ABD’nin Güney Kafkasya’da hedefi Türkiye ve Rusya

ABD ve Fransa Güney Kafkasya'daki etkisini artırmaya çalışıyor. İkinci Karabağ Savaşı zaferinden sonra jeopolitik durum bölgenin istikrar ve barışı lehine değişti. Fakat ABD, Türkiye Azerbaycan ve Rusya’ya karşı Ermenistan üzerinden adım atmaya çalışıyor

2020 yılında 44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı'nın ardından bölgede yeni bir jeopolitik durum ortaya çıktı. Azerbaycan toprak bütünlüğünü ve egemenliğini yeniden sağladı. Bugün Hankendi'de Azerbaycan bayrağı dalgalanıyor. Bu zafer Azerbaycan'ın dostlarını sevindirdi, düşmanlarını ise üzdü. Görünen şu ki ABD ve Fransa da bu zaferden memnun değil. Çünkü 44 günlük savaş sırasında ABD ve Fransa, arabuluculuk misyonu yerine açıkça Ermenistan'ı desteklemiş, işgal mahiyetini ortaya koymuşlardı.

TARAFLAR ARASINDA DENGESİZ TUTUM ALDILAR

Özellikle ABD hakkında konuşmak istiyorum. Çünkü Fransa'nın bölge üzerinde ciddi bir etki mekanizması yok ama Washington’un var.

ABD, son 30 yıldır AGİT Minsk Grubu'nun eşbaşkanı olarak Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunun çözümünde arabuluculuk yapıyordu. Yani taraflar arasındaki tarafsızlığı koruyarak barışı sağlamak için çabalarını seferber etmesi gerekiyordu. Ancak son 30 yılda ABD taraflar arasındaki dengeyi sağlayamadı. Yıllardır Ermenistan'a askeri yardım sağlayan ABD, Azerbaycan'a askeri yardımı yasaklayan 907 sayılı yasayı kabul etti. ABD ile Azerbaycan arasındaki ilişkilere ciddi zarar veren de bu yasa oldu. Bu yasa herhangi bir ABD başkanının ya da hükümetinin inisiyatifi değil, genel olarak Amerikan devletinin tutumuydu. Çünkü son 30 yılda iktidarda olan tüm ABD başkanları bu yasanın yürürlükte kalması konusunda anlaşmışlardır. 907 Sayılı Kanun bugün hâlâ yürürlüktedir. Geçen hafta ABD Temsilciler Meclisi'nde yapılan duruşmalar, Azerbaycan'a yönelik sert görüşler ve 907 sayılı yasanın geçerliliğinin devam etmesi aslında bardağı taşıran son damla oldu. Bugün ABD'nin Azerbaycan'a karşı açıkça düşmanca bir politika izlediğini söyleyebiliriz.

‘BÜYÜK ERMENİSTAN’ HAYALİNİN ACI SONU

Bu yılın eylül ayında Karabağ'da düzenlenen terörle mücadele operasyonları sırasında Azerbaycan, devlet egemenliğini tamamen yeniden sağladı. Karabağ'daki Ermenilerin çoğu bölgeyi terk ederek Ermenistan'a gitti. Azerbaycan hükümeti Ermeni asıllı Karabağ sakinlerinin kalıp Azerbaycan toplumuna entegre olmaları çağrısını yapsa da büyük çoğunluk bölgeyi terk etti. Bu onların seçimi. Bu Ermeniler aslında Ermeni devletinin işgal politikasının kurbanlarıdır. Bugün "denizden denize büyük Ermenistan" hayalinin acı sonuçlarını yaşıyorlar.

YIL SONUNA KADAR ANLAŞMA İMZALANABİLİR

Bugün Azerbaycan'ın dış politikasında barış gündemi var. Bakü, Erivan'la her platformda kalıcı bir barış anlaşması imzalamaya, bölgede barış ve diyaloğun sağlanmasına çalışıyor. Bu yılın eylül ayında Azerbaycan tarafı, yenilenen barış anlaşmasının 5'inci versiyonunu Ermenistan'a sundu. Ancak Ermenistan bu öneriye 2 aydır yanıt vermedi. Ancak yine de bu yılın sonuna kadar taraflar arasında bir barış anlaşmasının imzalanacağını umuyoruz.

WASHINGTON ÇATIŞMAYI ALEVLENDİRMEYE ÇALIŞIYOR

Böyle bir durumda ABD, taraflara destek vermek ve barış anlaşmasının imzalanmasına katkıda bulunmak yerine, yeni gerginlikler yaratmaya ve çatışmayı alevlendirmeye çalışıyor. ABD'de Azerbaycan karşıtı açıklamalar yapılıyor, Bakü'yü yeni yaptırımlarla tehdit ediyorlar. Öte yandan Ermenistan'a da ciddi destek veriliyor.

Azerbaycan her durumda haklı taraftır. Hem haklıyız hem de güçlüyüz. Azerbaycan'ın topraklarını geri kazanması için uluslararası hukukun desteği olan BM Güvenlik Konseyi'nin 4 kararı var. Azerbaycan ise Güney Kafkasya'nın lider ülkesidir. Azerbaycan ordusu bölgenin en güçlü ordusudur.

AMAÇLARDAN BİRİ RUSYA’YI GÜNEY KAFKASYA’DAN ÇIKARTMAK

Bugün Azerbaycan'ın yanında kardeş bir Türkiye Cumhuriyeti var. Bugün Azerbaycan-Türkiye kardeşliği tüm dünyaya örnektir. "Tek millet, iki devlet" sözü boşuna söylenmedi. İki kardeş ülke arasında hayatın her alanında birlikte hareket etmeyi öngören Şuşa Deklarasyonu imzalandı. Bugün Azerbaycan'a yönelik her tehdit Türkiye'ye yönelik bir tehdit olarak değerlendiriliyor.

