Gölbaşı Belediye Başkanı gazetemize konuştu: Temiz su tanklarına acil ihtiyacımız var

Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi, depremde en çok etkilenen yerlerden. Belediye Başkanı İskender Yıldırım, şehir merkezindeki hasarın yüzde 70 olduğunu söyledi. Yıldırım, “Altyapımız çöktü. Şu an en büyük ihtiyacımız temiz su tankları.” dedi.

Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi, 11 ili vuran depremden en çok etkilenen yerlerden. Belediye Başkanı İskender Yıldırım, en çok zarar gören üçüncü kent olduklarını söyledi. Şehir merkezindeki hasar yüzde 70, köylerle birlikte yüzde 56. İlk dört gün haber kanalları gelmiş fakat internet yokluğu nedeniyle yayın yapamamış. Çalışmaların sürdüğünü belirten Başkan Yıldırım, “Altyapımız çöktü. Aslında şehir çöktü. Şu an en büyük ihtiyacımız temiz su tankları.” dedi.

İSALE HATTINDA ÇOK HASAR VAR

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu başkanlığında koordinasyon kuruluş oluşturulduğunu belirten Yıldırım, burada beş kaymakam ve Tokat Belediyesinden yetkililerin bulunduğunu aktardı. Başkan Yıldırım; Altınordu Belediyesi, Esenler Belediyesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesi, Devlet Su İşleri ve İller Bankasından da görevlilerin çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı. Su hattında yüzde 92 hasar olduğunu vurgulayan Başkan, şunları söyledi: “Ana isale(*) hattımızda çok tahribat var. Otuz yedi kilometre çelik hattımız. Onu da dün itibariyle biraz onardık. Depoya su akmaya başladı. Kuzey sağlam ama şehrin güney tarafı yok gibi. Şehrin güneyinde belediyelerimizle birlikte çalışıyoruz.”

BİR AYA YOLCU TAŞAMAYA BAŞLARIZ

Demiryollarının da bayağı hasar aldığını belirten Başkan şöyle devam etti: “Kullanılamaz halde ama konteyner nakli demir yoluyla yapıldığı için bizim Gölbaşı istasyonuna kadar onardılar. Bu; Kahramanmaraş-Gölbaşı ve Pazarcık Gölbaşı arası demiryolu... Şu anda yolcu treni çalışmıyor ama konteynerler için yavaş hızla, kontrollü biçimde getirip götürüyorlar. Demiryolları Bakım Müdürü bir aya kadar yolcu taşımaya başlayabileceğimizi söyledi. İnsanları riske atmamak için şu an sadece yük taşıyoruz.”

'KURU BAKLİYAT HER ZAMAN İHTİYAÇ'

İhtiyaçlarını sorduğumuz Başkan Yıldırım, kuru bakliyatın çok lazım olacağını ifade etti. Yaklaşık kırk bin nüfusları bulunduğunu belirten Yıldırım, bunun üçte ikisinin can havliyle ilk anda göçtüğüne dikkat çekti. Şimdi yavaş yavaş dönüşler olduğunu aktaran Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şehrimizin sosyoekonomik yapısı güçlü değil. Uzun vadede barınma ve beslenme konusunda sıkıntılarımız olacak. Bizde çadır kent kültürü yerleşik değil. Herkes evinde, mahallesinde oturur. O yüzden çadırlar dağınık.

Konteyner kentin çalışmaları hızla devam ediyor. Altınordu Belediyemiz üstlendi altyapısını. Bizler de destek oluyoruz. Su ve atık suyu ASKİ ve Tokat Belediyesi marifetiyle yapıyoruz. Herhalde 15 gün içinde toplamda altı yüz konteyner konulacak. Su tankı, içme suyu, bakliyat, çadır, konteyner uzun vadede lazım. Dev bir sahra çadırında yemek veriyoruz. Hastanemizde az hasar vardı. Onarımı yapılıyor. Doğal gaz sorunu, sıvı gazla çözüldü. Fransızların kurduğu bir sahra hastanesi var, burada hizmet veriyor. Muhtemelen sağlıkla ilgili çok sıkıntımız olmayacak.”

(*) İsale: Yerleşim birimlerinin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla, toprak altına yerleştirilmiş ve kaynaktan itibaren depolara kadar dağıtılmış olan boru hattı.

ÇOCUKLUĞUNU BULMANIN SEVİNCİ

Hepimizin küçükken elimizden düşürmediği bir oyuncağı olmuştur. Kimimiz bizi, o yaşlardaki hayallerimize götüren o oyuncağımızı evimizin bir köşesinde tutarız. Anılarımızı hatırlamaya çalışırız. Yakup küçük yaşlarda elinden düşürmediği ayıcığını enkaz arasında aramak için babasına çok ağlamış. En sonunda babasıyla enkaz üstünde gördük. Biraz durdum izledim. Hikayenin sonunu merak ettim. Yakup ağlaya ağlaya enkazın üzerinde dolanıp durdu. Babası enkazın üzerinde bazen elleriyle toprak haline dönüşmüş beton kumlarının arasında oyuncağını arayan oğlunu sürekli uyardı. Enkazın üzerinde benim tarafa seslenip “10 gündür başımızın etini yedi valla kardeşim.”

'ÖĞRETMENİM BİZİ İYİLEŞTİRİR'

Aniden tekrar oğluna dönüp "Oğlum dikkat etsene.” seslenişi bitmeden Yakup haykırışıyla yüreğimize su serpti. “Buldum buldum ayıcığımı buldum.” Nasıl bir sevinç ağlamasıyla öyle. Babası güçlükle sakinleştirdi. Ağlamasını durdurmak için olsa gerek “Bak amcan ayıcığınla fotoğrafını çekmek istiyor.” dedi. Yakup sakinleşti.

Biraz sohbet etmek istedim. Oyuncak ayısından bahseder diye düşündüm. Yanıldım. "Okuluma gitmek istiyorum. Öğretmenim bizi iyileştirir.” cümlesini iki kez tekrar ederek bana poz verdi.

DÜKKANIMIZ YIKILDIYSA DA MESLEĞİMİZ ELİMİZDE

Berber Berkay Çolak. 6 Şubat’taki ilk depremde dükkanı hasar görmüş, ikinci depremde yıkılmış. Berber dükkanı yıkıldıktan sonra alabildiği kadar malzemelerini almış. Arkadaşlarını ve çevresinde bulunan depremzedeleri tıraş ediyor.

"Hep beraber, birlik olmaya çalışıyoruz. Her şeyimizi kaybettik ama insanlığımız kalsın. Şimdi de diğer arkadaşlarımız var. Onları tıraş etmeye gideceğim. Evimiz, dükkanımız gitti ama mesleğimiz ve sanatımız elimizde kaldı. Hep beraber tekrar ayağa kalkacağız.” dedi.

Sonraki Haber