Acil su tasarrufu

Barajlardaki su seviyesi her geçen gün biraz daha azalıyor. Bu yıl etkili olan La Nina hava akımı kuraklık sorununu artıracak. Tasarruf yapmaya çağıran Meteoroloji Uzmanı Dr. Özdemir, ‘Bu yıl eylül ayında gerekli yağışı alamadık. Su rezervleri, gittikçe azalacak.’ dedi

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre İstanbul’da baraj doluluk oranı ortalama yüzde 44,45. Sonbahar geldi, son günlerdeki yağışlar da su rezervlerini artırmaya yetmedi. Su seviyesi her geçen gün düşüyor. İstanbul’un suyu son bir haftada 14 milyon metreküp daha azaldı. Bu yıl etkili olacak La Nina hava akımının da kuraklığı artırması bekleniyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Meteoroloji Uzmanı Dr. Güven Özdemir, Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız Aydınlık’a özel açıklamalarda bulundu. Uzmanlar su yönetimi ve tasarruf için çağrıda bulundu.

Dr. Güven Özdemir La Nina ve El Nino hava akımlarının kuraklığa etkisini anlattı. İklimi etkileyen iki sistem olduğunu söyleyen Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Birincisi La Nina, ikincisi de tam tersi olan El Nino. La Nina etkisi, 2021 yılından itibaren dünya üzerinde görüldü. Çok geniş alanlarda kuvvetli rüzgar, doğudan batıya doğru eser, okyanus üzerindeki sıcak havayı iterek okyanusun derinliğindeki soğuk havanın ortaya çıkmasına neden olur. La Nina’nın etkili olduğu mevsimlerde az yağış görülür. Az yağışın devam etmesiyle kuraklık oluşur. Türkiye de bu durumdan etkileniyor. Yağış az olduğu için yeraltı sularımızda çekilmeler meydana geliyor. İSKİ’nin İstanbul’daki su rezervlerine baktığımız zaman büyük bir azalma var. Bu yıl, eylül ayında gerekli yağışı alamadık. Yağış olmayınca 860 metreküp kapasitesi olan entegre barajlardan su alıyoruz. Su rezervleri, gittikçe azalacak.”

Güven Özdemir

‘LA NINA ETKİSİ DEVAM EDECEK’

İstanbul’daki baraj rezervinin ancak 8 milyon nüfusa yeteceğini söyleyen Güven Özdemir, İstanbul’un günlük su ihtiyacının 3 milyon metreküpe kadar çıktığını bildirdi. Dr. Özdemir, “Muhakkak su tasarrufu yapmamız lazım. Su yönetimi olmazsa bizim kuraklık, kıtlıkla mücadelemiz zorlaşacak. Sistemli çalışmamız lazım.” ifadelerini kullandı. Belediyelerin yeşil çim alanları sulamasını damla su ile yapmalarını öneren Öğretim Üyesi Özdemir, devamında şunları kaydetti:

“La Nina etkisi bahar aylarına kadar devam edecek. Sel şeklindeki ani yağışlar, bizim işimizi görmez. Bize su rezervlerimizin dolması için devamlılığı olan, çok hızlı değil yavaş yağışlar lazım. Suyu para gibi, altın gibi biriktirmemiz gerekiyor. Çatılardan akan yağmur sularını, oluklardan akan suları kesinlikle bir depoda toplamalıyız. Eskiden her binanın altında kuyu ve yağmur sularını toplayan sarnıçlar vardı. O zaman da su sıkıntısı vardı ama herkesin evinde su kuyusu bulunuyordu. Binaların kullandığı atık suyun geri dönüştürülmesi lazım. Geri dönüştürülen suların, bahçelerde, temizlikte ve benzeri alanlarda kullanılmasıyla barajların dolu kalmasına katkı sağlamak gerekiyor.”

‘SU KULLANIMINDA DEVRİME İHTİYACIMIZ VAR’

Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, su yönetimi ve bilinçli su tüketimi konularında radikal değişiklikler yapılması gerektiğini Aydınlık’a anlattı. İstanbul Avrupa yakasında nüfus yoğunluğunun fazla olması ve su kaynaklarının Anadolu yakasına göre daha az olması bu yakada su kıtlığının daha şiddetli hissedilmesine neden olabileceğini aktaran Yıldız “Su kaynakları, en çok tarımsal alanda kullanılıyor. Suyun bilinçli bir şekilde kullanılması için yasal, kurumsal ve düşünsel alanlarda radikal değişiklikler yapılmalı. Halbuki su kaynaklarımız kirlilik, kente göç, nüfus artışı, iklim değişikliği gibi birçok baskı altında.” dedi.

Dursun Yıldız şu önerilerde bulundu:

  • Vatandaşlar evde su aparatlarını tasarruflu aparatlarla değiştirmeli, su kullanım alışkanlıklarını gözden geçirmeli.
  • Tarımda modern sulama teknolojilerine geçiş daha fazla teşvik edilmelidir.
  • Çiftçiler vahşi sulamadan modern sulama sistemlerine geçerek suyu en verimli şekilde kullanmak için çaba sarf etmeli.
  • Sanayi kuruluşlarında ve organize sanayi bölgelerinde atık suyun arıtılarak kullanımına teşvikler verilmeli.
  • Suyu kirletenler ve yeraltı suyunu aşırı çekenler teknolojik olanaklarla belirlenmeli ve su kullanım hakları kısıtlanmalı.

ÇEVRENİN DENGESİ KORUNMALI

Dursun Yıldız

Başkan Dursun Yıldız, “Suyu akılcı planlı ve verimli bir şekilde yönetmek için kullanıcıların da içinde etkin olarak yer alacağı yeni bir sisteme ihtiyacımız var. Bu sistem, suyun bir canlı hakkı olduğunu ve ekolojik dengenin korunmasını da göz ardı etmeden suyu yönetmeli.” diye konuştu. Su sorununun temel çözümlere dayandırılmasını vurgulayan Dursun Yıldız şunları söyledi:

“Bizde su sorunu denilince sadece barajların seviyesindeki azalma ile yaşanacak su sıkıntısı anlaşılıyor. Su kalitesindeki azalma yani sularımızın çok yoğun bir şekilde kirlenmesi sorunu da var. Su yönetimi sorununun temel çözümü için ekonomik, ekolojik ve sosyal hedefler arasında bir denge kurulması gerekir. Su yönetimi uygulamaları, nehir havzası ölçeğinde oluşturulacak güçlü kurumsal altyapılara Havza Bölge Müdürlükleri, Havza Yönetim Heyetleri ve sulama birlikleri, sulama kooperatifleri gibi etkili su kullanıcı örgütlerine de ihtiyaç duyar.”

Sonraki Haber