ABD'den Ortadoğu'da yeni birleşik görev gücü

ABD, küresel deniz hegemonyasının en önemli unsurlarından olan 'Birleşik Deniz Kuvvetleri' bünyesinde beşinci görev gücünü oluşturdu.

ABD Donanması'nın “çok uluslu güvenlik ortaklığı” olarak kurduğu Bahreyn merkezli Birleşik Deniz Kuvvetleri (CMF), 22 Mayıs'ta kuvvet bünyesinde yeni bir birleşik görev gücü oluşturulduğunu duyurdu. CTF-154 adı verilen bu yeni görev gücü, Ortadoğu merkezli görev yapacak ve Körfez'den Süveyş'e kadar uzanan sorumluluk sahasında müttefik donanmaları eğitmeye ve operasyonel kabiliyetleri geliştirmeye odaklanacak. ABD 5. Filosu ve CMF Komutanı Koramiral Brad Cooper yaptığı açıklamada, “CTF-154'ün kurulması, yeni eğitim fırsatları yoluyla ortaklıkları güçlendirme ve genişletme konusundaki derin kararlılığımızı göstermektedir.” dedi.
CMF'den yapılan açıklamada da CTF-154'ün bölge genelinde çok uluslu eğitimlere öncülük edeceği belirtildi. Açıklamaya göre eğitim faaliyetleri beş temel alanı kapsayacak: denizcilik bilinci; deniz hukuku; denizde önleme, denizde kurtarma ve yardım; liderlik gelişimi. Başlangıçta komutası ABD Donanması tarafından yürütülecek olan görev gücünün liderliği, daha sonra katılımcı ülkeler tarafından sırasıyla devralıncak.

ABD'NİN DENİZ HAKİMİYETİ İÇİN ÇALIŞIYOR

ABD 5. Filosu'nun liderliğinde kurulan ve 38 ülkenin üye olarak yer aldığı Birleşik Deniz Kuvvetleri bünyesinde dört görev gücü daha bulunuyor. Bunlardan 2002 yılında kurulan CTF-150 Umman Körfezi, Kuzey Hint Okyanusu ve Aden Körfezi'nin bir bölümünde deniz güvenliği operasyonları yürütüyor; 2009'da teşkil edilen CTF-151 bölge genelinde korsanlıkla mücadele harekatı yürütüyor; 2004'te oluşturulan CTF-152 Körfez ve Hürmüz Boğazı'ndaki deniz güvenliğinden sorumlu; geçen yılın nisan ayında kurulan CTF-153 de Aden Körfezi, Bab el-Mendeb Boğazı ve Kızıldeniz'de kapasite inşası faaliyetleri yürütüyor.
Toplamda beş görev gücünden oluşan Birleşik Deniz Kuvvetleri, esasında ABD'nin deniz hakimiyetini ve bu yolla küresel hegemonyasını korumayı hedefliyor. 3,2 milyon milkarelik sahada görev yapan Birleşik Deniz Kuvvetleri, “Kurallara Dayalı Uluslararası Düzeni” korumak adı altında deniz ticaret yollarının kontrolü ve tehdit gördüğü ülkelere karşı denizde önleme faaliyetleri yürütüyor.

ÇİN VE RUSYA DAHİL DEĞİL

Birleşik Deniz Kuvvetleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları üzerine kurulmuş olmasına rağmen, dünyanın en büyük deniz ticaret filosuna sahip Çin ve Rusya gibi ülkeler bu birleşik kuvvet içinde yer almıyor. Çin ve Rusya daha çok kendi milli konvoylarını korumak üzere ulusal deniz kuvvetleri ile bölgede harekâtlar icra ediyor.
Xinhua'nın verdiği bilgiye göre; Çin Deniz Kuvvetleri’nin Aden Körfezi, Bâb el-Mendep Boğazı ve Somali açıklarındaki refakat ve koruma görevleri; su üstü gemileri, hava araçları ve 700’den fazla personel desteğiyle yürütülüyor. Bu görevler Cibuti, Kenya, Pakistan, Umman ve Suudi Arabistan limanlarının kullanımıyla ifa ediliyor. Çin Donanması, son 10 yılda toplamda 26 bin askeri personelinin dâhil olduğu operasyonlarda 6 bin 595 gemiye refakat etmiş, 60 Çinli ve yabancı geminin de kurtarılma operasyonuna katılmış durumda.

