Savaş hazırlığının ‘yol haritası’

ABD ve Güney Kıbrıs, yeni bir savunma işbirliği anlaşması imzaladı. Pentagon’un bu anlaşma ile Rum Ordusu’nu eğitip donatması, NATO ile uyumlu hale getirmesi bekleniyor. Amiral Deniz Kutluk, Türkiye’nin, ABD’nin Kıbrıs’taki varlığını sorgulaması gerektiğini söyledi

ABD'nin Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander, pazartesi günü Lefkoşa’ya giderek Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Savunma Bakanı Vassilis Palmas ile dikkat çeken bir anlaşmaya imza attı. 2024-2029 yılları arasındaki savunma işbirliğinin yol haritasını belirleyen anlaşma, Lefkoşa'daki Savunma Bakanlığında düzenlenen bir törenle imzalandı.

İmza töreninde konuşan ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wallander, “Bu yol haritası, ortak güvenlik hedeflerimizi ilerletiyor ve özellikle son iki yılda ilişkilerimizde kaydedilen kayda değer gelişmeleri teyit ediyor.” dedi.

“Kıbrıs Cumhuriyeti, Avrupa ve Doğu Akdeniz'de ABD'nin güçlü bir ortağıdır ve Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'nun kesişme noktasında önemli bir rol oynamaktadır.” diyen Wallander, Güney Kıbrıs'ı, geçen yıl Sudan ve İsrail'den tahliye edilen Amerikalı sivillere “güvenli bir liman” olduğu için ve Gazze'ye 9 milyon tondan fazla insani yardımın gönderildiği bir deniz koridorunun kurulmasındaki “kilit rolü” nedeniyle övdü. Wallander, “Kıbrıs'ın Batı'nın yanında yer aldığı açıktır.” diye konuştu.

Rum Savunma Bakanı Palmas da, “Bu yol haritası ilişkilerimizi daha da geliştirme ve derinleştirme yönünde güçlü bir kararlılığı temsil ediyor.” ifadelerini kullandı. Palmas, Güney Kıbrıs'ın ABD ile daha yakın, daha güçlü ve faydalı ikili savunma işbirliğine doğru ilerlemeye devam edeceğini söylerken, Wallander da bu sözleri teyit ederek anlaşmayı ABD-Güney Kıbrıs savunma ilişkilerinde önemli bir “dönüm noktası” olarak nitelendirdi.

‘DOĞU AKDENİZ HAYATİ ÖNEM TAŞIMAKTADIR’

İmzaların ardından ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), dün bir açıklama yayınladı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Avrupa ve Doğu Akdeniz'in istikrar ve güvenliği, Amerika Birleşik Devletleri ve Kıbrıs Cumhuriyeti için hayati önem taşımaktadır. Bu bölgedeki güvenlik sorunlarının karmaşıklığı ve değişen doğası, barış, istikrar, demokratik ilkeler ve hukukun üstünlüğünün korunmasını sağlamak için benzer düşünen ortaklar arasında savunma ve güvenlik konularında uyanıklık, katılım ve yakın işbirliğini zorunlu kılmaktadır.

“Bu amaçla, ABD Savunma Bakanlığı ve Kıbrıs Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı, ikili savunma işbirliği çabaları için bir yol haritası imzalayarak mevcut ve öngörülen uluslararası güvenlik endişelerini ele almak üzere işbirliği yapma taahhütlerini bir kez daha teyit etmektedirler.

"Yol haritası, iklim değişikliğinin ulusal güvenlik üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere insani krizlere müdahaleyi artırma, kötü niyetli eylemlerle başa çıkma ve askeri kuvvetler arasında birlikte çalışabilirliği sağlama gibi temel güvenlik endişelerini daha iyi anlamak ve ele almak için bir çerçeve oluşturmaktadır.

"Nihayetinde yol haritası kapsamındaki tüm çabalar bölgede istikrar, güvenlik ve refahın teşvik edilmesine yöneliktir. Savunma Bakanlıkları arasındaki bu savunma işbirliğinin geliştirilmesi, her iki ülkenin de Doğu Akdeniz'de karşılıklı yarar sağlayan politika hedeflerini desteklemeye daha iyi hazırlanmaları için memnuniyet verici bir fırsattır.”

‘HRİSTODULİDİS ABD’NİN ROLÜNÜ ANLIYOR’

Diğer yandan Wallender, imza töreninin ardından Rum Lider Nikos Hristodulidis’i de ziyaret etti. Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu (RIK)’nun aktardığına göre Wallander, burada yaptığı açıklamada “Başkan Hristodulidis, bölgesel güvenlik ve istikrar taleplerinin yanı sıra ABD’nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile ortaklık içinde halkının güvenliğini artırmadaki rolünü anlıyor.” dedi.

RIK, söz konusu haberinde yeni imzalanan savunma anlaşmasına da değinerek, bu durumun Türk yetkilileri kızdıracağını kaydetti. Haberde, “Henüz resmi bir yanıt gelmemiş olsa da, Ankara geçmişte benzer girişimleri ‘istikrarı bozucu eylemler’ olarak nitelendirmişti.” ifadelerine yer verildi.

‘TÜRKİYE GÜVENLİĞİ SAĞLAMIŞ ABD’NİN ADADA NE İŞİ VAR?’

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, ABD ile Güney Kıbrıs arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin Ulusal Kanal ekranlarında değerlendirmelerde bulundu. Yeşim Eryılmaz’ın konuğu olan Kutluk, şu ifadeleri kullandı:

‘ZEMİN YOKLAMASI YAPILIYOR’

“Bu anlaşma, bir savunma anlaşmasının yol haritası diye geçiyor. Dolayısıyla anlaşmanın kendisi henüz ortada yok. Ama zemin yoklaması yapılıyor gibi gözüküyor. Bence bu sadece Rum tarafına yönelik bir zemin yoklaması değil, herhalde Türk tarafını da yokluyorlar. Türkiye’nin tepkisinin ne olacağını tahmin etmeye çalışıyorlar.

