ABD Cola Turka'ya böyle savaş açmış

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, ABD'nin baskısıyla o dönem yerli kolalarına 35 trilyon ceza kesilmek istendiğini anlattı. Ülker, 'Cezayı ödemedik.' dedi

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis'in ve Godiva'nın Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Türkiye'nin yerli ve milli kola markası olan Cola Turka'yı neden elden çıkardıklarına ilişkin ilk kez önemli bir ayrıntıyı açıkladı. İstanbul Gençlik Platfomu'nun düzenlediği “Başarısızlık Zirvesi 2022” yayında konuşan Murat Ülker, ABD'nin baskısıyla kendilerine o dönem 35 trilyon lira ceza kesilmek istendiğini anlattı. O dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı ise bilindiği kadarıyla Ali Coşkun'du.

MEVZUAT YOKMUŞ!

Murat Ülker'i anlatımıyla süreç şöyle gelişti: "Cola Turka şu nedenle olmadı. Rakiplerimiz bizi kıskandı. Önce bir meraklandırma kampanyasıyla Türkiye televizyonlarında aynı saatte bütün kanallarda şu reklamı yayımlayacağız diyerek başladık. Çok iyi bir lansman yaptık, malı çok iyi dağıttık ve malın kalitesi de iyiydi. Diyecekler ki Coca-Cola, Pepsi gibi değil ama olmaması lazım. Bence onlardan daha iyiydi. Mesela hiç kola içmeyen kayınvalidem Cola Turka yapmışsın ben de içmeye başladım dedi. Lansman yılı 2003 idi. Çok iyi başladık, Coca-Cola'dan sonra en büyük ikinci pazar payına sahip olduk. Üç litrelik ürünler gibi değişik ambalajlar yaptık. İsim iyi seçilmişti. İmalat tecrübemizden esinlenerek bitkiden, şekerden başlayarak kola çıkaran bir fabrika yapmıştık dikey entegrasyon sağladığımız için bize rekabet avantajı getirdi. Ardından konuşmalar başladı. Bizi kıskanan rakiplerimiz önce satar mısınız, dediler satmadık. Daha sonra bu adam bunu nasıl yapıyor, biz niye yapamıyoruz, dediler. Siz de yapın, dikey entegrasyon tesis kurun. Sonra gittiler Sanayi Bakanlığı'na sordular, yabancı sermaye olduğu için. Dikey entegrasyon yapmak istiyoruz... Halbuki Türkiye'de böyle bir mevzuat yok yani Türkiye bir krallık değil, lisans ülkesi değil. Gider tesisinizi kurarsınız yasalara uygun yaparsınız."

MAHKEME CEZAYI İPTAL ETTİ AMA

"Sanayi Bakanı, babamın arkadaşı olur ismi lazım değil, beni Ankara'ya başbakanlığa çağırdı. Bana, 'Murat cebimde bir mektup var, seni ABD Büyükelçisi şikayet ediyor bu nedenle sana küçük bir ceza vereceğiz' dedi. Çok utandım tabii. Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanlığı, sen de bakansın ne demek ABD Büyükelçisi seni şikayet ediyor dedim. Böyle bir şey olabilir mi memlekette kanunlar var dedim ama kimse dinlemedi. Sonradan 35 trilyonluk ceza yedik.  Küçük bir ceza! Artık bizi ne kadar büyük görüyorlarsa 35 trilyonluk ceza verdiler. Devletin karışacağı işe niye giriyorsun denebilir ama devletin kola işine karışacağı kimin aklına gelir? Böyle kurmuşsun, şöyle imalat yapıyorsun diye devletin karışacağı. Bende de biraz delilik var herhalde, gittim devleti mahkemeye verdim. Devlet, Türkiye Cumhuriyeti. Mahkeme de milletin mahkemesi onun da tepesince TC yazıyor. Yedi yılın sonunda yanlış diyerek cezayı iptal etti. Cezayı ödemedik."

ŞEKER KANUNU İLE VURDULAR

"Değeri 10 trilyon olan bir iş, 35 trilyon ceza ve yedi sene tepende sallanırsa o işe nasıl yatırım yapabilirsiniz? Parayı böyle harcarsak kime nasıl hesap verebileceğiz? Kendimize, finansörlerimize, varsa bir inancımız ona hesap veremeyiz. 35 trilyon ceza, 10 trilyonluk bir iş ve kazanacağın da birkaç trilyon olsun. Neticede zor bir iş yani. Cezanın nedeni şeker kanununun bakanlık tarafından değişik yorumlanmasıydı. Mahkeme de böyle bir yorumun doğru olmayacağına karar verdi.... Cola Turka, Çamlıca, Link bizim markalarımızın hepsini Japonya'dan bir şirkete sattık. Şu an Cola Turca'yı onlar yapıyor, biz pazarlıyoruz ve satıyoruz. Ama biz artık içecek işi yapmıyoruz. Global düşünüyoruz artık. Bisküvide dünyada ikinciyiz, çikolatada herhalde altıncıyız. O konuda çalışıyoruz. "

