ABD Genelkurmayından ‘PKK’ya destek’ ziyareti

İlk kez bir ABD Genelkurmay Başkanı Suriye’de işgal bölgesini teftiş etti. PKK/YPG’lilerle de görüşen General Milley, Türkiye’nin operasyona hazırlandığı bir dönemde ‘Risklere değer, burada kalacağız.’ diyerek Türkiye’ye sopa gösterdi

Mark Milley

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, Suriye’nin kuzeydoğusunda terör örgütü YPG/PKK’nın işgalindeki bölgeleri ziyaret etti. Milley, dün sürpriz bir hamleyle İsrail’den Amerikan kargo uçağına binip PKK’nın “Rojava” olarak andığı bölgeye geldi. ABD’nin 900 askerinin konuşlandığı bir lojistik üssünü teftiş eden Milley, yerel kaynakların aktarımına göre “Suriye Demokratik Güçleri (SDG)” adı altında PKK/YPG yetkilileriyle de görüştü. Türk Ordusu PKK’ya yönelik harekâta hazırlanırken ABD’nin en üst düzey askeri yetkilisinin ziyareti, PKK üzerinden Türkiye’yi tehdit anlamı taşıyor.

BU DÜZEYDE İLK ZİYARET

Mark Milley, Suriye’yi ziyaret eden ilk ABD Genelkurmay Başkanı oldu. ABD’nin Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) yetkilileri başta olmak üzere Amerikan komutanları bölgede PKK/YPG militanlarıyla sürekli temas halinde olsa da daha önce bu düzeyde bir ziyaret yapılmamıştı. 2019’da göreve gelen Milley, bu anlamda bir ilke imza attı.

Washington Post gazetesi, İsrail’den yola çıkan Milley’in ziyaretinin güvenlik gerekçesiyle gizli tutulduğunu yazdı. Özellikle İran’ın “General Kasım Süleymani’nin kanı yerde kalmayacak.” açıklamalarından sonra ABD’li yetkililerin bölgedeki güvenlik önlemlerini sıkılaştırdığını belirten gazete, Milley’in genelde seyahatlerini gerçekleştirdiği beyaz makam jeti yerine daha az dikkat çeken mat gri bir kargo jetiyle işgal bölgesine gittiğini aktardı.

ABD'li komutanlar uzun süredir PKK/YPG teröristleriyle birlikte hareket ediyor.

‘ABD BİR YERE GİTMİYOR’

Ziyaretin ardından kendisiyle seyahat eden gazetecilere konuşan Milley, sekiz yıldan uzun bir süre önce başlayan Suriye misyonunun “hayati önemini koruduğunu” söyledi. Suriye’de PKK faaliyetlerini desteklemeye devam etmenin “getirdiği risklere değeceğini” vurguladı. Reuters’in aktardığını göre, bir gazetecinin, Suriye’de artan saldırılar bağlamında yaklaşık 900 Amerikan askerinin konuşlandırılmasının alınan riske değip değmeyeceğine ilişkin sorusuna, “Bunun önemli olduğunu düşünüyorsanız, o zaman cevabım evet.” yanıtını verdi. Milley, askerleri çekmenin ABD ve müttefiklerinin güvenliğini tehlikeye atacağını belirtti.

Ocak ayında da Suriye’nin El-Tanf bölgesinde üç insansız hava aracı bir ABD üssünü hedef almıştı. ABD ordusu, içlerinden biri yerleşkeye isabet eden İHA’ların İran tarafından yönlendirildiğini ileri sürmüştü. Irak ve Suriye’de İslam Devleti’ne karşı ABD liderliğindeki koalisyona komuta eden ABD Ordusu Tümgenerali Matthew McFarlane, ABD güçlerine yönelik saldırıları “ana görevimizden dikkat dağıtıcı” olarak nitelendirdi.

