ABD-İsrail cephesini geriletecek beş ülke beş adım

İsrail’in Gazze’ye saldırıları sürerken Mısır’da düzenlenen Kahire Barış Zirvesi’nden somut bir çözüm çıkmadı. Aydınlık’a konuşan uzmanlar, Filistin meselesinde çözümün, ABD ve İsrail’i geriletecek bir cephe siyasetiyle mümkün olabileceğini söyledi.

Mısır'ın ev sahipliğinde Kahire Barış Zirvesi yapıldı. 31 ülkenin katıldığı zirvede birçok Arap ve Avrupalı liderle, dışişleri bakanları bir araya geldi. Toplantıda BM, Afrika Birliği, Avrupa Birliği ve Arap Birliği temsilcileri de yer aldı. Zirveden ortak bir bildirge çıkmadı. “Sonuçsuz” kalan zirveyi, iki devletli çözüm önerilerinin söylemde kalmasını ve somut adımları uzmanlarla konuştuk. Uzmanlar, Türkiye-İran-Suudi Arabistan-Rusya-Çin işbirliğinden oluşan bir cephe kurulması, dolarizasyonla mücadele edilmesi, Çin’in insiyatif alması gerektiği görüşünde.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, zirvedeki konuşmasında, "Bölgede, yeni bir garanti mekanizması hayata geçirilmelidir. Türkiye, bunun için
elinden geleni yapmaya hazırdır." dedi.

İstinye Üniversitesi Güvenlik ve Savunma Stratejileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü (GÜVSAM) Em. Tuğgeneral Fahri Erenel, arabuluculuk hamlelerinin bu tür sıcak ortamlarda dünyanın hiçbir yerinde sonuç vermediğini belirterek, zirveden olumsuz sonuç çıkmasının Netanyahu'yu bir kez daha cesaretlendirdiğini söyledi.

“Bir ara karar, bir ortak basın bildirisinde bile anlaşamıyorlar. Bu aynı zamanda Arap ülkelerinin ve Hamas'ın yanında olan ülkeler için de bir yenilgidir aslında.” diyen Erenel, devamında şu vurguları yaptı:

DÖRT AYAKLI ÇÖZÜM PLANI

İsrail’i durdurmanın tek yolu var: Ne Türkiye'nin garantörlüğü, ne Putin'in füze atarım tehdidi... Burada iş Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt gibi ülkelere düşüyor. Tek yapacakları şey Amerika'daki tüm yatırımlarını durdurup geri çekecekler. Petrol ambargosuna da gerek yok. Amerika'nın hisselerinin dibine vuracağını görecekler. Suudi Arabistan yatırımları eğer ülkeden çekilirse, bu Amerika ekonomisi için ciddi anlamda sarsıntı yaratır. Evet batmaz ama düşünün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın her türlü yatırımının büyük bir kısmı Amerika'da ve Amerikan şirketlerinde, bankalarında, fonlarında. Bunu diğer Arap ülkeleri için de dikkate aldığınızda bütün bu ülkeler ortaklaşa, dolarizasyona karşı da bir mücadele açılmış olur. Bunu Rusya da BRICS ülkeleri de destekler. Bunun dışında hiç kimse Netanyahu'yu durduramaz.

'SONRAKİ AŞAMADA ÇİN'E ROL DÜŞECEK'

"Çin’in burada keşke askeri gücü daha üst seviyede olabilse.

"Rusya savaşta, buraya ayırabileceği güç az ama Rusya'nın bir avantajı, elinde yeni geliştirdiği 6-7 bin kilometreden nokta atışı yapabilen, hiçbir radara yakalanmayan füze sistemleri var. Ama bunlar sonraki aşamalar.

"Bir sonraki aşamada asıl rolü oynayacak olan Çin'dir. Çin'in Küresel Güvenlik İnisiyatifi Konsepti Belgesi’ni çok iyi okumak gerekir. Bu belge aslında bu bölge ve diğer bölgeler için de barış ve istikrarın nasıl temin edileceğini anlatıyor.

"Bu açıdan baktığımızda esas inisiyatif alması ve bu konuda da ciddi adımlar atanın Çin olması gerektiğini düşünüyorum. Çin'in Suriye üzerinde de Irak üzerinde de etkisi var. Çin-Suudi Arabistan iş birliği, Çin'in devreye girmesiyle İran, Suudi Arabistan ilişkilerinin gelişmesi... Bu açıdan baktığımızda Türkiye, Çin'le birlikte işbirliği içerisinde bu bölgede daha ciddi bir garantörlük süreci içerisine girebilir. Asla Türkiye'yi İsrail barış gücü olarak istemez. Tampon bölge de istemez. Türkiye'nin zaten Lübnan'a yakın El Halil denilen bölgede gözlemci birlikleri var. Mayın temizleme birlikleri uzun süredir Birleşmiş Milletler nezdinde görev yapıyor.

