A’dan Z’ye yüz estetiği

Plastik Cerrahi bölümünün alt dallarından biri olan yüz estetiği; özellikle belli bir yaştan sonra dış etkenler nedeniyle yüzde şekil bozukluklarını düzeltmek ya da yapısal olarak görünümünden rahatsızlık duyulan yüz bölgelerini değiştirmek amacıyla kişilerin kendi isteklerine bağlı olarak gerçekleştirilen ameliyatlı ya da ameliyatsız uygulamaları içermektedir. Yüz estetiği operasyonları genel olarak tüm yüze uygulanabileceği gibi yalnızca yüzün belli bölümlerine de uygulanabilmektedir. Yüz; ağız ve çene, yanaklar ve burun, alın ve göz çevresi olarak üç ana bölüme ayrılmaktadır. Hastaların rahatsızlık duyduğu bölümlere müdahalede bulunurken yüzün bütünselliğine dikkat edilmektedir. Bu anlamda, uzman hekimlerin ayrıntılı yüz bilgilerinin ardından hem yakınılan yüz bölgeleri hem de komşu bölgeler belirlenerek uygun düzeltme yöntemine karar verilmektedir.

Yüz estetiği uygulamaları için belli bir yaş sınırlaması yoktur. Bununla birlikte, tıbbi açıdan bir zorunluluk yoksa estetik uygulamalarından faydalanmak için 18 yaşından büyük olmak gerekir. Özellikle 40 yaşını geçen kadın ve erkeklerde yaş almaya bağlı olarak yüz bölgesinde sarkmalar ve çeşitli deformasyonlar görülmeye başlar. Ciltte meydana gelen değişimler yaş almaya bağlı olsa da bazı dış etkenler bu değişimlerin daha belirgin hale gelmesine neden olur. Sigara ve alkol kullanımı, yüz temizliğine özen göstermemek, düzensiz beslenme, hava kirliliği, yeterli miktarda su tüketmemek, aşırı güneş ışığına maruz kalmak ve aşırı stres gibi nedenler ciltte daha erken ve belirgin sarkma ve çizgilerin oluşmasında önemli etkenlerdir.

YÜZ GERME

Günümüzde sıklıkla gerçekleştirilen yüz ve boyun germe operasyonları genellikle 40’lı yaşlarda ortaya çıkmaya başlayan ve 50’li yaşlarda daha belirgin hale gelen sarkma ve çizgileri ortadan kaldırmak amacıyla uygulanmaktadır. Bu operasyonlarda yanak, çene ve boyun derilerindeki sarkmalar ortadan kaldırılmaktadır. Genel anestezi altında kulak ve yanakların birleştiği yerde fazla deriler alınmaktadır.

GÖZ KAPAĞI VE KAŞ KALDIRMA

Belli bir yaştan sonra dokuların elastikliğini kaybetmesi nedeniyle göz kapağı ve kaş bölgesinde deride sarkmalar görülmektedir. Blefoplasti olarak da bilinen göz kapağı operasyonlarında bu bölgedeki kırışıklıklar, torbalar ve şişlikler yok edilerek hastalara daha genç bir görünüm kazandırılır. Kaş kaldırma operasyonu ile de yaş ile birlikte aşağıya doğru yer değiştiren kaşlar yukarıya doğru yer değiştirilir.

BURUN

Aşırı geniş, büyük ya da kemerli bir şekle sahip olan burunlar özellikle sosyal hayatta kişilere rahatsızlık verdiği için rinoplastiden yararlanılmaktadır. Estetik kaygılarla yapılan rinoplasti operasyonlarının ardından burun şekilleri hastanın isteğine bağlı olarak daha ince ve küçük hale getirilmektedir. Rinoplasti uygulamaları hem kadınlarda hem de erkeklerde genellikle burun gelişiminin tamamlandığı 18 yaşından sonra yapılmaktadır.

KULAK

Kulaklarda genetik faktörler nedeniyle, doğumdan itibaren ya da sonradan oluşan şekil bozukluklarının düzeltilmesi için de yüz estetiğinden yararlanmak mümkündür. Kulakların öne doğru kıvrılması, kulakta fazladan kıkırdak bulunması ya da üst bölümün sivri olması gibi nedenlerle çeşitli operasyonlar gerçekleştirilmektedir.

