiddetten korumanın tam zamanı" çağrısında bulundu.

Vucic, ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya'nın Belgrad Büyükelçileri ve Avrupa Birliği (AB) Sırbistan Delegasyonu Başkanı ile başkent Belgrad'da görüştü. NATO'nun Kosova Barış Gücü'nün (KFOR) söz konusu bölgede "Sırpları korumadığını" söylene Vucic, "Uluslararası toplumun bir kısmının Priştine'nin politikasına sert, açık ve net bir tepki vermesinin ve Sırpları, tüm mekanizmaların gözü önünde yürütülen, giderek artan güçlü baskılardan ve şiddetten korumasının tam zamanıdır." ifadelerini kullandı.

Sırp lider Vucic, daha sonra Rusya'nın Belgrad Büyükelçisi Aleksandar Bocan-Harcenko ve Çin'in Belgrad Büyükelçisi Chen Bo'yu kabul etti. Bocan-Hercenko ve Chen'i Kosova'nın kuzeyinde yaşananlarla ilgili bilgilendiren Vucic, Rusya ve Çin'in adaletine güvendiğini ifade etti.

Büyükelçi Chen, Kosova'nın kuzeyinde yaşananların "endişe verici" olduğunu ifade ederek, "Sırbistan'ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini koruma çabalarını desteklediklerini" söyledi. Rus Büyükelçi Bocan-Hercenko da ülkesinin Kosova'nın kuzeyinde yaşananları takip ettiğini belirterek "yaşananların tüm bölgede krize sebep olabileceğini" kaydetti.

Vucic, turuncu devrime meydan okudu

Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da yüz binlerce kişi Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’i desteklemek için 26 Mayıs’ta büyük bir miting yaptı. Vucic, 3 ve 4 Mayıs’ta 18 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamlar üzerinden kendisine yüklenen muhalif siyasetçileri “yaşanan trajediyi suiistimal etmeye çalışmakla” suçladı.

Sırp lider, “Başından beri tek bir arzuları vardı, beni devirmek ve Sırbistan hükümetini devirmek. Katliamda hedef alınan çocuklarla dahi ilgilenmiyorlar.” şeklinde konuştu.

Vucic, 11 yıldır liderliğini yaptığı iktidardaki Sırp İlerleme Partisi Genel Başkanlığından istifa edeceğini açıkladı. Ancak partinin üyesi kalacağını belirten Vucic, “Ben hiçbir yere gitmiyorum. Sırbistan’ı  birlikte savunacağız.” dedi. Bu mücadele için siyasetçiler, önde gelen entelektüeller, sanatçılar ve toplumun farklı kesimlerini kapsayacak ülke çapında yeni bir “halk hareketi” kurma planlarını açıkladı.

Vucic, kendisine Asyalı dost devletlerin istihbarat servislerinden bu eylemlerin arkasında yabancı istihbarat servislerinin bulunduğuna dair “turuncu devrim uyarılarının geldiğini” söylemişti.

Erdoğan, Vucic ve Kurti ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Ayrılıkçı Kosova Başbakanı Albin Kurti ile telefonda görüştü. İkili ilişkiler ve bölgesel konuların da değerlendirildiği görüşmelerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kosova'nın kuzeyindeki gelişmelere ilişkin, bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesis edilebilmesinin yegane yönteminin diyalog sürecinde ilerleme sağlanması olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak diyalog sürecinde üzerlerine düşen katkıyı vermeye hazır olduklarını ifade etti.


Sonraki Haber