Afganistan'daki patlamaların şifreleri
ABD’nin Afganistan’dan çekileceği 2011’den beri herkesin malumuydu. Konu tekrar 2014’te gündeme geldi. Obama Doktrinini özetleyecek olursak; “Belirsiz maceralara atılmamak, kesin kazanılmayacak askeri projelerden kaçınmak, 'önce Amerika' demek yani evin içine çeki düzen vermek, liberal artistlik oynamak, onu destekleyen azınlıklar ve kimsesizlere bazı sosyal haklar vermek, yine de onu başkanlık koltuğuna oturtan sistemin nüfuzlu tekelci holdinglerini ve piyasa oligarklarını kızdırmamak...” Ama ve lakin Pentagon, NATO komutanlığı ve bölgeden gelen CIA ve Büyükelçilik raporlarının etkisiyle Obama, ABD ordusunun Afganistan’da bir müddet daha kalmasına onay verdi.
2017’de ABD’nin başına oturan Trump, “Önce Amerika” sloganının içini doldurmak için daha ciddi adımlar attı. ABD’nin delikli fıçı olduğunu söyledi ve ülke ekonomisine daha çok önem verilmesi gerektiğine inandı. Dünyanın yeni devleri ve talepleri ile baş edilebilmesi için sanayide, eğitimde tarımda, göçmen meselesinde, ithalat politikalarında ve başka ülkelere verilen imtiyazlarda önlemlere ve köklü reformlara ihtiyaç duyulduğunu ilan etti. Askeri harcamaları daha dikkatli yapacağını, milyonlarca ordu mensubunu eve getireceğini, lüzumsuz birçok üssü kapatacağını, soğuk savaş konseptinin gözden geçirileceğini, daha efektif ve daha az külfetli askeri teknolojiler ile ABD’nin güvenliğinin sağlanabileceğini ifade etti.
'SURİYE'DE KÜRTLERİ SATTI'
Kasım 2017’de Vietnam’da toplanan Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütünün zirvesinde yaptığı konuşma başkanlığı döneminde yapmak istediklerine atıftı; “Hiçbir yer vatan gibi değildir.” BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmadaki mesajda, “ulusların muazzam yeniden uyanışına” dikkat çekmişti. Ekim 2018’de ABD medyasının önemli yazarları Trump’ın Suriye’de “Kürtleri sattığını ve yolda bıraktığını” yazdılar. Bazı gazeteciler ABD’nin Trump sayesinde Suriye’deki en önemli müttefiki Kürt örgütlerine ihanet ettiğini yazdı. Bütün bu yaygaranın sebebi Trump’ın Suriye’den çekileceğini ifade etmesiydi. Trump da “Her kimse bu ister Rusya, ister Çin ister Napolyon Bonoparte olsun Kürtlere kim yardım etmek istiyorsa benim için hava hoş. Umarım harikalar yaratırlar. Biz 10 bin kilometre uzaktayız.” dedi. Trump’ın bu açıklaması SDG/YPG/PKK ile ülkemizdeki yalaka basın ve yazarlarını da çok üzmüştü. Babalarını kaybetmiş gibi ağlaştılar.
Trump’ın Suriye’den çekilme konusunda yaptığı açıklamalar ABD’nin yıllardır Afganistan’da beslediği hükümet, ABD tarafından devşirilen dolar memurları ile ABD ordusunun komuta kademesinde de panik havası yaratmıştı.
'TALİBAN KABİL'E GİRECEK'
18 Ekim 2019’da Uzair Younus (Üzeyir Yunus) imzasıyla The Diplomat gazetesinde yayınlanan makaleyi dikkatinize sunayım;
“Trump’ın böyle bir duyuru yapması, son aylarda Taliban güçlerini geri püskürtmede başarısız olan Kabil'deki ABD destekli Afgan hükümetine karşı bir Taliban zaferinin önünü açacaktır. Taliban, ABD ile müzakerelere girişirken, isyancı grup ateşkesi kabul etme eğilimi göstermedi. Afgan hükümetini tanımıyor ve birçok uzman, ABD Afganistan'dan çekildiğinde, Taliban'ın düşmanlarına karşı tam bir zafer arayışında Kabil'e kadar ilerleyeceğine inanıyor.