İSRAİL'İN DE KUVVETE ALINMASI İSTENİYOR

Diğer yandan kuvvet içinde yer almayan İsrail'in de görev gücüne dahil edilmesi için hazırlıklar sürüyor. Bu kapsamda Pentagon, daha önce Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (EUCOM)'nın sorumluluk sahasında olan İsrail'i, 2021 yılında Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM)'nın sorumluluk alanına kaydırdı. Böylece yakın bir dönemde İsrail Donanması'nın da özellikle CTF-153 görev gücüne katılması bekleniyor. Konuyla ilgili geniş bir analiz yayınlayan “Demokrasileri Savunma Vakfı (FDD)”, şu değerlendirmelerde bulunuyor:
İran ve terör uzantıları, Kızıldeniz'i yasadışı kaçakçılık yapmak ve uluslararası deniz taşımacılığını sekteye uğratmak için kullanmaya devam ediyor.
Seyrüsefer özgürlüğünü, bölgesel istikrarı ve hukukun üstünlüğünü destekleyen ülkeler İran'ın bu stratejisinin yanına kâr kalmasına izin vermemelidir.
Amerika Birleşik Devletleri ve Arap ortakları, deniz saldırganlığını ve yasadışı faaliyetleri ortaya çıkarmak ve bunlara karşı koymak için Ortadoğu'da büyük, yetenekli ve birleşik bir koalisyon kurmaya çalışmalıdır.
Bir sonraki adım olarak İsrail, CMF'nin resmi bir üyesi olarak kabul edilmeli ve CTF-153'e katılmalıdır.
Pentagon, İsrail'i ABD Merkez Komutanlığı'nın sorumluluk alanına eklemiş ve bunun bölgesel güvenliği destekleyebileceğini ve Tahran ve terör vekillerine karşı daha yetenekli ve birleşik bir caydırıcılık yaratabileceğini kabul etmiştir. Aynı gerekçeler İsrail'in Birleşik Deniz Kuvvetleri'ne katılmasını destekleme konusunda da ilham vermelidir.

BAE CTF-153'TEN ÇEKİLDİ

Birleşik Deniz Kuvvetleri'nde yaşanan son sürpriz ise Birleşik Arap Emilikleri (BAE)'nin kuvvetten çekilmesi oldu. BAE, bu çok uluslu ortaklık yapısından 2 ay önce çekildiğini duyurdu. Ülkenin resmi haber ajansı WAM'da yayımlanan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Ülkemiz, bölgenin güvenlik ve istikrarı için ortak hedefleri gerçekleştirme aracı olan barışçıl diyalog ve diplomasiye bağlıdır. Tüm ortaklarımızla etkin güvenlik işbirliğine yönelik sürekli değerlendirmemizin bir sonucu olarak 2 ay önce Birleşik Deniz Kuvvetleri'nden çekildik. Uluslararası hukuk bağlamında kendi denizlerimizdeki seyrüsefer güvenliğini sağlama taahhüdümüzü sürdürüyoruz.” denildi.
Bu kararda BAE ile İran arasında yürütülen normalleşme sürecinin de etkili olduğu değerlendiriliyor. Bir süredir BAE ile yeniden diyaloğa başlayan İran, 7 yıl sonra geçen nisan ayında BAE'ye büyükelçi atama kararı almıştı.

TÜRKİYE CTF-151'DE

Türk Donanması da uzun yıllardır Birleşik Deniz Kuvvetleri bünyesinde yer alan CTF-151 içinde görev yapıyor. CTF-151 birleşik görev gücü, esas olarak Aden Körfezi, Somali açıkları ve mücavir bölgelerdeki deniz haydutluğu ile mücadele faaliyetlerine odaklanıyor. Dönem dönem komutasını da üstlendiğimiz CTF-151'e gemi gönderebilmek içinse, ilki 2009 yılında çıkarılan tezkere her yıl TBMM'de birer yıllığına uzatılıyor. Türk Deniz Kuvvetleri, sonuncusu 25 Haziran-10 Aralık 2020 tarihleri arasında olmak üzere toplam altı kez CTF-151’in komutasını üstlendi. Türkiye'nin bu kuvvette ne kadar süre görev alacağı bilinmiyor. Ancak ABD komutasında yürütülen bu görevin, özellikle Çin, Rusya ve İran tarafından hoş karşılanmadığı aşikar.

Sonraki Haber