Açık alanda maskeli kapalıda çift maskeli
Hafta sonu cadde ve sokaklarda kalabalıklar içinde maskesiz dolaşanlara Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan’dan uyarı geldi: Kalabalık içinde maskesiz dolaşmak çok riskli, kapalı alanda mutlaka çift maske kullanılmalı.
80 yaş üstünün aşılanmasının ardından hastanelerde Kovid-19 servislerinde yaş aralığı değişti. Sağlık Bakanlığı Toplumda Salgın Yönetimi Bilim Kurulu üyesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan uyardı: "10 yaş üstü çocuklarda ve gençlerde klinik tablonun ağırlaştığını gözlemliyoruz. Hastaneye yatanlar arasında genç nüfus arttı. Toplumsal bağışıklık sağlanana kadar maske, mesafe ve temizlik kurallarına dikkat etmeliyiz."
Normalleşme adımlarıyla birlikte kurallara uyumda gevşeme yaşandı. Kalabalıklar içinde maskesiz dolaşan kişilerin sayısı arttı. Prof. Dr. Çalışkan maske kuralını bir kere daha hatırlattı: “Bulaşmak için eskiden 100 virüs geçmesi gerekiyordu, mutasyona uğradı. Artık 30 virüs geçmesi bulaşmak için yeterli. Eskiden 1 metre mesafe bırakıyorduk artık 2 metre mesafe olmalı. Kapalı alanlarda mutlaka çift maske takılmalı. Açık alanda tek cerrahi maske yeterli. Kalabalık içinde maskesiz dolaşmak ciddi bir risk. Tek başınıza kırsal alanda spor yaparken maske takmayabilirsiniz.”
‘AŞI REHAVETİ OLUŞMASIN’
Türkiye’de 14 Ocak’tan bu yana 10 milyon 25 bin doz aşı yapıldı. 2 milyon 500 bin kişi ikinci doz aşısını oldu. Kovid-19’a karşı yürütülen aşı programında 65 yaş üstünün aşılaması devam ediyor. Kısıtlamaların kaldırılması ile başlayan kontrollü normalleşmenin ilk hafta sonunda cadde ve sokaklardaki kalabalıklar endişeye neden oldu. Daha fazla dikkatli olmaya çağıran Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan uyardı, “Sağlık hizmetinin gücünün de bir sınırı var”. 80 yaş üzeri nasıl olsa aşılandı, ağır hastalık ve ölüm oranları düşecek algısının yanlış olduğunu söyleyen Çalışkan sözlerine şöyle devam etti:
“Aşı rehaveti oluşmamalı. Bu sağlık kapasitesinin aşılmasına neden olabilir. 10 yaş üstü çocuklarda ve gençlerde klinik tablonun ağırlaştığını gözlemliyoruz. Hastaneye yatanlar arasında genç nüfus arttı. İlk dozda yeterli koruyuculuk sağlanmıyor, ikinci dozdan da iki hafta sonra koruyuculuk başlıyor. Aşı yapılan kişi korunuyor ama enfeksiyonun dolaşımı devam ediyor. Aşılananlar ve hastalığı geçirenlerle birlikte henüz nüfusumuzun 8’de biri bağışıklık kazandı. Virüsün önünü kesebilmek için yüzde 70 toplumsal bağışıklığın oluşması gerekiyor.”
İSTANBUL’DA KAPALI ORTAM İÇİN ERKEN
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, İstanbul’da test pozitiflik oranlarının arttığını söyledi. Yavuz, “Kapalı bir ortama girip orada maskesiz kaldığımız zaman, enfeksiyon edinme riskimiz de yüksek. Ben böyle bir riski almak istemem. Dışarıda açık havada kalabiliyorsanız mesafeyi de koruyarak belki bir kahve içebilirsiniz. Kapalı ortama girmek için henüz çok erken” dedi. Aşının neden Türkiye’deki faz 3 çalışmasında olduğu gibi 14 gün arayla değil de 28 gün arayla yapıldığına ilişkin de Yavuz DHA’ya şöyle konuştu: “Faz 3 çalışması, hızlı aşılama yapmamız gerekirse 28 gündeki kadar olmasa da 14 günde de iyi bir etkinlik oluyor mu diye görmek için öyle tasarlandı. Ancak çalışmada gördük plasebo grubu ile aşı grubu arasındaki fark, 21’inci günden sonra başlıyor. O da 21’inci günden sonra diyelim ki koruma yüzde 50 ise 28’inci güne ulaştığı zaman yüzde 70, daha da zaman geçtikçe daha yüksek düzeylere ulaşıyor. Aşının korumasına güvenebilmemiz için iki dozu yaptırıp üzerinden de 14 gün geçmesini beklemek zorundayız. Yoksa o arada etkinlikler istediğimiz seviyede olmayabilir. Bu şekilde yapıldığı zaman çok daha fazla insanı, daha uzun süreli koruyarak, daha fazla hayat kurtarma olasılığınız yüksek. Bu bilimsel bir gerçek. İki doz aşısını olup üstünden 14 gün geçtikten sonra ağır hastalanma riski sıfır. İlk dozdan sonraki 21’inci günden sonra hastalananlarda da hastalığı hafif geçirme şansı, aşısız kesime göre çok daha yüksek.”