‘ABD'ye maşalığı bırakın evlatlarımızı geri getirin’

Diyarbakır Anneleri, HDP önünde nöbetlerinin 1000. gününde eylem ve yürüyüş yaptı. İlk günden beri annelerle olan Vatan Partisi, dünkü eylemde de ailelerle omuz omuzaydı

Evlatlarını terör örgütü PKK’nın elinden kurtarmak için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlattıkları eylemin 1000. günü geride bırakan Diyarbakır Anneleri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da katıldığı programda mücadele kararlılığını yineledi.

Vatan ve evlat nöbetinde 1000 günü tamamlayan Diyarbakır Anneleri, terör örgütü ve onun destekçisi emperyalizme adeta meydan okudu. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Vatan Partisi, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Osmanlı Ocakları ile pek çok sendika 1000. gününde aileleri yalnız bırakmadı.

Programda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır annelerinin tüm baskı ve tehditlere rağmen büyük bir mücadele verdiğini belirtti. Soylu konuşmasında şunları vurguladı:

“Burada büyük bir direnişin, hak arayışının, anlayışın, itirazın evladını kaybeden annelerin, babaların baş kaldırışının, terörü bütün sonuçlarıyla beraber lanetleme ve ortadan kaldırma girişiminin, evlat ve insan sevgisinin, birlikte olma duygusunun tam 1000 gündür etrafında bulunan, bundan vazgeçmeyen ve bu anlayışını sürdürebilmek için tehditlerden, baskılardan, evlatlarıyla tehdit edilme anlayışından korkmayan, tam 1000 gündür burada terör örgütüne insan kaynağı sağlayan bir siyasi partinin önünde haykıran, terör örgütünün tamamen aracı ve aparatı olmuş siyasi partinin önünde itirazını dile getiren, annelik, babalık duygusunun nasıl yüce bir duygu olduğunu, ona ulaşmak için bütün engelleri yıkmak istediğini ortaya koyan ve birbirlerine tutunan ama bir gün olsun terör örgütünü bitirmekten vazgeçmeyen Diyarbakır Anneleri’nin huzurunda saygılıya eğiliyor, annenin ne demek olduğunu bir kez bütün dünyaya hatırlatan annelere müteşekkir olduğumuzu, bu ülkede terörden dolayı evlatlarını kaybeden anneler ve babalar adına bu başkaldırılarının tarihi bir süreç olduğunu bir kez daha eğilerek ifade etmek istiyorum.

“Burada bu süreçte annelerinin bu büyük mücadelesine yönelik bir çağrı ve anlayış var. Bugün buraya gelen bütün beyefendi ve hanımlara minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bu anneler büyük bir değişim başlattılar. 1000 gündür bu değişimi, bu ülkemin bir evladı olarak, hükümetin bir üyesi olarak büyük bir takdirle, bir anne yüreğine imrenerek, onların cesaretine öykünerek takip ediyoruz. Onların evlat sevgisiyle nasıl mücadele ettiğini biliyoruz. 35 evlatlarını PKK’dan sökerek aldılar.”

‘ANNELERDEN ALINACAK ÇOK DERS VAR’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Soylu’nun konuşması sırasında telefon bağlantısıyla ailelere hitap etti. Erdoğan, “Evlatlarını veya yakınlarını terör örgütünden kurtaran anneleri tebrik ediyorum. Halen bu mücadeleyi yürüten annelerimizin de bir an önce evlatlarına veya yakınlarına kavuşmalarını diliyorum." dedi. Erdoğan şunları kaydetti:

"Bu ülkenin cesur ve dirayetli anneleri olarak onlara boyun eğmeyeceğinizi gösterdiniz. Bundan tam 1000 gün önce Hacire Akar kardeşimizle başlayan mücadeleniz, eşine ender rastlanır bir evlat sevgisi, merhamet, azim destanı olarak şimdiden tarihe altın harflerle yazıldı. Terör örgütü artık meydanın boş olmadığını bildiği için evlatlarımıza kolayca kanca atamıyor. Örgütün güdümündeki parti de bu alçak plana pervasızca aracılık yapamıyor.

