ABD, Olimpiyat ahengine engel olamayacak
İstinye Üniversitesi'nde yapılan forumda başta Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin olmak üzere konuşmacılar Olimpiyatların insanlık için önemine değindi. Forumda ABD'nin 'insan hakları'nı bahane göstererek yaptığı boykot çağrısının sporun doğasına zarar vereceği fikri öne çıktı
ÇİN’in başkenti Pekin’de düzenlenecek 2022 Kış Olimpiyatları öncesinde, İstinye Üniversitesi’nde Olimpiyat forumu yapıldı. İstinye Üniversitesi Vadi Kampüsü’nde 20 Kasım tarihinde düzenlenen forumda “İnsanlığın ortak geleceğini sporla kurmak” ana fikri üstünde duruldu. Türk Öğrenci Birliği, Kuşak ve Yol Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KUYÇAM), İstinye Üniversitesi ve Kuşak ve Yol Girişimi Dergisi’nin (BRIQ) öncülük ettiği forum, iki ayrı oturum halinde yapıldı.
‘BOYKOT MAHKUM EDİLMELİ’
Forumda özellikle ABD’nin başını çektiği bazı devletlerin Pekin Kış Olimpiyatları’na dönük boykot çağrıları masaya yatırıldı.Forumun açılış konuşmaları bölümünde ilk olarak Çin İş Geliştirme Dostluk Derneği ve BRIQ Dergisi Başkanı Adnan Akfırat söz aldı. Akfırat, şunları kaydetti: “İnsanlığın eşitlik temelindeki iş birliği arzusuna, dünya efendiliği iddiasında olan emperyalist devletler Olimpiyat Oyunları’nı boykot silahıyla darbe vuruyorlar. Oysa Olimpiyat Oyunları’na katılmak her sporcu için inanılmaz bir deneyimdir. Olimpiyatlarda hepimiz eşitleniriz. Sporcular yarışlarda rakiptir ama Olimpiyat Köyü’nde hepsi barış içindedir. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) devletlerden bağımsız olarak hareket eder. Olimpiyatlar sadece birkaç ülkenin ya da sporcunun etkinliği değildir. Oyunlara herkes katılabildiği sürece tüm dünya spor sayesinde birleşebilir. Boykot ise Olimpiyatlar’ın sağladığı dayanışmayı bozar ve sakatlar.” ABD Başkanı Joe Biden’ın “insan hakları ihlalleri” gerekçesiyle Pekin Kış Olimpiyatları’na boykot uygulama planına değinen Akfırat, “Bu sadece Çin’e değil, bütün dünyaya karşı küstahlıktır. Emperyalist devletlerin bu gölgeleme çabaları sonuç vermeyecektir. Olimpiyatlar, insanlığın ortak geleceğini birlikte inşa etmenin önemli bir adımıdır. Bu ortak çabayı gölgeleyecek her tutum yanlıştır ve tüm taraflarca mahkum edilmelidir” değerlendirmesini yaptı. Akfırat’ın ardından konuşma yapan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Spor Direktörü Erdem Doğan, ülkemizin Kış Olimpiyatları’na 1936’dan bu yana katıldığını anımsatarak, “Ülkemizde Gençlik ve Spor Bakanlığının da verdiği destekle kış sporu için tesisleşme konusunda önemli adımlar atıldı. Türkiye mevsimsel yapısı dolayısıyla kış sporlarına çok uygun. Kayak, buz pateni, curling, buz hokeyi ve kızak federasyonları yıllar içinde gelişimlerini devam ettirdi, bütçeleri arttı ve yarışmacı sporcular yetiştirmelerine imkan sağlandı. Pekin 2022 konusunda ise Türkiye 6 kayak sporcusuyla oyunlara katılmayı garantiledi. TMOK da sporcularımıza ve antrenman planlamalarına destek sağlıyor. Pekin 2022’nin bizim için bir basamak olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
'SPORUN GÜNLÜK YAŞAMDAKİ ÖNEMİ ARTTI'
Açılış bölümünde görüşlerini aktaran Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen, şunları söyledi: “Cimnastik, Olimpiyat Oyunları’nın ana branşlarından. En küçük yaşta başlanan spordur. Çin, cimnastikte en önemli ülkelerden biri. Çinli antrenörler de Türkiye’de çalışarak cimnastik sporunun gelişimine katkı sağladı. Biz 2012’de cimnastik olarak ilk defa Olimpiyat Oyunları’na katıldık. Sonraki süreçte madalya alan bir federasyon haline geldik. Bildiğiniz üzere spor etkinlikleri tarih boyunca dünyanın dört bir yanında önemli rol oynamıştır ancak tarihte hiçbir zaman spor günlük yaşamda bu kadar baskın olmamıştır. Elli yıl önce insanlar savaşıyordu, birbirlerini öldürüyordu. Spor önemli bir şeyi başardı bana göre: En azından sıcak savaşları bitirdi, her ne kadar soğuk savaşlar devam etse de… Spor müsabakalarını izlemek ve spor yapmak günlük hayatın stresinden uzaklaşmak ve toplu halde bir araya gelmenin yollarını sağlıyor ayrıca. Spor, günümüzde tüm duvarları yıkan bir dünya dili, bir ortak payda haline gelmiştir. Spor toplum yaşamında o kadar hayatidir ki, Birleşmiş Milletler spor ile ilgili şu tanımı yapıyor: Spor, dünya çapında saygı duyulması ve uygulanması gereken insan haklarıdır. Spor, kalkınma ve barışı tesis etme çabalarında giderek daha fazla tanınmaktadır.”