"Malumunuz ABD, Kıbrıs yıkılmış cumhuriyetinin garantörleri arasında değil, aynı Lozan’da ve Montrö’de taraf olmadığı gibi, Kıbrıs’ı garanti eden anlaşmaların da tarafı değil. Dolayısıyla Kıbrıs’ta askeri varlık bulundurması için hiçbir sebep yok. Ama öyle anlaşılıyor ki Kıbrıs, İncirlik’i 2016 darbe girişiminden beri kullanamadığı düşünüldüğünde ABD’ye bir seçenek sunuyor gibi gözüküyor.

"Kıbrıs, konumu itibarıyla hem Ortadoğu’ya hem Kuzey Afrika’ya hem de Avrupa’ya merkezi bir konumda bulunuyor. Bu da Kıbrıs adasını doğal bir uçak gemisi haline getiriyor. Bu sebeple doğrudan doğruya Rum tarafıyla ilişkileri geliştirebilir miyiz diye bir zemin yoklaması içinde olsalar gerek. Şimdiye kadar içinde oldukları girişimler, kayda değer sayılmayabilir. Bir eğitim işbirlikleri var, bir hafif silahlanma imkânları var, ama bu yeni bir durum, bunun arkasında ne var beklemek lazım.

‘ADANIN TAMAMINI KAYBEDERLER’

“Şu tespiti yapalım. Bu bölgede Rum tarafının yaptığı askeri bir girişim Türkiye’ye egemen olamaz. Rum tarafının silahlanması ya da Rum tarafına bazı devletlerin destek olması, Türkiye’nin pozisyonunu etkilemez. Etkileyeceğini zannederek büyük devlet oyunları oynamaya kalkanlar da adanın tamamını kaybederler. Bunu böyle bilmek lazım.

"Türkiye 50 yıldır adada güvenliği sağlamış durumda. Dolayısıyla bu güvenliğin daha fazla sağlanmasına gerek yok. Burada Türkiye’nin atması gereken adımlar da var. Bir defa Rum tarafına, siz benimle barış görüşmeleri yapmaya çalışırken nasıl olur da askeri planlarınızı geliştiriyorsunuz deme hakkı var? Amerika’ya da sorması gerekenler var. Çünkü ABD, bu oyunun dışındadır. O halde ne işi var orada?

‘HESAP SORMALIYIZ’

“Rum tarafının aklından çıkarmaması gereken konular var, bunları diplomatik olarak hatırlatma işi KKTC’ye düşer. Ama Türkiye’nin de ABD’ye bunu söylemesi lazım. Hem diplomatik olarak hem de cevap alamazsa Güvenlik Konseyi’nde soru önergesiyle sorması lazım. Çünkü bu barışı sobate eden bir adım. 50 yıllık barışı bozan adımlar atıyor Amerika ve şimdilerde zemin testi yapıyor.

"O halde ABD’ye burada ne işi olduğunu sormamız lazım. Yani biz bu adada güvenliği sağlamış bulunuyoruz. Adanın anlaşması belli, kurucu ve güvenlik anlaşmaları var. Yaptıkları bunlara aykırı. O halde bize borçlu olduğu bir açıklama var.

"Bunun ötesinde şunun da altını çizmemiz lazım ki, adada askeri çözüm Türkiye’nin dışında olamaz. Bunlar kanlı ve acı sonuçlar verir. 50 yıldır olmayan şeyleri yapmaya gerek yok. O zaman bizim muhataplarımıza hesap soran bir vaziyete geçmemiz lazım.”

NATO’YA İLK ADIM

ABD, Güney Kıbrıs’a 35 yıldır uyguladığı silah ambargosunu 2022 yılında kaldırmasının ardından, Rum Milli Muhafız Ordusu’nu da New Jersey Eyaleti Milli Muhafızı ile eşleştirerek Devlet Ortaklığı Programı (State Partnership Program) başlattığını duyurmuştu.

Söz konusu program, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından eski Varşova Paktı ülkelerinin “kendi ordularını ve demokrasilerini kurmalarına destek olmak” gerekçesiyle oluşturulmuştu. Devlet Ortaklığı Programı faaliyetleri bir kez başladıktan sonra, ev sahibi ülkenin diğer üyeliklerine bakılmaksızın devam ediyor. ABD'ye göre bu program, doğası gereği yakın müttefikler yaratıyor.

Rum Yönetimi'nin programa dahil olmak için 2022'de yaptığı başvurunun ardından dönemin Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez ve 7 Kongre üyesi, ABD Ulusal Muhafız Bürosu Stratejik Planlar ve Politika Direktörü Tümgeneral Randolph Staudenraus'a bir mektup yazmıştı. Bu mektupta başvuruya güçlü bir şekilde destek sunduklarını bildirmişlerdi.

Mektupta, 20 yıllık ortaklık ile New Jersey Ulusal Muhafız Ordusu'nun Arnavutluk'ta görev yaptığı ve bu işbirliğinin Arnavutluk'un NATO üyesi olmasında önemli bir etken olduğu vurgulanmıştı.

ABD'nin Doğu Akdeniz'de güvenlik çabalarını desteklediği de eklenen mektupta, “New Jersey'den Arnavutluk’a rutin olarak KC-135 ve C-32'lerin uçuşu gerçekleşiyor. Arnavutluk’tan da Güney Kıbrıs’a ekstra bir buçuk saatte uçuş gerçekleştirilebilir.” denilmişti.

Sonraki Haber