ABD’den Sincar hamlesi

Türkiye’nin Bağdat ve Erbil’i de devreye sokarak Kuzey Irak’taki PKK mevzilerine yönelik duyurduğu operasyon hazırlığı, ABD’yi bölgede yeni hamleler yapmaya zorladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 yıl sonra 23 Nisan 2024’te Irak’a giderek yaptığı temaslar, bölgede etkisini göstermeye başladı. Ziyaret sırasında Bağdat ve Erbil’i ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki Türk heyeti, güvenlikten ekonomiye, enerjiden ticarete kadar tam 26 anlaşmaya imza atmıştı. Böylece Irak Merkezi Hükümeti ilk kez terör örgütü PKK’yı “yasaklı örgüt” ilan ederken, terörle mücadelede ortak mekanizmaların oluşturulması kararlaştırılmıştı.

Ziyaretin en önemli anlaşması ise Kalkınma Yolu’nun inşasına yönelik 4 ülke arasında imzalanan mutabakat zaptıydı. Türkiye, Irak, Katar ve BAE’li yetkililerin imzaladığı proje kapsamında, Irak'ın FAV Limanı'ndan Londra'ya kadar kesintisiz kara ve demir yolu inşa edilecek. Söz konusu hattın yakınında bulunan en kritik noktalardan biri ise Sincar olacak. Terör örgütünün son yıllarda Kandil’den daha önemli bir merkezi haline gelen, Irak ile Suriye arasındaki geçişleri kontrol eden Sincar, bu büyük kalkınma yolunun önündeki en önemli engellerden biri olarak duruyor. Ankara ve Bağdat ise Sincar’ın terörden arındırılması konusunda hemfikir olurken, buradaki güvenliğin sağlanmasında Haşdi Şabi’nin de rol alması konusunda anlaşmış görünüyor. Nitekim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor: “Haşdi Şabi’nin Sincar'ı PKK'dan temizlemeye istekli olduğuna inanıyorum. PKK orayı terk etmezse, ülkesini seven her Iraklı asker, vatanını işgal etmiş bu terör örgütüne karşı savaşacaktır.”

Terör örgütü PKK'nın Sincar kampı, Türkiye sınırına 100 kilometre uzaklıkta bulunuyor ve Suriye ile Irak'taki PKK/PYD'li teröristler arasında köprü görevi görüyor.

SİNCAR’IN SÖZDE İNŞASI

İşte Sincar’ın temizlenmesinin gündeme gelmesi ve Türkiye’nin Haşdi Şabi’yi de Irak Ordusu’nun bir parçası olarak sürece dahil etmesi, başta terör örgütü PKK/PYD olmak üzere ABD’yi telaşlandırdı. Bölge kaynakları, şimdilerde Amerikalıların Sincar’a yönelik yeni “yatırım” planları yaptığını bildiriyor. Sincar’ın bağlı olduğu Ninova kentinin valisi de bu bilgileri doğruluyor. Geçen günlerde ABD’yi ziyaret eden Ninova Valisi Abdülkadir Dexil, dün ABD’deki görüşmelerine ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Ziyareti sırasında Sincar’a yatırımları görüştüklerini belirten Vali Dexil, ABD’lilerin Sincar’ın yeniden inşasına büyük önem verdiğini söyledi. Vali’ye göre ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), önümüzdeki dönemde Sincar’ın yeniden inşası ve mültecilerin geri dönüşüne yönelik hamleler yapacak. Ayrıca ABD’li yetkililerle Musul Uluslararası Havalimanı’nın yeniden inşasını da ele aldıklarını kaydeden Ninova Valisi, ABD'li şirketlerin söz konusu havalimanının yeniden inşasının da yüzde 30'unu üstlendiğini söyledi.

Bölge uzmanları, ABD’nin Sincar’a yönelik sözde yatırım planlarının arkasında, bölgenin PKK’dan temizlenmesini önlemek olduğunu bildiriyor. Çünkü Sincar’ın düşmesi, aynı zamanda Suriye’deki terör örgütüne yönelik lojistik desteğin de büyük bir darbe yemesine neden olacak.

PKK’DAN ÖZERKLİK ADIMI

Terör örgütü PKK, Sincar’da Aralık 2023’te düzenlenen sözde seçimleri özerklik ilanına çevirmişti. PKK’nın yayın organlarından RojNews, “Şengal(Sincar) ve Ninova ovasında kazanan Özerk Yönetim, kaybeden KDP oldu!” başlıklı haberinde şu ifadeleri kullanmıştı:

“Ninova seçimlerinin ardından Şengal’in özerkliğinin tanınmasının önü açıldı. İttifak ve birlik politikası hem Şengal’de hem de Ninova ovasında başarıya ulaştı. Ezidi halkı bir kez daha Şengal’in artık KDP’nin kontrolünde olmadığını ilan etti. Şengal’de kazanan Özerk Yönetim kaybeden KDP oldu!”
Türk Devleti’nin, Barzani’nin partisi KDP ile işbirliği içinde bölgede “Yeni Osmanlı” politikası yürüttüğü savunulan haber, şöyle devam ediyordu:

“Bu seçim Şengal için referandum düzeyindeydi. Şengal’deki bileşenler, 3 Ağustos 2014 fermanı sonrası yeni bir siyasi ve toplumsal fikir ve yol inşa etmek için 9 yıl boyunca ağır bedeller ödedi. Bu da Önder Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus ve demokratik özerklik sistemi fikriydi. Özellikle Ezidi halkı özerklik sistemini kendi varlıklarını koruma sistemi olarak görüp tüm güçlerini bu sistemin inşası için harcadı.

Bu seçimlerde zafere ulaşmak adına Şengal’deki güçler arasındaki ittifak geliştirildi. Bu temelde PADÊ, KYB, Teqedum ve Şengal’deki bileşen temsilcileri bir araya gelerek Ulusal Bileşen ve Güç Koordinasyonu’nu kurdu. Bu ittifak sadece seçim değil, Şengal’deki yeniden inşa süreci ve idari kurumlar için ortak bir siyasi cephe oluşturulması amacıyla kuruldu.”

Sonraki Haber