YAPAY ZEKA İLE EŞSİZLEŞEN OLİMPİYAT OYUNLARI
Liu Shaobin
AÇILIŞ kısmında son konuşmayı Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin yaptı. Sporun insan gelişimi için önemine dikkat çeken Shaobin, “Kovid-19 salgınına rağmen Çin tarafı kararlı bir şekilde uluslararası toplum için verdiği taahhütleri yerini getiriyor, hazırlık çalışmalarını devam ettiriyor” dedi. "Şimdiye kadar 3 ana yarışma bölgesindeki 8 spor tesisinde test yarışmaları yapıldı" diyen Shaobin şöyle konuştu: "Hazırlık sürecinde düşük karbon salınımı ve sürdürülebilirlik anlayışı benimsendi. Yüksek ve ileri teknoloji kullanıldı. Tüm spor tesislerinde yüzde 100 yeşil enerji kullanılacak, buz üstü sporların yapılacağı alanlarda sera gazı salınımı sıfırlanacak. Tesislerde yapay zeka da geniş alanda kullanılmaya başlandı. Ayrıca, salgınla mücadele için çalışma ve uzmanlar ekibi oluşturuldu. Salgını kontrol etme ve önleme tedbirleri hazırlayacağız. Pekin, bütün ülkelerin sporcularını bu buz ve kar şölenine davet ediyor. Olimpiyat bayrağı altında birlikte ortak ve güzel geleceğimize yürüyelim. Pekin Kış Olimpiyat Oyunları, Çin ve Türkiye'nin özellikle kış spor dalları arasındaki dostane ilişkilerine itici bir güç olacaktır. Türkiye hükümetine, TMOK'a ve Kış Olimpiyatları ile ilgilenen her kesimden arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz."
SPORUN ÖNCÜLERİ KONUŞTU
Forumda ilk oturumun başkanlığını Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür yaptı. Oygür, Olimpiyatların tam bir eşitlenme sağladığını kaydederek, sözü eski Galatasaraylı futbolcu Cevad Prekazi'ye bıraktı. Prekazi, konuşmasına futbol öyküsüne değinerek başladı: "1974'te Mitrovica'da ilk kez abimle birlikte aynı takımda idmanlara çıktım. Mahalle takımından sonra bir gün geldi ve acaba erken mi diye düşünmeme rağmen abimle idmana gittim. O gün çift kale maç oynadık ve bütün defansı çalımlayıp golü attım. Antrenör maçı durdurdu, abimi ve beni yanına çağırdı. Abime 'neden kardeşini daha önce getirmedin' diye sordu. Abim de bilmiyordu ki benim futbolumu... Hemen beni takıma aldılar. 10 ay içerisinde Partizan takımının profesyonel futbolcusu oldum. Partizan'dan sonra 6 ayda Yugoslavya genç takımına da seçildim."
Cevad Prekazi
Spor ve futbolun hayatını değiştirdiğini anlatan Prekazi, "O yaşta Belgrad'a gelip Partizan'da oynamak inanılmaz bir şeydi, Hajduk Split'te oynadım, Amerika'ya gittim ve en son Türkiye'ye gelip 8 sene oynadım. Türkiye'de ilk günden itibaren neler yaptım belli, karşılıklı o saygı ve sevgi... Müthiş şeylerdi. Türkiye'yi hayat boyunca asla unutmam. Kalbim Türkiye sevgisiyle dolu, Türklere saygıyla dolu. Halen bana büyük sevgi duyuyorlar. Demek ki bir şeyler başarmışım" şeklinde konuştu.
Sporda devletin rolüne değinen Prekazi, şunları kaydetti: "Yugoslavya'da en büyük rol devletindi. Her sporda böyleydi. Basketbol, hentbol, boks, su sporları... Her şey bedava idi. Sokak aralarında bile oyun sahaları yapılmıştı. Gençler istediği sporu yapabilirdi. Her spor dalı için sahalar vardı. Şimdi Yugoslavya parçalandı, parasız hiçbir şey yok. Para en büyük suçludur. Sosyalizm gerek ki insanlar mutlu olsun. Bu dünyaya bir Che Guevara lazım."
Sümeyye Boya
Paralimpik Oyunları'nda 4'üncü olan milli yüzücü Sümeyye Boyacı, yaptığı konuşmada, "10-11 yaşlarındayken dünya barajını geçmiştim. Kamplarda, milli sporcu olmak için sadece yetenek değil spor etiğine uyan davranışlar da değerlendiriliyor. İlk uluslararası yarışıma 12 yaşında katıldım. Serilerde 2 gümüş 2 bronz madalya elde ettim. Dünya Şampiyonalarında ve Avrupa Şampiyonalarında da madalyalar aldım" ifadelerini kullandı.