ŞEKER ORTAKLIĞINI ZAM BİTİRDİ

Ülker'in Amerikan tekelleri ile sınavı bununla da bitmedi. Yıldız Holding geçen yıl yüzde 50 ortağı olduğu PNS Pendik Nişasta A.Ş’yi elden çıkarmıştı. Burada ortakları ise Amerikan gıda, ilaç ve tohum tekeli Cargill'di. Murat Ülker o dönem satışa ilişkinmuratulker.com'da kaleme aldığı yazıda şunları aktarmıştı: "Cargill (A. Blankenstein) bize, iyi para veririz, bizimle ortak kalmanızı tavsiye etmem demişti, anlamamıştım. Fakat gelen ilk Şeker Bayramının hemen öncesi glikoza yüklü bir zam yapmışlardı. Bu hepimizi zor durumda bırakmıştı. Zira bayram öncesi siparişler alınmış fiyatlar kesilmişti. Zaten bu tip tekelci tutumlar nedeniyle biz Cerestar’ı ortak alarak bir stratejik iş olarak Pendik Nişasta Sanayi İşletmesini kurmuştuk... Ama heyhat bilahare Cerestar’ı satın alan Cargill ile yine çarnaçar 50/50 ortak olmuştuk. Bizim stratejik yatırım masal olmuştu. Pendik verimli, kârlı ama kadük bir işletme olarak kaldı ve bizim payımız nihayet satıldı. Alan hayrını görsün."

Ülker ayrıca, "Eğer şekeri pahalı hale getirirseniz kas gücüyle çalışan ve daha fazla enerjiye ihtiyaç duyan az gelirliler için büyük bir adaletsizliğe neden olursunuz” diyerek Cargill ile ayrılığın neden kaynaklandığını açıklamış oldu.

70 BİN ÇALIŞANI BİR ARAYA GETİRDİ

Yıldız Holding’in yurt içi ve yurt dışı operasyonlarındaki 70 bini aşkın çalışanını yine bir araya getirdi. Yıldız Holding Sanat Koleksiyonu’na ev sahipliği yapan yeni sergi salonunun açılışının da yapıldığı Mutlu Et Mutlu Ol Günü’nde, Yıldız Holding çalışanlarının katılımıyla düzenlenen kermesin geliri LÖSEV’e bağışlandı. Etkinlikte Murat Ülker de sprey boya ile duvar süslemesi yaptı.

Toplumun her kesimine ulaşabilmek için Kızılay’dan AFAD’a, TEGV’den Darülaceze’ye pek çok sivil toplum kuruluşuyla iş birliği gerçekleştiren Yıldız Holding’in çalışanları da yıl boyunca bu girişimlere dahil oldu. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO’su Mehmet Tütüncü şunları ifade etti: “Mutlu Et Mutlu Ol anlayışı, bizlere kurucumuz merhum Sabri Ülker’den miras kalan bir felsefe.” dedi.

DİJİTAL VERGİ NASIL KALKTI?

Türkiye bu durumla yeni karşılaşmıyor. Rusya yaptırmaları konusunda da ABD OFAC yetkililerini gönderip Türk iş dünyasının tehdit edebiliyor. Türkiye'nin iktisadi bağımsızlığına tecavüz anlamına gelen bu adımlar ise Hükümet tarafından nedense engellenmek yerine önü açılıyor. Çok değil geçen dönemde Türkiye Amerikan teknoloji devlerine dijital hizmetler vergisi koydu. Bunun üzerine ABD, Türkiye'ye ekonomik misilleme olarak bir dizi ticari tedbir koymuştu. Yapılan görüşmeler sonucu 2021'de anlaşmaya varıldı ve Google, Facebook ve Amazon gibi çokuluslu teknoloji şirketleri ödeme yapmaktan kurtarıldı. ABD de bu sene itibarıyla tedbirleri kaldırdı. Amerikan devleti, Avrupa için de benzer tedbirleri hayata geçiriyor. Avrupa verilerini korumak ve bu çokuluslu teknoloji titanlarının tekelini kırmak için yaptığı her girişimde ABD tarafından misilleme ile karşılaşıyor. Bu nedenle kalıcı düzenleme yerine bu şirketlere dönem dönem büyük cezalar kesiyor. ABD de karşılık olarak özellikle Avrupalı otomotiv şirketlerine ceza uyguluyor. ABD'nin pazarda rekabet edemediği Çinli Huawei'ye yönelik yaptırımları da kendi şirketlerinin çıkarlarını korumak amaçlı. Lafa gelince serbest piyasa diyerek yıllarca Dünya Ticaret Örgütü eliyle gelişen ve az gelişmiş ülkelerin kaynaklarını sömüren Batılı devletler kendi çıkarları söz konusu olduğunda serbest ticareti unutuyorlar.

Sonraki Haber