Dünyada bir ilki gerçekleştirdi! İşte ABD'yi vergiye bağlayan Osmanlı paşası
Dünya tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'ni vergiye bir tek Osmanlı yönetimindeki Cezayirli Hasan Paşa bağlamıştır. Aslan evcilleştirip yanından ayırmaması ile de büyük bir üne kavuşan Cezayirli Hasan Paşa kimdir?
1710'lu yıllarda Dünyaya geldi. Ailesi ve nereli olduğu hakkında pek bir bilgi bulunmuyor. Çocukluğunun Trakya bölgesinde geçtiği bilinmektedir.
Gençlik ve çocukluk dönemlerinde denizcilik tutkusu kanına işlemişti.
Hayali, bir asker, daha doğrusu bir gemi kaptanı olmaktı. Bir savaş gemisi kaptanı...
1738 yılında yeniçeri ocağına girip Belgrad kuşatmasına katıldı ve henüz toy olmasına rağmen büyük başarılara imza attı.
Hedeflediği gibi orduya girmişti ama denizlerden uzak kalmış, karada savaşıyordu.
Kaderini değiştiren olay ise, kazandığı para ile aldığı bir gemiyi kullanarak İstanbul'dan, Cezayir'e yola çıkma kararıydı.
Yolculuk sırasında gemisi Akdeniz açıklarında bir İspanyol savaş gemisinin saldırısına uğradı. Bu çarpışmadan galip çıkan Hasan Paşa oldu.
Tek gemi ile İstanbul'dan yola çıkan Hasan Paşa, iki gemi ile Cezayir limanına yanaşmıştı.
Bu başarısından ötürü kendisine 'Cezayir Dayısı' ünvanı verildi ve Tilemsen sancağının başına getirildi.
İstanbul'dan sıradan bir yeniçeri olarak yola çıkan Hasan Paşa, Cezayir'e ayak bastığında en çok saygı duyulan gemi kaptanlarından biri olmuştu.
Kuzey Afrika'da bulunduğu dönemde yavru bir erkek aslanı kendisine alıştırdı ve beslemeye başladı.
Aslan büyüdükçe aralarında ki bağ iyice güçlendi ve Hasan Paşanın lakabı "Aslanlı Paşa" oldu.
Gittiği her yere zincir tasmasından tuttuğu aslanıyla beraber gidiyor ve ele geçirdiği gemilere aslanıyla beraber çıkıyordu.
Aslanlı Paşa efsanesi kısa zamanda Avrupa'nın tümünde korku ile anılmaya başlandı.
Avrupalı ressamların çalışmalarına konu oldu.
Cezayir'de geçirdiği başarılarla dolu 20 yılın ardından 1761 yılında İstanbul'a geri çağrıldı ve kısa zaman içinde Devlet yönetiminde önemli kademelere getirildi.
1770 yılında Osmanlı Donanmasındaki tüm gemilerin Ruslar tarafından Çeşme'de yakılması ve Limni adasının kuşatılması üzerine,
3000 askeri ile yola çıkarak kalenin yönetimini eline aldı ve Rusları bölgeden defetti.
Bu başarısının ardından kendisine 'Gazi' ünvanı verildi ve 'Kaptan-ı Derya' rütbesi ile ödüllendirilerek Osmanlı Donanmasının başına getirildi.
Fakat ortada bir donanma yoktu.
Hasan Paşa yakılan donanmanın yerine üç yıl içerisinde modern bir donanma hazırlattı.
Üstelik gemilerin yapımının büyük bir bölümünü kendi cebinden karşıladı.
Donanmanın başına geçtikten sonra sayısız isyan bastırdı ve denizlerde savaşmaya devam etti.
Cezayirli Hasan Paşa bu dönemde Akdeniz açıklarında arka arkaya pek çok Amerikan gemisi ele geçirdi.
O dönemde yeni bir ülke olan Amerika Birleşik Devletleri'nin donanması Osmanlı İmparatorluğu ile boy ölçüşecek durumda değildi.
Amerika Bu yüzden denizlerde Osmanlı hakimiyetine boyun eğdi ve 'Trablusgarp Antlaşması' yapıldı.
Osmanlıca yazılan ve 22 maddeden oluşan anlaşmayla Amerika yıllık 12 bin altını Osmanlı Devleti'ne vermeyi kabul etti.
Bu anlaşma Amerika tarihinde yabancı dilde yapılan tek anlaşma olduğu gibi, yabancı bir devlete vergi ödemeyi kabul eden tek Amerikan belgesidir.
77 yaşındayken Padişah III.Selim tarafından sadrazam olarak atandıysada bir kaç ay sonra hayatını kaybetti.
Osmanlı Denizciliğini geliştiren, günümüzdeki Deniz Harp Akademisinin temellerini atan, okulları kuran, kendi cebinden tershaneler, kışlalar ve camiiler yaptıran Cezayirli Gazi Hasan Paşa arkasında hiçbir evlat ve servet bırakmadı.
Günümüzde de ismi yaşatılarak bir Türk savaş gemisine adı verilmiş, Çeşme Kalesi'nin önüne ve Kasımpaşa semtine aslanı da unutulmayarak heykelleri dikilmiştir.