AB’de Schengen krizi! Sınır kontrolleri geri mi dönüyor?

Almanya'nın Polonya ve Çekya sınırlarında mobil kontrollere başlaması üye ülkeler arasında iç sınırları kaldıran Schengen Anlaşması'nı tekrar tartışmaya açtı. Kimi ülkeler kaçak göçle mücadele için sınır kontrollerine başvuruyor. Uzmanlar bunun bir domino etkisi yaratabileceğini belirtiyor

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri çeşitli toplantılar, buluşmalar ve zirvelere rağmen göç krizini birlik içerisinde çözemedi. En son Almanya’nın kendi başına aldığı önlemler, birlik içerisinde çatlak olarak yorumlandı. Özellikle sınırlara ilişkin getirilen kontroller “Schengen vizesi”ni tehlikeye sokuyor. Schengen Anlaşması'nın temel ilkelerinden biri vatandaşların serbest dolaşımı hakkına sahip olması, dolayısıyla ülkelerin iç sınırlarında kontrollerin olmaması. Bununla birlikte, anlaşmada özellikle kamu düzeni veya iç güvenliğe yönelik bir tehdit söz konusu olduğunda, sınır kontrollerinin geçici olarak eski haline getirilmesini sağlayan maddeler bulunuyor. 2023 yılında en az yedi Schengen ülkesi bu hükümden yararlandı.

Berlin, Polonya ve Çek Cumhuriyeti ile sınır kontrollerinin yeniden başlamasını insan kaçakçılarıyla mücadelesine bağlıyor.

ÇEKİCİ BİR STRATEJİ

Messina Üniversitesi Siyaset Bilimi Doçenti Eugenio Cusumano “Schengen Sınırlar Kanunu, üye devletlerin ulusal güvenliklerine yönelik ciddi bir tehdit durumunda, tedbirin son çare olarak gerekli olması ve geçici olması koşuluyla, sınır kontrollerini yeniden başlatmalarına izin vermektedir. Şu anda Schengen ülkeleri bu koşulları çok geniş yorumluyor.” ifadelerini kullandı.

Siyaset bilimciye göre bu durum bir “domino etkisi” yaratıyor ve sınır kontrollerine başlayan devletin komşu ülkeleri de onu örnek alıyor. Cusumano “Sınır kontrollerinin geri getirilmesi, halka hükümetin göç konusunda sert olduğu yönünde bir sinyal olarak kullanılıyor” diyor ve bunun popülist duyguların yükseldiği bir dönemde çok çekici bir strateji olduğunu belirtiyor.

KIRILGANLIĞIN YANSIMALARI

Avrupa Politikaları Merkezi Göç Programı Başkanı Alberto-Horst Neidhardt ise mevcut gelişmeleri “Schengen bölgesinin kırılganlığının bir başka örneği.” olarak yorumluyor.

Almanya ve şimdi de diğer üye ülkeler sınır kontrollerini yeniden başlatıyor. Bunun siyasi olmak üzere çeşitli nedenleri var. Neidhardt, “Özellikle de yerel ve ulusal düzeyde yaklaşan seçimler, merkezi hükümetler üzerinde baskı yaratıyor.” sözlerini kullanıyor.

Neidhart, bunun aynı zamanda Avrupa ülkelerine çok sayıda göçmenin gelmesiyle de bağlantılı olduğunu belirtiyor. Sınırların olmaması sayesinde mülteciler kıta genelinde serbestçe hareket edebiliyor ve Almanya başta olmak üzere bazı AB ülkelerinde son aylarda iltica başvurularında keskin bir artış görüldü. Berlin, Polonya ve Çek Cumhuriyeti ile sınır kontrollerinin yeniden başlamasını insan kaçakçılarıyla mücadelesine bağlıyor. Slovenya, Schengen bölgesine yeni katılan Hırvatistan'la olan sınır geçişlerinde gözetimi arttırıyor. Schengen Anlaşması Haziran 1985'te beş ülke- Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg- tarafından Lüksemburg, Fransa ve Almanya sınırlarının birleştiği Moselle Nehri üzerinde Prenses Marie-Astrid gemisinde imzalandı. Antlaşmaya en yakın yerleşim yeri olan Schengen'in adı verildi. Daha sonra genişleyen Avrupa Birliği'nin neredeyse tüm ülkelerinin yanı sıra İsviçre, İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn da katıldı. İrlanda, Büyük Britanya ile yaptığı ayrı bir anlaşma nedeniyle Schengen'e katılamadı.

BULGARİSTAN VE ROMANYA

İki AB ülkesi, Bulgaristan ve Romanya da Schengen grubuna katılabilmek için 15 yılı aşkın bir süredir bekliyor. Avrupa Parlamentosu grup ülkelerinin hükümetlerine, Bulgaristan ve Romanya'nın gerekli tüm koşulları yerine getirdiklerini belirterek, Schengen'e katılmalarına bir an önce izin vermeleri yönünde defalarca çağrıda bulundu. Eylül ayında Birliğin Durumu konuşmasını yapan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bunun “daha fazla gecikmeden” yapılması gerektiğini söyledi. Neidhardt, “Bu elbette milyon dolarlık bir soru ve korkarım bunun ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmek için kristal bir küreye sahip değilim.” ifadelerini kullandı.

Yeni üyelerin Schengen'e dahil olabilmesi için gruptaki tüm ülkelerin olumlu oy vermesi gerekiyor. Hollanda ve Avusturya, “Balkan rotası” olarak adlandırılan güzergâh üzerinden Avrupa'ya seyahat eden çok sayıda göçmenin AB'ye giriş yaptığı rota olduklarını söyleyerek Bulgaristan ve Romanya'nın katılımını engelliyor.

Sonraki Haber