AFAD'dan Kahramanmaraş depremi raporu: ‘Yönetmeliğe uymayan yapılar ciddi hasar aldı’

AFAD'ın Kahramanmaraş depremlerine ilişkin raporunda, bölgede 6 Şubat ile 6 Mayıs tarihleri arasında, büyüklükleri 0.2 ile 6.6 arasında değişen 33 bin 591 depremin meydana geldiği belirtildi. Raporda, yönetmelik kurallarına uyulmadan inşa edilen yapılarda ciddi hasarlar olduğu kaydedildi.

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü ve Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlere ilişkin rapor hazırlandı. 120 sayfalık raporda, 7.7 büyüklüğündeki Pazarcık depreminden itibaren 6 Mayıs 2023 tarihine kadar geçen üç aylık süre içerisinde bölgede 33 bin 591 depremin kaydedildiği, söz konusu depremlerin 550'sinin 4.0 ile 5.0 arasında değişirken 48'inin 5.0 ile 6.0 arasında, 2'sinin de 6.0 ile 7.0 arasında olduğu belirtildi.

'SÜNEK YAPILAR’

Raporda, şu ifadeler kullanıldı: “Ülkemizde meydana gelen yıkıcı depremler bizlere, yönetmelik kurallarına uygun olarak yapılan binaların yıkılmadığını, yönetmeliğe uygun yapılmayan binaların ise beklenenden daha fazla hasar gördüğünü veya yıkıldığını çok açık bir şekilde göstermiştir. Deprem yönetmeliğimizde depreme dayanıklı yapı tasarımında; hafif şiddetteki depremlerde binalardaki yapısal ve yapısal olmayan sistem elemanlarının herhangi bir hasar görmemesi, orta şiddetteki depremlerde yapısal ve yapısal olmayan elemanlarda oluşabilecek hasarın sınırlı ve onarılabilir düzeyde kalması, şiddetli depremlerde ise can güvenliğinin sağlanması amacı ile kalıcı yapısal hasar oluşumunun sınırlanması temel ilke olarak alınmaktadır. Bu ilkeden yola çıkıldığında, yapı elamanlarının şiddetli bir deprem enerjisini plastik deformasyonlarla (kalıcı ötelenme ve hasarlarla) tüketmesi yani sünek davranması istenir. Bunun için de yapıların sünek davranacak şekilde hem düşey yükler hem de yatay yükler dikkate alınarak projelendirilmeleri ve inşa edilmeleri gerekmektedir.”

'DERE KENARI VE DENİZLERDEKİ ÇAKILLAR KULLANILDI'

Türkiye'de sıkça karşılaşılan düşey doğrultudaki düzensizlik durumlarından biri olan “Yumuşak Kat” uygulamalarıyla bölgede yoğun olarak karşılaşıldığı aktarıldı: “Yapılan incelemelerde, beton için kullanılan agrega granülometrisinin uygun ölçülerde olmadığı, dere kenarından ya da denizden doğrudan alınıp kullanılan düz yüzeyli çakılların kullanıldığı, betonun sulanmadığı için yandığı, gevrek kırılmaların çokça yaşandığı tespit edilmiştir. Kırsal yerleşmeler, geleneksel yapı sistemleri ve yerel malzemeler kullanılarak topoğrafyaya ve iklime bağlı olarak yöre halkı tarafından şekillendirilmiş yerleşmelerdir. Taşıyıcı duvarları taş, kerpiç ve briket gibi malzemelerden oluşan yığma ve kâgir yapılarda görünen hasarın en büyük nedeni; zemin oturmaları ile birlikte taşıyıcı olan duvarlarda kullanılan materyaller arasındaki düşük aderans ve duvarların birleşim yerlerinde gerekli tedbirlerin alınmamasıdır. Kış aylarının çok soğuk geçtiği bölgelerde, don ve çözülme olaylarında toprak harç kullanımı hasarı artırmıştır.”

TAŞIYICI ELEMANLARDA BOŞLUKLAR

Yıkılan binaların betonlarında ciddi sorunlar olduğu vurgulanan raporda şu görüşlere yer verildi:

“Hasar gören yapıların bazılarında hazır beton kullanılmadığı, agrega granülometrisinin bozuk olduğu ve betonun kalıba tam olarak yerleştirilmediğinden dolayı taşıyıcı elemanlarda yer yer boşlukların olduğu gözlemlenmiştir. Konut olarak inşa edilmiş binaların zemin katlarının ticarethane olarak kullanıldığı durumlarda, bu katların yumuşak kata neden olacak şekilde tasarlandığı ve gerekli önlemlerin alınmadığı tespit edilmiş, bu da hasarın artmasına neden olmuştur. Donatı cinsinin seçimi (düz donatı) ve işçilikteki kusurlar, yer hareketi tarafından affedilmeyen başlıca olumsuzluk durumlarından biri olarak tespit edilmiştir. Bu durum akredite edilmemiş usta, kalfa ve inşaat işçilerinin yapı inşaatlarında çalıştırıldığının bir göstergesidir.”

Sonraki Haber