‘KİRLİ DÜZENİ KÖKÜNDEN YIKIYORUZ’

Artık çocukları kandıramayan, mevcut elemanlarını saflarında tutamayan terör örgütünün faaliyet sahalarını birer birer kapattıklarını kaydeden Erdoğan, "Kendi evlatlarına yurt içinde ve yurt dışında her türlü eğitim ve hayat imkanını sağlayanların sizin evlatlarınızın kanı üzerinden kurdukları kirli düzeni kökünden yıkıyoruz." diye konuştu. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye sınırlarımız boyunca adım adım kurmakta olduğumuz 30 kilometre derinliğindeki güvenlik koridorunu inşallah en kısa sürede tamamlayacağız. Böylece çocuklarımızı kandırıp dağa götüren mekanizmayı tamamen ortadan kaldırmış olacağız. Bu ülkenin siz Diyarbakır annelerine çok büyük şükran borcu vardır. Bu milletin siz Diyarbakır annelerinin mücadelesinden alacağı çok ders vardır. İnşallah bu tablo nesiller boyunca kulaktan kulağa aktarılarak geleceğimizi aydınlatan bir ışığa dönüşecektir."

‘EN SON ÇOCUĞA KADAR BURADAYIZ’

Diyarbakırlı aileler, eylem alanında Aydınlık’a açıklamada bulundular. Evlatlarının kurtarılmasını bekleyen aileler şunları söyledi:

Necmettin Biçer: Biz bu HDP denilen, PKK terör örgütünün siyasi kolu olan partinin önünden ayrılmayacağız. Vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımızın hepsi dağdan ininceye kadar. Bunların çok planları var. Biz buradayız diye yalan dolandan çocuklarımızın ölülerini atıyorlar.

Biz buna kesinlikle inanmıyoruz, devletimizin vereceği resmi şeye inanıyoruz. En son çocuğumuz dağdan inene kadar biz buradan ayrılmayacağız. Ben Çanakkale’de savaşan Allahuekber Dağları’nda savaşanların torunlarıyım. Emperyalist güçlere, Amerika’ya İsrail’e maşalık eden o terör örgütü siyasi koluna buradan sesleniyorum: Yol yakınken dönün, bu ülke hepimizin.

Celil Begdaş: CHP, İYİ Parti bizi dinlemiyor. Biz herkesten evlatlarımızı istiyoruz. Bugün halk burada. HDP, CHP diğer partiler nerede? Neden gelmiyorlar? Para pul istemiyoruz. Evlatlarımız nerede, kim götürmüş? Meral Danış Beştaş götürmüş! Meral Beştaş diyor ki ben bir ailenin ölen çocuğunu biliyorum. O zaman her şeyden haberi var.

Abdullah Demir: Benim oğlum bu binada gitti. Teslim edildi, bütün dükkan malları buradan çıktı. Şimdi bu milletvekilidir. (Pervin Buldan’ın fotoğrafını gösteriyor). Kızlarına bakın. Benim çocuğum nerede? Oğlumun eline silah verdiler. Kardeşi kardeşe vurdurdular. Nasıl milletvekili olur? Bizim oylarımızla Meclis’te kalıyorlar, bize hainlik yapıyorlar, çocuklarımızı kaçırıyorlar. Bu yalan değil gerçek. Bunlar insanlıktan nasibini almamışlar. Adalet insanlık bu mudur? HDP, PKK aynı örgüt. HDP oraya gitmeseydi çocuklarımız da gitmezdi.

SÜLEYMAN SOYLU: İNSANIMIZA GÜVENİYORUZ!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır'da TRT Kurdi'de katıldığı programda, "Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Van buraların tamamında otellerde yer yok. Akın akın insanlar gelecek buralara. Diyarbakır'da üniversite okumak ayrıcalık olacak. Kötü günler geride kaldı. Her geçen gün bir önceki günden çok daha iyi olacak." dedi. Soylu bir soru üzerine, şunları söyledi:

KÜLTÜREL TERÖRİZM

“Biz terörizmin acısını çektik. Çocuklarımız okuyamadı. Aileler parçalandı. Kalkınma ve gelişme engellendi. Aslında düşünmemiz engellendi. Zamanı kaybettik, acılar ve travmalar birikti. Bugün hala Kerbela travmasını yaşıyoruz. Etnikten, mezhepten kaynaklanan toplumsal travmalar hala belleklerimizde. İnsan korkularının tazelenmesinden korkar. Bu çok normal. Buradaki surlar, tarihin bize bıraktığı karakterler kolay oluşmuyor. Bu nasıl yok edilebilir? Kültürel terörizm var bir de. En önemli mesele budur. Şırnak 6-8 Ekim olaylarında yakıldı, yıkıldı. Sur yakıldı, yıkıldı. Buralardaki binalar tekrar yapılabilir. Ancak bir kültürel terörizm meselesi var. Türkiye'ye kültürel terörizm konusunda ayrı bir çalışma yapıldığı kanaatindeyim. Bunun uluslararası bir sistem tarafından sürekli tekrar edildiği, güçlendirildiği kanaatindeyim.”

'TERÖR GÖLGESİNDE NASIL HAYAL KURARSINIZ?'

Önceki yıllarda kepenklerin kapatıldığını, doğu ve güneydoğuda mahkemelerin kurulduğunu belirten Soylu, şöyle devam etti: “Vergiler alınıyordu, haraçlar alınıyordu. Doğu ve güneydoğunun her tarafında şimdi üniversiteler var. Doğu ve güneydoğuda öğretmen eksiği yok. Gençlik ve Spor Bakanlığının en çok yatırım yaptığı bölgeler doğu ve güneydoğu. Elbette daha önce yapılan yatırımlar da var. Ancak bu makus talihin kırılması için yeterli değildi. Biz çocuklarımızın geleceğinin çok sağlıklı olmasını, hayal kurmalarını istiyoruz. Silahın gölgesinde, terör örgütünün gölgesinde nasıl hayal kurarsınız? Bugün herkes rahatlıkla 'Ben Kürt'üm' diyebiliyor.

"Bize bizim medeniyetimiz yetiyor. Bu ülke yaşanmışlıklarıyla, her haliyle, bütün tarihiyle beraber bir müzedir" ifadesini kullanan Soylu, şöyle sürdürdü: “Bu ülkenin Türklüğü, Kürtlüğü, Aleviliği, camileri, kiliseleri bir müzedir. Terör bunu kökten biçmek istiyor. Biz bugün nerede konuşuyoruz? TRT Kürdi'de. Kürtçeyi engelliyorlar diyorlar. Kim engelliyor? Silvan'da binlerce insanın katıldığı konser yapıldı geçtiğimiz hafta, burada Kürtçe de söylendi Türkçe de.”

‘KUTLU MÜCADELENİN MİMARLARI’

Türkiye Gençlik Birliği (TGB) de vatan ve evlat nöbetinin 1000. gününde Diyarbakır Annelerini ziyaret etti. TGB Genel Sekreteri Berke Mustafa Berkil ve beraberindeki heyet, nöbet çadırında ailelerle görüştü. Diyarbakır Annelerinin mücadelesinin HDP kapatılana kadar devam edeceğini belirten TGB Genel Sekreteri Berke Berkil, “TGB olarak Türkiye’nin dört bir yanından, üniversitelerden ve liselerden annelerimizin, yanına koştuk. Şu an arkamızda HDP’nin Diyarbakır il binası duruyor. Türkiye’yi bölmek istedikleri merkezdi orası. O merkez çürümüş durumda. Diyarbakır Anneleri, böyle büyük ve kutlu bir mücadelenin mimarları.” dedi.

‘GÜNEYDOĞUMUZ İÇİN BİR ARAYA GELDİK’

Dicle Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu Başkanı Murat Sevim de şu açıklamalarda bulundu: “Bu sene gençliğimizin yanlış yollara sapmaması için bir düşünce etrafında toplanan Atatürkçü Düşünce Topluluğu’nu kurduk. Şehrimizin Diyarbakırımızın Güneydoğumuzun ortak sorunları bellidir ve biz bu sorunlara çözüm üretmek için bir araya geldik. Hepsi bizim halkımızın insanları ve hepimizin acısı, sancısı aynı. PKK, en çok Kürtlere zarar vermiş durumda. En çok Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Van Annelerinin yüreğini yakmışlardır. Biz ADT olarak gençliğin artık kötü yollara sapmaması, boşta bulunan gençlerin terör örgütlerine kapılmaması için onlara ortak bir bilinç mücadelesine girdik. ADT olarak, 1000 gün değil 1000 kere 1000 gün geçse de terör örgütüne ve ülkemizi bölmek isteyen her türlü iç ve dış mihraklara duruşumuz aynı olacaktır.”