Böyle bir durumda ne Fransa'nın ne de ABD'nin bölgede Azerbaycan'a ciddi bir tehdit oluşturma ihtimali sıfırdır. Ancak bu yönde çabalar sarf ediliyor. Bugün Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan sadece Washington ve Paris'in tezlerine dayanarak adımlar atıyor. Bunun nedenlerinden biri Rusya'yı Güney Kafkasya'dan çıkarmaktır. Aslında bölgede ABD-Rusya çatışması olduğunu söyleyebiliriz. Bugün ABD, Nikol Paşinyan'ın yardımıyla Rusya'ya saldırmakta:

1) Ermenistan artık Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantılarına katılmıyor
2) Ermenistan'ın ciddi Rus karşıtı eğilimleri yoğunlaşıyor
3) Rus ordusunun Ermenistan'dan çekilmesi gündemde
4) ABD ve Fransız ordusunun Ermenistan'a konuşlandırılmasına ilişkin görüşmeler sürüyor
5) Fransa ve ABD'nin ürettiği yeni silahlar Ermenistan'a gönderiliyor.

Bu listeyi uzatabilirim. Her halükarda bu adımlar bölgede barışa değil, gerginliğe hizmet ediyor. Bu gerginlik ABD'nin de çıkarlarına hizmet etmekte. Amaç aynı zamanda Azerbaycan ve Türkiye'nin ortak çıkarlarına da zarar vermektir. Çünkü ABD de Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin gücünü anlıyor. Amerika, Türkiye'nin desteği olmasaydı Azerbaycan'ın bu zaferi 44 günde kazanamayacağını anlıyor. Belki savaş aylarca, yıllarca sürerdi. Türkiye'nin desteği olmasaydı, aynı Fransa ve ABD çok rahatlıkla ordularını Ermenistan'a gönderebilirdi. Ama yapmadılar. Çünkü Türkiye'den korktular. Çünkü Türk ordusu savaş alanına girseydi Ermenistan diye bir ülke kalmazdı.

TÜRKİYE’NİN ETKİSİ ARTIYOR

Bugün Güney Kafkasya'da Türkiye'nin etkisi artıyor. Bunu istemeyen, kıskanan ülkeler var. Bunu en çok istemeyen ülkeler ise Fransa ve ABD. Dünyanın çeşitli yerlerinde Türkiye karşıtı politika izleyen ABD, Güney Kafkasya'da da Türkiye'nin çıkarlarına aykırı adımlar atmayı planlıyor. Yoksa ABD'nin küçük bir Azerbaycan'la ne sorunu olabilir ki?! Burada hedef daha büyük; Rusya ve Türkiye.

Bölgedeki çıkarlarını artırmaya çalışan ABD'nin elindeki tek güç ise Ermenistan'dır. Buna güç de denemez, Ermenistan sadece bir araçtır. Oysa Ermenistan'ın durumu çok kritik. 2020 savaşının ardından Ermeni ordusu tamamen yok edildi. Bugün Ermenistan'da savaşacak kimse kalmadı. Birkaç ay önce Ermenistan'da ABD-Ermenistan ortak askeri tatbikatları yapıldı. Lisedeki çocuklar için askeri tatbikat gibiydi. Amerika da bu potansiyele sahip Ermenistan ile bölgede bir şeyler başarmanın imkansızlığını çok iyi anlıyor. Ama başka yolu yok. Nikol Paşinyan, Güney Kafkasya'da Washington'un tezlerine göre hareket eden tek liderdir. Onun ve Ermenistan'ın potansiyeli ortada. Ermenistan'ı desteklemek milyarlarca doları sokağa atmak gibidir. Çünkü karşı tarafta güçlü bir Azerbaycan var. Azerbaycan'ı destekleyen güçlü bir Türkiye var. Bölgede Batı'nın sütunlarının güçlenmesini asla kabul etmeyecek Rusya ve İran var. Bu koşullar altında Güney Kafkasya'da okyanus ötesinden herhangi bir başarı elde etmek mümkün değildir.

SINIR BELİRLEME KOMİSYONU 30 KASIM’DA TOPLANIYOR

Azerbaycan ve Ermenistan sınır belirleme komisyonları, 30 Kasım'da iki ülke arasındaki sınır bölgesinde bir araya gelecek. Ermenistan'ın resmi haber ajansı Armenpress'in haberine göre, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ani Badalyan, Ermenistan ile Azerbaycan arasında, sınır belirleme komisyonunun sınır bölgesinde toplanması konusunda ön anlaşmaya varıldığını belirtti.

Badalyan, "Ön anlaşma uyarınca, 30 Kasım'da, Azerbaycan ile Ermenistan Arasındaki Devlet Sınırlarının Belirlenmesi ve Sınır Güvenliği Komisyonu müteakip görüşmesi yapılacak." ifadesini kullandı.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, 21 Kasım'da barış anlaşması müzakereleri için Ermenistan'a doğrudan ikili müzakerelere başlama çağrısında bulunmuştu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Azerbaycan'ın barış anlaşması taslağına ilişkin önerilerine Ermenistan'ın yanıt vermesinin yaklaşık 2,5 ay sürmesinin, süreci ciddi anlamda geciktirdiği belirtilmişti.

Sonraki Haber