'İSRAİL KALKIŞAMAZDI'

"Mısır'ın ön plana çıktığını görüyorum. Tabii bunun temel nedeni de Türkiye-Mısır arasındaki ilişkilerde son yıllardaki gerginlik. Bu ilişkiler güçlü olsaydı İran, Mısır, Türkiye üçgeni ve Çin'i de soksaydınız burada devreye, Suudi Arabistan ile İran ilişkileri de düzelmiş bir haldeyken ben İsrail'in bu tür bir girişime asla kalkışamayacağını düşünürüm.

Yani Arap ülkelerinin ekonomik gücünü devreye sokması, Çin'in inisiyatifini arttırması, Rusya'nın kararlı durması, rol oynaması ve Türkiye-İran-Suudi Arabistan-Mısır işbirliği bu sorunu çözer, en azından bu çatışmayı durdurur. Yani tam bir dörtgen.”

‘FİLİSTİN, BATI KARŞITI CEPHE VE GÜÇLE ÇÖZÜLÜR’

Şu anda ABD ve Batı’nın çözümlerinin işlediğini, o çözümün de Filistin direniş hareketini tamamen bastırıp orayı İsrail’in kontrolüne vermek olduğunu belirten Dr. Mehmet Perinçek ise İsrail’i hizaya ve çözüme getirecek tek şeyin güç olduğunu söyledi.

Perinçek, o gücün nasıl ve kimlerle yaratılacağını ise şöyle anlattı:

“Bu gücün yaratılabilmesi Batı karşıtı bir cepheyle mümkün. Bunun da dünyada bir zemini var. Dünyanın her yerindeki yaşanan cepheleşmenin bir yansıması var. Filistin olayı, Tayvan meselesi, Suriye meselesi, Ukrayna meselesi, Afrikalıların bağımsızlık ve özgürlük mücadelelerinde bu cepheleşme görülüyor. O zaman bütün bu cephelerde bir ağırlık ve işbirliği yaratmak önemli. Batı kampı Tayvan'da, Ukrayna'da, Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs meselesinde kaybederse, bu Batının kaybetmesi ve Filistin devletinin de kurulması demektir. O yüzden bütün bu devletlerin ilk önce bir araya gelmeleri ve bütünsel bir strateji izlemesi, nerede olursa olsun Batı planlarını zayıflatacak hamlelere girmesi gerekiyor.

FİLİSTİN DÜĞÜMÜ SURİYE’DEN ÇÖZÜLÜR

“Türkiye, Rusya, Çin, Türk Cumhuriyetlerinin bu çerçevede hareket etmesinin yanında, çok kritik atılacak adımlardan bir tanesi de Suriye ve Doğu Akdeniz konusu. Çünkü buralar dengeleri değiştirecek alanlar. Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması, orada PKK terörünün ve İdlib'deki yobaz terörün ortadan kaldırılması İsrail saldırganlığına vurulacak en büyük darbe olacaktır. Burada Türkiye’nin Rusya, İran ve Çin gibi müttefikleri yanına çekmesi, Doğu Akdeniz üzerinde dengeleri değiştirebilir. Suriye’de atılacak bu adımlar Filistin meselesinin çözümünde etkili olacaktır.

‘O GEMİ YALNIZ FİLİSTİN İÇİN GELMEDİ’

“Burada özellikle Rusya Devlet Başkanı Putin ‘Ben talimat verdim, Karadeniz'de Mig-31 uçakları füzelerle devriyeye başladı. Bin km menzile sahip. Bunun bir tehdit olmadığı konusunda uyardım. Akdeniz’de olanlarla ilgili görsel ve silahların yardımıyla kontrol geliştireceğiz.’ diye açıklama yaparak aslında Doğu Akdeniz'deki Amerikan gemisinin gelişini bir tehdit olarak da algıladığını ifade etti. Bu da Türkiye'ye bir potansiyel müttefik doğuruyor. Çünkü o gemi sadece Filistin için değil, Türkiye'yi kuşatma ve KKTC'nin egemenliğini ortadan kaldırmanın da bir parçası olarak orada bulunuyor. O zaman Doğu Akdeniz'deki o potansiyeli harekete geçirmek, Türkiye, Rusya sonra Kıbrıs'ı tanıtılması buna bağlı olarak Kırım ve Kıbrıs konularında ortak birçok işbirliği kurulması, Çin'in İran'ın Doğu Akdeniz’de bu cepheye katılmasını sağlayacak adımların atılması Filistin’in başarısı için çok büyük bir rol oynayacaktır. Bunun dışındaki her türlü konferans, toplantı vb. İsrail'in önüne geçmez, ona zaman kazandırır.”

İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ MECLİS’TE

İsveç’in NATO’ya Katılım Protokolü, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak dün Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edildi. İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: İsveç’in NATO’ya Katılım Protokolü, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 23 Ekim 2023 tarihinde imzalanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilmiştir.

Sonraki Haber