Açığa alınan Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Yavuz için tahliye kararı

Dava dosyası, mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderildi.

İstanbul'da terör örgütü PKK/KCK'ya yönelik operasyonda gözaltına alınarak tutuklanan ve daha sonra açığa alınan Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Yavuz'un silahlı terör örgütü üyeliği suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanık Cihan Yavuz ile 3 avukatı katıldı. Duruşmayı, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da izleyiciler bölümünden bir süre takip etti.

Kimlik tespitinde aylık gelirini 10 bin lira olarak beyan eden sanık Yavuz, savunmasında yasa dışı herhangi bir örgütle bağının olmadığını ifade etti.

Bir televizyon kanalında, miting çağrısı yaptığının iddia edildiğini kaydeden Yavuz, O dönemde HDP'de siyasetçiydim. Dönemin sendikaları ve dernekleri tarafından yapılacak olan bir miting vardı. İl binasında olduğum sırada, bir kişi miting ile ilgili benden beyan almak istedi. Televizyona bağlandım. Bu sırada miting ile ilgili hazırlıklar soruldu. O dönem HDP'nin, açlık grevleri son bulsun diye bir gündemi vardı. Bunları söyledim. Bu mitingi benim organize ettiğim varsayılıyor. Ben organize etmedim. Açlık grevleriyle ilgili konu aylar öncesinde HDP'nin gündemindeydi. Bunun için herhangi bir örgütten talimat almadım. diye konuştu.

Sanık Yavuz, Diyarbakır Sur'da öldürülen örgüt mensubu hakkında, Rüstem Ağabeyin oğlu şehit düşmüş' şeklinde mesaj attığının tespitine ilişkin olarak 'Rüstem o dönem bizim ilçe başkanlarımızdan biriydi. Oğlunun ölümüne dair bir bilgi geldi. Ben de o mesajı aynen kopyalayıp bilgi vermek için il grubuna attım. Oğlunu kaybetmiş bir yöneticimize başsağlığı diledik. Çocuğu öğrenciymiş, çok da tanımıyorum. Sadece insani vazifemizi yerine getirdik. ifadelerini kullandı.

PKK silahlı terör örgütünün kuruluş yıldönümünde bir etkinliğe katılmasına ilişkin olarak sanık Yavuz, Siyasetçiyiz, zaman zaman sokaklarda fotoğraf çektiriyoruz, spontane oluyor. Fotoğraf çektirirken sağda solda ne oluyor dikkat etmiyoruz. bu suçlamayı da kabul etmiyorum. Gözaltına alındıktan sonra şahsım ve partim hakkında itibarsızlaştırma kampanyası yapıldı. Tahliyemi istiyorum. şeklinde konuştu.

Sanığın savunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, suç vasfının değişme ihtimali ve savunmasının alınmış olmasını gerekçe göstererek, sanığın tahliyesine hükmetti.

Sanık hakkında İstanbul'u terk etmeme, haftada 2 gün ikametine en yakın karakolda imza atma ve yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbirleri uygulanmasına da karar veren heyet, dava dosyasının mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik sürdürülen çalışmalar kapsamında, 20 Eylül 2018 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yapılan bir ihbarla ilgili çalışma yapıldığı belirtilerek, kimlik tespiti yapılabilen şahıslar hakkında işlemlere başlandığı ve kollukça yapılan çalışmalar sonucunda ihbar metninde isimleri geçen 20 şahısla ilgili Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 135. maddesindeki tedbirlerin uygulandığı ifade ediliyor.

Daha sonra genişletilen soruşturmada 90 kişi hakkında CMK tedbiri uygulandığı ve operasyonel aşamada, şahısların irtibat konumuna göre Cezaevi Dış Koordinasyon Yapılanması ve HDK yapılanması adı atında dosyalarının ayrıldığı aktarılan iddianamede, hakkında tedbir uygulanan 20 kişiden biri olan ve e-posta ihbarında ismi geçen şüphelilerden Ramazan Yurttapan ile görüşmeleri ve irtibatı tespit edilen Cihan Yavuz'un 26 Kasım 2020'de evinde yapılan arama sonucunda yakalanarak gözaltına alındığı belirtiliyor.

Yavuz hakkında elde edilen delillerle ilgili iddianamede şu değerlendirme yapılmıştı:

Elde edilen görüşme içerikleri, ikametinde ele geçirilen PKK/KCK terör örgütü ile ilişkili, yasaklı yayınlar, diğer şüphelilerin dijital materyallerinden elde edilen veriler, Yavuz'un partisel faaliyet adına olduğunu iddia ettiği örgüt mensuplarının ailesi olan ve örgütçe değer ailesi olarak nitelendirilen kişileri ziyaret etmesi, Diyarbakır Sur'da 'hendek savaşı' adı altında öldürülen örgüt mensubunu 'şehit' diye tabir ederek sahiplenmesi ve ailesini ziyaret etmesi, 27 Kasım 2016'da (örgütün kuruluş yıldönümü ) örgüt simgelerinin yoğun olarak afişe edildiği ve örgüt mensuplarının resimlerinin bulunduğu alandaki etkinliğe katılması, Belçika üzerinden örgütün amaç ve çıkarları doğrultusunda yayın yapan Sterk Tv'ye bağlanarak canlı yayında 3 Şubat 2019'da İstanbul Bakırköy'de gerçekleştirilen HDP mitinginin örtülü amacı doğrultusunda açıklamalar yapması, mitingi öncesi dönemde PKK üst düzey yöneticilerinin Sterk Tv, Anf ve benzeri yayın kuruluşlarında Abdullah Öcalan ve Leyla Güven'in açlık grevi hakkında yapılan değerlendirmeler, talimatlar ve eylem çağrıları, bu doğrultuda canlı yayında verdiği beyanatın örgüt sempatizanları tarafından takip edilen bir kanalda yayınlanması bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Yavuz'un PKK terör örgütü ile iltisaklı bulunduğu, yapmış olduğu eylemlerle örgütün amaçlarına yardım eden siyasi faaliyetler içinde bulunduğu ve atılı suçu işlediği hususunda kuvvetli şüphe oluşmuştur.

İddianamede, 2 Aralık 2020 tarihinde tutuklanan Yavuz’un , silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi isteniyor.

Sonraki Haber