Trump'ın Kürtleri satma kararı, askeri zaferin yakın olduğu bir zamanda savaşı sona erdirmek için pazarlık yapmak istemeyen Taliban’ı cesaretlendirecektir... ABD-Taliban ateşkes görüşmeleriyle ilgili endişelerini dile getiren bir başka ülke Hindistan. Trump’ın Suriye kararını da ABD'nin Afganistan'da güvenilir bir ortak olamayacağının kanıtı olarak görecek. Bu, Hintli ulusal güvenlik politika yapıcılarını Pakistan ve Taliban'ın Afganistan'da yükselen bir güç olacağını ve Hindistan'ın çıkarlarını korumak için kendi yolunu çizmesi gerektiğini hesaplamaya zorlayacaktır. Bu, Hindistan'ın bölgedeki önemli bir istikrarsızlık ve terör kaynağı olarak gördüğü Pakistan'a karşı daha sert bir yaklaşımla sonuçlanacak ve Hindistan-Pakistan gerilimini artırarak Güney Asya'da daha fazla istikrarsızlığa yol açacaktır.”
20 SENENİN MANZARASI!
20 Ocak 2021’de başkanlık koltuğuna oturan Biden, selefleri gibi Nisan 2021’de Afganistan’dan çıkacağını ilan etmişti. ABD yönetimi, 20 senedir işgal ettiği Afganistan'dan, on binlerce mahalli askeri, milisi, ajanı, memuru, liboşu, berduşu, sanatçıyı, ayrılıkçıyı beslemesine rağmen geride 2 bin 600 ölü, bin kadar müttefik kuvvetler kaybı, 1 trilyon dolara yakın para ve yüzlerce yaralı bırakarak kaçmaktadır. 20 senedir mevcut olduğu bu ülkede on binlerce ölü, binlerce sakat, yoksulluk, cahillik, rüşvet, fesat, ahlaksızlık, pornografi, uyuşturucu kaçakçılığı, tecavüz, kan ve gözyaşı, faili belli cinayetler ve terör dışında bir eseri yoktur. Hayâ yoksunu Biden utanmadan, “Biz Afganistan’a El Kaide terörünü bitirmek ve Usame Bin Ladin’i etkisiz hale getirmek için gitmiştik. Bunu da başardık” diyebilmektedir.
Beyaz Saray resmi sitesi 8 Temmuz 2021’de Biden’ın Afganistan ile ilgili açıklamalarını yayınladı. Bu konuşmada Biden diyor ki;
“Nisan ayında yaptığım açıklamada, Afganistan’dan Eylül ayına kadar çıkacağımızı söyledim ve bu hedefe ulaşma yolundayız. Afganistan'daki askeri görevimiz 31 Ağustos'ta sona erecek. Çekilme, askerlerimizin güvenliğine öncelik vererek, emniyetli ve düzenli bir şekilde ilerliyor… Geri çekilmemizi yönetme şeklimiz sayesinde, hiç kimse - ne ABD kuvvetlerinden ne de herhangi bir müttefik kuvvetten – can kaybı olmadı. Nisan ayında söylediğim gibi, Amerika Birleşik Devletleri Afganistan'da bizim yapmaya gittiğimiz şeyi yaptı: 11 Eylül'de bize saldıran teröristleri yakalamak ve Usame Bin Ladin'i adaleti teslim etmek. Ayrıca Afganistan'dan kaynaklı terör tehdidini küçülterek Afganistan'ın bir terör üssü ülke olmasını engellemek. ABD'ye karşı saldırıların devam edebileceği bir üs olmasına mani olmak. Bu hedeflere ulaştık. Biz Afganistan’a bu yüzden gittik. Afganistan'a bir ulus inşa etmek için gitmedik.”
KENDİ ASKERİNE KIYANLAR
İki gün önce başkent Kabil’i sallayan ve DAEŞ yani El-Kaide tarafından üstlenilen bombalı eylemlerde ölü sayısı 100'e yaklaştı. Onlarca yaralı var. 13 ABD askeri öldü onlarcası yaralı. Verilen mesaj; İddia ettiğin gibi bizi bitiremedin. Çekilmen iddia ettiğin gibi güvenli olmayacak. En güvenli bölgende her türlü eylemi yapma kudretine ve cüretine sahibiz. Bizi eğitmiş, donatmış, kullanmış olabilirsin ama ve lakin bizi keyfince istihdam edip sonra paçavra gibi atarsan hiddetimiz şiddetli olur demektedir. Buna mukabil Afganistan bilinmeyenlerin kol gezdiği, sinsi planların tedavülde olduğu bir saha. Çekilmeye şerh koyan, muhalif kesimlerin de işin içinde olabileceği unutulmamalıdır. Zira tarih sömürge devletlerin, kontrol eden tekelci holdinglerin çıkarları için kendi askerine kıyacak kadar alçak olduklarını not etmiştir.