ELMACIK KEMİĞİ VE ÇENE

Yüz yapısını etkileyen elmacık kemiği ve çene estetik uygulamaları yüzün diğer bölümlerinin de ön plana çıkmasını sağlamaktadır. İnce yanaklar, çıkık elmacık kemikleri ve törpülenen bir çene çoğu kişi için çok daha estetik bir görünüm anlamına gelmektedir. Yapısal olarak sarkık olan yanaklar ve çok uzun ya da sivri çeneler hastaların isteğine göre düzeltilerek yüzün diğer bölümleri ile uyumlu hale getirilir.

DUDAK

Hem doğuştan gelen ya da sonradan ortaya çıkan şekil bozukluklarının giderilmesinde hem de ince dudaklara dolgunluk katmak amacıyla farklı tekniklerle estetik operasyonlar mümkündür.

Tıbbın gelişmesi ile günümüzde yüz estetiği uygulamalarının çoğu ameliyatsız yapılabiliyor. Bu uygulamalar genellikle herhangi bir iz kalmadan olmakta ve uygulama sonrasında hastalar çok kısa sürede günlük hayatlarına dönebilmektedir.

BOTOKS

Clostridium Botulinum adlı bakteriden üretilen Botulinum Toxin’in kısaltması olan botoks yalnızca ülkemizde değil dünyada da yüz bölgesinde en sık uygulanan estetik yöntemlerinden biridir. Genel olarak yüzün farklı bölümlerinde çeşitli nedenlerle meydana gelen kırışıklık ve çizgilerin ortadan kaldırılması amacıyla uygulanmaktadır. Alındaki yatay çizgiler ve göz çevresindeki kırışıklıklar başta olmak üzere boyun, burun kenarları, dudak üstü ve çene bölgesinde görülen çizgiler için de botoks uygulamalarından yararlanmak mümkündür. Ameliyatsız gerçekleştirilen uygulamalar geçici olduğu için en fazla 6 ay içinde işlemlerin tekrarlanması gerekmektedir. Aynı yaş grubundaki bireylerde bile mimik kullanımı, cilt kalınlığı gibi faktörler yüzde farklı belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Genetik ve çevresel faktörler de çizgilerin daha belirgin olmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, yalnızca ileri yaştaki bireyler değil daha genç kişiler de botoks uygulamasından yararlanmaktadır.

DOLGU

Ameliyatsız yüz estetiği uygulamalarından biri de dolgudur. Yüzde çeşitli nedenlerle ortaya çıkan kırışıklık, çizgi ve izleri yok etmek ve sarkma görülen bölgelere hacim kazandırmak amacıyla uygulanmaktadır. Günümüzde hyaluronik asit içerikli dolgular en sık kullanılan dolgu türlerinden biridir. Cildi nemle doldurarak şişirme olarak da bilinen bu işlemler genellikle 6 ay- 1 sene arasında kalıcılık göstermektedir.

MEZOTERAPİ

Yüz mezoterapisi anlamına gelen mezolifting; kolajen kaybı ve güneş ışınlarına aşırı maruz kalma gibi nedenlerle ciltte görülen deformasyonları düzeltmek için uygulanan ameliyatsız yüz estetiği yöntemlerinden biridir. Yaşa bağlı ciltte görülen sarmaların ve güneş lekelerinin giderilmesinde etkin bir yöntemdir. Hyaluronik asit, protein, antioksidanlar, vitamin ve mineraller deriye enjekte edilerek cildin çok daha canlı bir görünüme kavuşması sağlanmaktadır.

PRP

Platelet Rich Plasma ifadesinin kısaltması olan PRP, cildin gençleştirilmesi amacıyla uygulanmaktadır. Plazma tedavisi anlamına gelen bu uygulamada hastaların kendi kanları bazı işlemlerden geçirilerek yüzdeki hasarlı dokulara enjekte edilmektedir. Vücudun çeşitli bölgelerinde de kullanılan bu yöntem yüzde kolajen üretimini artırmaktadır. PRP’nin enfeksiyon ve alerjen risklerinin çok düşük olması da bu yöntemin tercih edilmesinde önemli etkenlerdir.

KİMYASAL PEELİNG

Cildi canlandırmak ve ölü derilerden kurtarmak amacıyla uygulanan kimyasal peeling, derinin üst katmanının soyulması işlemidir. Sivilce izleri, lekeler ve diğer deformasyonlarda bu üst tabakanın soyulmasının ardından alt tabakada kolajen sentezi başlamaktadır. Bu sayede daha canlı ve genç bir cilde kavuşmak mümkündür.

Sonraki Haber