‘ASYA’YA YÖNELİŞ YÜZÜNDEN ORTADOĞU’YU İHMAL ETMEYECEĞİZ’

General Milley, gazetecilere ABD’nin Asya’ya yeniden yönelirken bile bölgeye ilgi göstermeye devam etmesinin önemli olduğunu, çünkü Amerikan askeri varlığının yokluğunda terör tehdidinin büyüyeceğini söyledi. “Desteklemediğiniz ve doğru miktarda kaynak ayırmadığınız sürece işler daha da kötüye gidecektir.” diye konuşan Milley, “Bu Çin ve Rusya ile aynı şey değil. Onlar çok daha büyük ve geniş kapsamlı. Ancak eğer tamamen görmezden gelir ve sırtınızı dönerseniz, o zaman yeniden diriliş için gerekli koşulları hazırlamış olursunuz.” ifadelerini kullandı. General Milley bir haftadır Avrupa ve Batı Asya’yı kapsayan bir gezideydi. Cuma günü İsrail’e giden Milley, bir önceki gün ise Almanya’da Ukraynalı subaylar için düzenlenen bir savaş oyunları oturumuna katıldı.

Milley, üsteki komutanlardan bilgi aldı.

TÜRKİYE’YE MESAJ

Milley’in ziyaretinin Türkiye’ye yönelik mesajı, Atlantik medyasının satır aralarına da yansıdı. Reuters haber ajansı, “Amerika’nın NATO müttefiki Türkiye Suriye’de, Ankara’nın terörist olarak gördüğü ABD ordusunun Suriyeli Kürt ortaklarını tehdit edecek geniş bir saldırı tehdidinde bulundu.” hatırlatmasını yaptı. Milley’in bu saldırı ihtimaline karşı bölgesel müttefiki PKK/YPG’nin yanında durduğunun altını çizdi.

İngiltere merkezli Al-Monitor da Türkiye’nin operasyon hazırlığına değinerek “Washington’un en üst düzey generalinin Suriye’ye gelişi, Biden yönetiminin Kürtlerin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) desteklemek üzere ülkede asker bulundurma konusundaki ciddiyetine işaret ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

BARKEY’İN KIŞKIRTMA SENARYOSU: ABD İLE TÜRKİYE SURİYE’DE ÇATIŞABİLİR

CIA’nın en kıdemli Türkiye uzmanlarından Henri Barkey, 3 Şubat’ta ABD Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) yayın organı Foreign Affairs için yaklaşan Türkiye seçimlerine “askeri müdahale” seçeneklerini ortaya koyan bir makale yayımlamıştı. Barkey, Erdoğan’ın “iktidarda kalmak için yapabileceği gerilimi tırmandırma hamlelerini” sıralarken, aslında Washington’un Türkiye’ye silahlı saldırıda bulunabileceği cepheleri sıralamıştı. İkinci sırada, “Suriye’nin kuzeyinde ABD askerleriyle Türk askerleri arasında” bir çatışma geliyor. Diğer iki çatışma başlığı, “Ege ve Akdeniz’de Yunanistan’la ‘kazara’ da olsa küçük çaplı bir çatışma” ve “Kıbrıs’ın Türk kesimindeki statükonun değiştirilmesi” şeklinde ifade edilmişti.

İKİNCİ İSRAİL PROJESİNDE YENİ ATAK

Erik Kurilla - Abdi Şahin (Mazlum Kobane)

Mike Milley’in Suriye ziyareti, ABD ve İsrail’in 23-27 Ocak’ta Doğu Akdeniz’de yaptığı tarihin en büyük askeri tatbikatının ardından gelmesiyle de önem taşıyor. Tatbikat, ilk defa CENTCOM’a bağlı olarak yapılmıştı. Aydınlık yazarı Fikret Akfırat, tatbikatı şu vurgularla değerlendirmişti: “CENTCOM Komutanı Michael Erik Kurilla ve sıralı komutanlarının birçoğu bu tatbikatta görev üstlendi. CENTCOM’un bir numaralı görevi ise, Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek. Büyük Ortadoğu Projesi’nde stratejik hedef İkinci İsrail. Yani, PKK’nın başkomutanlık karargâhı CENTCOM. Merkez Kuvvetler Komutanı Kurilla, iki günün birinde PKK’nın Suriye’deki elemanlarıyla toplantılarda boy gösteriyor. İsrail’in CENTCOM bünyesine alınması ve bu tatbikat, hem Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye ve nesnel müttefikleri olan Rusya, İran ve Çin’e yönelik bir gövde gösterisi hem de İkinci İsrail projesinde yeni bir atak olarak değerlendirilmelidir.”

Sonraki Haber