Tokyo Olimpiyatları'nda bronz madalya elde eden milli tekvandocu Hakan Reçber ise “Spor evrensel bir dil, uluslararası organizasyonlar dünyanın her yerinden insanları bir araya getiriyor. Din, dil, ırk ayrımı kalmıyor, bu dünyamız için müthiş bir şey” dedi.
BOYKOT GİRİŞİMİ AMACINA ULAŞAMAYACAK
Fahri Erenel
FORUMUN ikinci oturumu İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Suat Eren Özyiğit'in başkanlığında yapıldı. İlk olarak, Prof. Dr. Fahri Erenel konuşma yaptı. Erenel, "Çin ilk kez Olimpiyat düzenlemiyor. 2008 Olimpiyatları'nı da düzenledi. 2008'de olduğu gibi 2022 öncesinde de Olimpiyatlara 3-4 ay kala ABD, İsveç ve Uluslararası Af Örgütü'ndensesler yükselmeye başladı. 'Boykot' kelimesi Olimpiyatlar ve insanlık için en tehlikeli kelimedir. İnsanlık bu girişime izin vermemelidir. ABD'yi endişelendiren, Çin'in spora yatırımları ve yükselişidir. ABD ekonomik anlamda geride kaldığı ve hegemon olma iddiasını yitirdiği için kendi yaptıklarına bakmadan Çin'i insan hakları konusunda suçluyor. Çin, Olimpiyatlarda madalya konusunda ABD'yi yakalıyor. Çin hem başarıları hem de tesisleriyle ABD'nin ve Batı'nın korkulu rüyası olmaya başladı. ABD bu yüzden (Olimpik branşlarda) iddialı olduğu ve medyada kendisine geri dönecek konularda baskı yapıyor. Geçmişteki son 5-6 Dünya Şampiyonasında ABD'nin insan hakları konusunda yaptığı başvuru var mı? Boykot var mı?" değerlendirmesini yaptı.
'ÇİN KIŞ SPORLARINDA DA ATILIMDA'
Çin'in kış sporları konusunda da atılımda olduğunu aktaran Erenel, "Çin kış sporlarını geliştirme programı uyguladı, dünyada ilk olarak. Madalya sayısında ve tesisleşmede atağa geçtiler. 2022 öncesinde de tüm tesisleri hazır hale getirdiler" dedi. Olimpiyatların hedefine değinen Erenel, "barışçıl toplum" ve "spor yapmanın insan hakkı olduğu" vurgusuyla şunları söyledi: "ABD, yarışmacıların katılımın engelleyerek onların hakkını engelliyor. Bunu da 'diplomatik boykot' adıyla yapmaya çalışıyor."
Erenel, insan hakları konusunda ABD'nin ırk ayrımcılığına da değindi ve 1968 Meksika Olimpiyatları'nda Tommie Smith ve John Carlos'un eylemini hatırlattı. Meksika'daki 200 metre final koşusunda birinci olan Smith ve üçüncü sıradaki Carlos ABD'deki ırkçılığı protesto amacıyla siyah eldiven giyerek yumruklarını ABD marşı sırasında havaya kaldırmışlardı.
Prof. Dr. Umut Başoğlu ise Türkiye nüfusunun dörtte birinin çocuklardan oluştuğunu ifade ederek çocuklarımıza doğru hareket etmeyi ve spor yapmayı öğretmenin önemine dikkat çekti.
İkinci oturumun son konuşmasını Aydınlık Gazetesi Spor Yazarı Cem Zeren yaptı. Zeren, Tokyo Olimpiyatları'nda IOC Başkanı Thomas Bach'ın konuşmasına değinerek, "Nagazaki ve Hiroşima'yı 9 saniyede yerle bir eden bombadan nasıl bahsedilmez? 'Barış' dedi ama deprem ve tsunamilere sözü getirdi. Halbuki asıl acı Hiroşima'daydı. Kapanışta sınırların kalkmasından bahsedildi ama Olimpiyatların güzelliği sınırları olan ulus devletlerin mücadelesidir. Mülkiyetin kalkmasından bahsedildi ama Olimpiyatların sponsorlarına bakıyorsunuz, kredi kartı şirketleri, araba şirketleri! Ayrıca doping yalanı ile Rusya'nın yanına Kuzey Kore'yi, Tayland'ı, Endonezya'yı kattılar ama ortada delil yok. Rusya milli bayrağıyla yarışmalara katılamıyor. Ayrıca, Olimpiyat Elemeleri de Batı ülkelerinin lehine olacak şekilde yapılıyor. Batı ülkelerinin başarılı olduğu branşlarda kategoriler artıyor, Doğu ülkelerinin başarılı olduğu sporlarda ise azaltılıyor. IOC, Batıya madalya kazandırmak için Olimpiyatlara tırmanma, break dance, kaykay gibi branşları ekleyerek Olimpiyatları adeta bir televizyon programına çeviriyor" şeklinde konuştu.