ABD Dedeağaç yığınağıyla neye hazırlanıyor?Cihat Yaycı değerlendirdi

Müstafi Amiral Cihat Yaycı, ABD’nin Dedeağaç’taki yığınağını Aydınlık’a değerlendirdi. Yaycı ABD’nin Yunanistan’a hibe ettiği tanklara ve taarruz helikopterlerin saldırı maksatlı olduğunu ifade etti. Aydınlık'a konuşan Yaycı ABD’nin Rand ve Atlantik Konseyi raporlarına dikkat çekti.

ABD'nin Europe Defender 21 kapsamında bölgeye çıkarma yapmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Yaycı, tatbikatın yapılmasından ve bölgeye ABD araçlarının çıkarılmasından ziyade, tatbikatın ardından bu zırhlı araçların Yunanistan'a hibe edilecek olmasının problem teşkil ettiğini ifade etti.Yaycı bu araçlara Yunanistan'ın ihtiyaç duymadığını, ancak hibe edilecek olan tank ve helikopterlerin kimse karşı kullanılacağı sorusuna dikkat çekti:

"Bu NATO'nun Europe Defender savunması kapsamında yaptığı tatbikatlardan biri olarak söylendi. Bu Rusya'ya karşı yapılan bir tahkimat olarak görünüyor. Burada tehlikeli olan durum şu: Getirilen malzemelerin, tank, ZPT'lerin ve taaruz silahı olan benzerlerin Yunanistan'a hibe ediliyor oluşudur. Yunanistan'a bunların hibe ediliyor olması müttefikliği yakışmıyor. Yunanistan'ın tanka neden ihtiyacı var ? Tank bir savunma, silahı değildir. Taarruz helikopterlerine neden ihtiyaçları var? Yunanistan bunlara neden ve kime karşı sahip olmak istiyor. Türkiye'nin böyle bir durumu yok. Türkiye'nin çevresi ateş çemberi. Yunanistan bunu neden istiyor? Bulgaristan'a karşı mı? Arnavutluk için mi istiyor? Makedonya için mi istiyor? Yoksa Türkiye için mi istiyor? Bu nedenle bir hibe sorunu vardır, hibe edilen teçhizatın taarruz nitelikli olmasıdır. "

DİKKAT ÇEKEN TEHLİKE: SERSERİ DEVLET

Müstafi Amiral, özellikle Türkiye'de son dönemde yaşanan olaylara dikkat çekerken, uluslararası alanda oluşturulmaya çalışılan "Serseri Devlet" algısının planlanan senaryo içerisinde yer alabileceğini ifade etti. Bu noktada Serseri Devlet algısı için Kargaşa, Karmaşa ve Kaos havasının kullanılmak istendiğine değindi.

"Türkiye'de bir mülteci akımı var. Bir yandan orman yangınları, diğer yandan Suriye'deki ABD'nin 70 bin PKK'lıyı eğitme durumu var. ABD 70 bin PKK'lıyı 520 milyon dolarlık bir bütçe ile Kobani'de eğitiyor. Esas sorun budur. Bunların hepsi birleşince iç huzursuzluk çıkartma gayretleri, mülteci sorunları gündemde olmasını normal karşılamıyorum. Biden'ın şu veya bu şekilde Türkiye siyasetine müdahale edileceğinin göstergesidir bu durum. Bu minvaldeki söylemleri kendisinden de duyduk, okuduk. ABD gibi devletler hedef değiştirmez, yöntem değiştirir. Türkiye için Biden'ın ABD Başkan Yardımcılığı sırasındaki hedefi neydiyse, bugün de aynıdır. Değişen ve değişecek olan yalnızca yöntemdir. Bir daha 15 Temmuz benzeri bir kalkışma yaşanmayabilir ancak Türkiye'de kaos, kargaşa ve karmaşa ortamı oluşturulur. Ve bu 3K durumundan istifade eden birilerinin, düzeni sağlaması için göreve gelmesi bizzat halk tarafından talep edilir. Türkiye "serseri devlet" konumuna getirilmeye çalışılıyor. Serseri devlet durumuna düşürülen bir devlete BM ve diğer devletlerin müdahale etmesi meşru hale getirilir."

RAND RAPORU VE ATLANTİK KONSEYİ'NDEKİ TÜRKİYE DETAYI

Türkiye'ye uygulanan bu oyunun, Rand ve Atlantik Konseyi Raporları'nda uluslarrası strateji olarak belirlendiğine dikkat çeken Yaycı, özellikle bu noktada CAATSA yaptırımlarının da bir parçası olduğuna işaret etti:

"Bu müdahaleler doğrudan müdahale olduğu gibi ambargo, yasak, kısıtlama şeklinde de olabilir. Buradaki oyun budur. Türkiye bir takım ambargolar ile karşılaşıyor zaten. CAATSA örneği burada tam yerindedir. Bu sadece ABD'nin hasımlarına uygulanır. Bu güne kadar NATO üyesi hiç bir devlet CAATSA uygulanmamıştır. Dedeağaç'taki NATO adı altında toplanan o teçhizatlanmayı da düşünürsek, Türkiye'deki olası bir karmaşa, kargaşa durumunda bunların bölgeye müdahale etme olasılığı çok da düşük değildir. Bunların hepsini bir araya getirmek lazım. Şuna özellikle dikkat çekmek istiyorum: Herkes Rand Raporu ve Atlantik Konseyi Raporu'nu okusun. Bunlar rast gele yazılmış raporlar değildir. Bu raporlar onlarca yıldır ABD'nin yabancı ülkelere uyguladığı politikaların ana hatlarını ortaya koyar. Hemen her zaman da uygulanmıştır. Sonuçları da istediği gibi olsun diye gayret sarf edilmiştir. Bu raporun çok iyi okunmasını tavsiye ediyorum. Yaşanan hiç bir olay bu raporlardan bağımsız tutulamaz."

HELP TURKEY ORGANİZASYONU

Yaycı, Help Turkey organizasyonlarına ilişkin de şunları söyledi:

"Help Turkey diye bir kampanya başlatılmıştı. Burada şu yapılmak istendi: Türkiye acz içerisinde bir devlettir. Vatandaşlarının ne canını ne de malını koruyabilmektedir. Türkiye devlet otoritesinin kalmadığı, yetersiz kaldığı bir ülke olarak gösterilmek istendi. Bu Serseri Devlet uygulamasının bir başka ayağıydı. Uluslararası İlişki uzmanları bunu iyi bilir. O bildiriyi okuyunca "Devlet bizi koruyamıyor, gelin siz bizi koruyun" denmesi anlamına geldiği gayet açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Help Turkey uygulamasına ilk tepkiyi biz gösterdik, ancak sosyal medyadaki FETÖ/PKK uzantıları bu uyarılara karşı bizlere itibar suikasti yapmaya çalıştı. Söz konusu iletilere, kimlerin ne yazdığına bakılsa dahi bu konunun gerçekliği gayet açık bir şekilde ortaya çıkacaktır.

Sonraki Haber