Adıyaman'da yıkılan binalarda aderans etkisi

Kahramanmaraş'da meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından akademisyenlerden oluşturulan heyet, Adıyaman'da çöken binalarda bilinçli kullanılmayan büyük taşların demirle betonun arasındaki aderansı engellediğinden yapıların ani bir şekilde göçmesine yol açtığını tespit etti.

Kahramanmaraş merkezli 2 depremin ardından İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, deprem bölgesinde çöken binalarda inceleme yapmak üzere Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan uzman ekip istedi. Talep üzerine Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü'nden öğretim üyesi inşaat mühendisi Dr. Ahmet Bal'ın da aralarında olduğu mimar, inşaat ve jeoloji mühendislerinden oluşan 10 kişilik heyet, Adıyaman'a gitti. Akademisyenler, çöken binalarda inceleme yapıp numuneler aldı, hazırladıkları raporu da Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na sundu.

'ELENMEYEN BÜYÜK TAŞLAR DEMİRLE BETONUN ARASINDAKİ ADERANSI ENGELLEDİ'

Dr. Ahmet Bal, inceledikleri binalarda bilinenin aksine deniz kumu olmadığını belirterek, "Binaları yıkan sebep bizim agre dediğimiz beton içerisindeki taşlar. Bunların belli boyutta olması lazım. Donatı aralığını yani 2 santimetreyi geçmemesi lazım. Bizim gördüğümüz 7-8, 10 santim çapında elenmeden kullanılmış agregalar vardı. Bu agrelar betonarmenin en temel ilkesi, betonla çeliğin bir aderansıdır. Taş büyük olunca aderans sağlanmıyor ve maalesef beton vazifesini gerçekleştirmiyor. Bunun önemli bir sebebi de yapıların aniden göçmesine yol açıyor. Yani kolon boyutunda vesaire bir eksiklik olsa belki farklı bir göçme mekanizması olur ama burada elenmeden kullanılan, bilinçli kullanılmayan büyük taşlar demirle betonun arasındaki aderansa engellediğinden yapıların ani bir şekilde göçmesine yol açmıştır" diye konuştu.

'HAZIR BETON ÇOK SINIRLI'

Binaların çökmesine, mıcırların elenmeden kullanılmasının da neden olduğunu söyleyen Bal, "Normalde bu mıcırların belli bir boyutu geçmemesi gerekiyor. Betonun beton olarak kompozit özelliğini gösterebilmesi için bunun belirli bir boyutu agrega çapı dediğimiz bu çapın donatı boyutunu aşmaması gerekiyor. Bu da tabi yapının kesmeden dolayı ani bir şekilde göçmesine yol açıyor. Öncelikle tabi yapılar çok eski olduğu için, o zaman da hazır beton kullanımı da çok yaygın değil. Bizim bölgede gördüğümüz şeylerden bir tanesi de hazır betonun çok sınırlı kullanımı. Çünkü yapıların hepsi eski hepsi 90, yani aşağı yukarı tamamı 1998 öncesi yapılar ve bu 98 yönetmenin öncesinde de hazır beton kullanımı bu kadar yaygın değildi. Maalesef elenmeden de bu agregaların kullanılması bence en büyük sebeplerden biri" dedi.

Adıyaman'daki çalışmaları devletin, savcıların desteklediğini de vurgulayan Ahmet Bal, "Bizim gerekli kanıtları toplamamıza imkan tanıdılar ve bu konuda mümkün olduğu kadar ellerinden ne geldiyse özverili bir şekilde bizim işimizi kolaylaştırdılar. Biz de bunları tekrar laboratuvarlarımızda inceleyeceğiz, bilgisayarlarda analizlerini yapacağız" diye konuştu.

Sonraki Haber