1000 GÜNLÜK DESTAN

Diyarbakır annelerinin mücadelesini ilk günden beri destekleyen Vatan Partisi ve Cumhuriyet Kadınları Derneği yöneticileri de eylem alanındaydı. Aydınlık’a konuşan isimler şu değerlendirmeleri yaptılar:

Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı: 1000 günlük mücadele aslında bir destan. Diyarbakır anneleri, bir annenin isyanıyla başladı. Hacire annemiz çıktı, ‘yeter artık’ dedi. Bir anne üç anne oldu, ona Feziye annemiz, Remziye annemiz, Ayşegül annemiz eklendi. Üç anne otuz anne yüz anne derken 301 aile bugün Diyarbakır’da vatan ve evlat nöbetinde. Muş’a Şırnak’a Van’a İzmir’e sıçradı evlat nöbetleri. Ülke sınırını aştı, Almanya’ya Berlin’e sıçradı. Dünyaya örnek bir mücadeledir bu. Annelerin bir büyük başarısı da HDP’nin maskesini düşürmeleridir. Bununla da kalmadı; Batı’dan fonlanan Amerika’nın, Almanya’nın diğer Avrupa ülkelerinin paralarıyla yaşayan ve Türkiye’de kadın hakları, insan hakları adına konuştuğunu söyleyen örgütlerin, feminizmin de maskesini düşürdü. Bugün onları Batı’ya bağlı yaşayan, parasıyla fikriyle bağlı yaşayan örgütleri Diyarbakır Anneleri’nin yanında görmüyoruz. Bu çocuk istismarcısı HDP’nin karşısında görmüyoruz.

Vatan Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ferdi Tanhan: Burada, Diyarbakır’ın Güneydoğu’nun farklı illerinden binlerce onbinlerce vatansever insanını görüyoruz. Hepsi bir arada tek bir konu hakkında buluştular. Ağlamak diz dövmek için değil başarıyı kutlamak için 1000. günde bir aradayız. Kazanan taraftayız, PKK da yenilen tarafta. Evlatlarımız onlardan kurtuldukça Türkiye kazanan tarafta oluyor. Türkiye’nin ufku açılıyor, PKK’dan kurtulan gençler ülkemizin önünü açacaklar. Bu mücadeleye kayıtsız kalan bir Anayasa Mahkemesi Türkiye’yi temsil edemez. Biz onların adil yargılama yeteneklerine güveniyoruz ama bu işi artık uzatmamaları gerekir. Vatan Partisi olarak Diyarbakır Anneleri’nin ilk günden beri yanındayız. Vatan Partisi olarak bu mücadeleyi veren Diyarbakır Anneleri’nin fikirlerini iktidar yapacak mücadeleyi de sürdürüyoruz. Diyarbakır’ı iyi seyredelim. Buradan Türkiye’nin birliği yönünde çok kuvvetli rüzgarlar esiyor, bu yaz HDP ve PKK’nın sonu geliyor.

CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür: Cumhuriyet Kadınları Derneği heyeti olarak buradayız. Anneler burada mücadele ediyor, biz de Ankara’da. Mücadelemiz aynı, Amerikan emperyalizminin başımıza musallat ettiği, HDP PKK eliyle Türkiye’yi bölme planlarına karşı direniyoruz. Dağdan dönen çocuklara çok temiz bir gelecek hazırlamak gerekiyor. Cesur olsunlar onların dağda hiçbir gelecekleri yok. Diyarbakır annelerine destek olmak kadın mücadelesinin turnusol kâğıdı oldu. Eğer Diyarbakır Annelerine gözünü kapatıyorsan emperyalistsin, içerideki işbirlikçisin. Senin getirdiğin, kadına yönelik bir çözüm değil emperyalizme teslimiyetçiliktir.

Sonraki Haber